Ekonomik anlamda fena zora girdik.
11 Mart 2020 tarihinden beri, haydi bit artık, git artık diye diye gün saydık.
2020 senesinin tüm endişelerini taşımama rağmen, ben lanetli sene hiç demedim.
Sağlık anlamında çok zora girdik.
Ekonomik anlamda fena zora girdik.
Psikolojik olarak, çıkmazlara girenler çok oldu.
Ama bu sene, bütün bu olanlar hangimizin hayatını düzene sokmadı ki?
2020 yılı her anlamda ezber bozan bir yıl oldu.
2020 yılı, hangimize; özellikle anlayana;
Sıkıyorum hayatım! diyenlerin dışında.
Düşünene, anlayana, bilene;
Mevlana'nın dediği gibi, Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine teslim ol demedi.
Hayat bize rağmen akmaya kararlı olduğuna göre, en doğrusu sen de, ben de, hepimiz hayatla beraber akalım.
Düzenimiz bozuldu mu, bozuldu.
Hayatımızın altı üstüne geldi mi, geldi.
Bazen "hayatın altı üstünden daha fazla şey öğretir", sözü vardır ya tam o hesap işte.
Ben de tüm bu yukarıda yazdıklarımdan nasibimi aldım.
Ama tüm zorluklara rağmen, hayatıma kattığı çok şey oldu.
Daha önce hiç vaktim olmadığı kadar düşündüm.
Daha önce hiç anlayamadığım kadar insanları anladım.
İnsanları seyrettim.
Menfaatleri seyrettim.
Yalanı dolanı seyrettim.
Seyretmelere doyamadım.
Hiç kimse hala;
Birlik olmanın,
Paylaşmanın,
Hatır sormanın,
Merak etmenin,
Küçülüp yaşamanın,
Doğaya katkı sağlamanın,
Tüketmek yerine üretmenin,
Tanımadığın insanlara merhamet etmenin,
Herkes evde yahu, aman komşularım, alt kat, üst kat rahatsız olabilir, sessiz kalmalıyımı bilmiyorsan,
Sanki yasak sadece sanaymış gibi çok sıkılıyorum, şımarıklığının içindeysen,
Hâlâ bir şey anlamadın ve hala çok şımarıksan.
Yandın sen arkadaş, emin ol ki, 2021 yılı senin için daha zor geçecek.
Aküsü bozuk şımarıklar var.
Size diyeceklerim var.
Bütün bu olan biten, başımıza gelen ne varsa, sadece senin başına gelmiş gibi davranamazsın.
Bu ne şımarıklık arkadaş!
Olandan bitenden hala ders çıkarmadıysan;
Bu zorlu derslerden ders almadıysan,
2021 yılı;
En güvenilir tarafından eksilirsin,
Sözlerini tüketirsin,
Hiç kimse ile nerede kaldığını bilemezsin ki, dünyada bu histen daha kötü ne var bilmiyorum.
Sen kendin bizzat, insanlara yakın mısın uzak mısın bilemezsin ve mesafe kaybına uğrarsın
Demem o ki!
Şımarmayın,
Ve!
Şımarsan da.
Günün sonunda unutmayın ki;
Herkes kendi kadardır.
Funda'nın aklındakiler…
... Ömer Zülfü Livanelli twitter hesabından belden yukarı çıplak fotoğrafını paylaşmış.
Sosyal medyada yılın ilk gününün gündem konusu olmuş.
Yer gök inlemiş.
Fotoğrafın altına "göbek içeri, kol dışarı" yazmış.
Bakmış çok yorum yazılıyor, paylaşım fotoğrafını silmiş.
Sonra açıklama yapmış.
"Tam giyiniyordum, doktorum nasılsın" diye mesaj attı.
Ben de esprili bir fotoğrafla yanıt vereyim dedim, bu fotoğrafı yolladım.
"Doktoruma yolladığım fotoğrafım, yanlışlıkla twittera gitmiş bu bir şakadır".
Demiş.
İlâhi Zülfü bey, bu açıklama hiç olmamış, doktorunuz sanırım size whatsApp’tan nasılsın dedi.
Cevabınız twittera nasıl düşmüş hiç anlamadım.
Anlayan da hiç yok zaten.
Ama kabul edin ki açıklamanız, paylaştığınız fotoğraftan daha komik olmuş.
Komik ama şaka olmamış.
Çok güldük.
Allah da sizi güldürsün
... Gaziantep'te 17 yaşındaki, Feyza Nur bundan 4 ay önce bir tweet atıyor.
"Bana bir gün ulaşılamazsa, kaçmamışımdır, kaybedilmişimdir, ben bir yerden aşağı atlamam, Allah korkum var benim, ama biri atmıştır, uyuşturucu kullanmam, zorla verilmiştir. Bir gün hashtag’lerden biri olursam bulunacak kılıfların hiçbirini yapmam, hakkımı arayın".
Yazıyor.
Tam 4 ay sonra, dün balkondan düşüyor, ağır yaralanıyor.
Ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor ve gencecik kız ölüyor.
Bir kız sosyal medyadan bunları açık açık yazdığı sıralarda, ailesi farkına varmaz mı, emniyet teşkilatı farkına varmaz mı?
Yahu kız açık açık, belki ailesini, belki peşini bırakmayan birini ihbarda bulunmuş.
Ölen ölene, vah gidene.
Kız öleceğini yazmış, kimse sorumluk taşımaz mı?
Pes.