Geçtiğimiz hafta bugün yayınlanacak yazımı yazmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde yazacak ne çok şey var demiştim ama, son aylarda iyice üzerimize yıkılanlardan nefes alamıyoruz ki.
Geçtiğimiz hafta bugün yayınlanacak yazımı yazmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde yazacak ne çok şey var demiştim ama, son aylarda iyice üzerimize yıkılanlardan nefes alamıyoruz ki. Hele hele bir yıla yakın bir dönemdir Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan kısa sürede bizim de üzerimize çöreklenen o yıkıntıların altındayken neler bekleyebilirsiniz ki. Kurtulabilmek için umutlara sarılacağımız bir dönem midir 2021! Yeni yıla girdik ama, pek de farkında olduğumuzu söyleyilecek kadar rahat değiliz. Bu düşünceyle, sonlandırdığımız yıllarda sırtımızda taşıdıklarımızdan nasıl kurtulacağımız endişesinin üzerimizde olan yoğun etkileri aklıma geldi.
Böylesine bozuk psikoloji sarmalında bugünkü yazacaklarımı toparlamakta çok zorlandım.
Geçen hafta; “Yeni yıl mı? O da ne?” başlığını attığım yazıya şöyle başlamıştım
“Bazen insanlar; gününü gün ederek yaşadıklarının olabildiğince keyfini çıkarmaya çalışırlar. Bunu yapabilenlere son zamanlarda çokça rastlayamaz olduk. Ama çoğu zaman o insanlar gününü gün edebilme hayallerini bile kuramaz oldular. Başlarında “Demoklesin kılıcı” gibi duran, “Ha düştü ha düşecek!” diye beklediği, ekonominin keskin yüzünün o sevimsiz görüntüsünde ne yapacağını düşünürken, 2020’nin başımıza sardığı Kovid-19 salgınının doğurduğu ortamın dayanılmazlığında sonunu göremediği tehlikenin neler yapabileceğini bilemez haldedirler…”
Yazıda içimden gelenlerin bir bölümünü yazmış, yeni yıldan beklentilerimizi değil bizleri nelerin beklediğini kısaca özetlemiştim. Görünen o ki; yeni yılda bizi umduklarımızın değil umamayacağımız birçok şeyin beklediğini hissedebiliyoruz. Artık ekonomiden söz edecek halimiz kalmadı. “Ekonomi nedir, neye yarar, bizi neden bu kadar çok ilgilendiriyor” sorusuna yanıt verebilecek durumdan çoktan çıktığımızı görebiliyoruz. Tüm bu zorlukların üzerini örtecek kadar önemsememiz gereken bir başka sorunun varlığındaki yaşamamız hiç de kolay gibi görünmüyor. Paylaşmak zorunda olduğumuz, planlayamadığımız bu yaşamımızda işler hiç de iyi gitmiyor.
Yaşamak için neler yapmalıyız, onun hesabı için; akşamları genel çerçevesiyle planlamaya çalıştığımız o ekonomik verilerimizin sabahın gün ağarmasıyla değiştiğini görebiliyoruz. Çarşı-Pazar hesapları artık hiç dikiş tutmuyor. Kafanızda dans eden çarşı-pazar fiyatlarından hiçbir anlam çıkaramaz durumdayız. Hiçbir şey biribirine uymuyor. Kısacası; “Doluya koymaya kalksan almıyor, boşa koymak isteğiniz de ise dolmak bilmiyor. Ne yaparsanız yapın büyük bölümü hala boştur”.
Tüm bu bilinmezlikleriyle Kovid-19’un bizlere alaycı gülümsemeyle baktığını görebiliyoruz! Ancak; 2020’nin üzerimize çöreklettiği Kovid-19 belasının etkinliğindeki bu dönemde var olan ve iyice dayanılmaz hale gelen o ekonomik zorlukları düşünmenin çok daha fazla önüne geçmiş durumda.
Şimdi aslolan önce sağlıktır. Ama asla unutulmaması gereken; sağlık için beslenme şartlarının en azından asgari düzeyde olabilmesidir. Bunun için de, olması gereken ekonomik şartların ihtiyaçları karşılayacak seviyelerde olmasıdır.
Kovid-19 ile mücadelenin olmazsa olmazlarında biri, belki de en önemlisi; vücut direncini güçlü tutabilmektir. Bunun için en çok dikkat etmemiz gereken ise iyi beslenebilmemizdir. Bunun için ekonomik şartlarımızın da yeterli seviyelerde olmasıdır.
Böylesine zorlu şartların olduğu bir ortamı iyice dayanılmaz hale getiren Kovid-19 salgınıyla mücedelede yaşadıklarımızın hala aynı yoğunluğunda devam ediyor olması, bunun yanı sıra artık alışkanlık hale getirilen, “Yeni yıl zamlar”ı “2021 yılı gelmiş, neyime” demekten başka yapacak bir şeyimiz kalmadığını gösteriyor!
Evet, çok açık ve net; “Yeni yıl geldiyse bana ne!”.
Bu gün yazdığım, bir yeni yılı değerlendirme yazısı değildi tabii ki. O yazıyı, belki daha sonraları yazacağım. Aklıma, içimin yanıklığını hissettiren bir şeyler yazmak geldi. Ama onlar için bir süre beklememin çok daha iyi olacağını düşündüm ve sonraki yazılara öteledim.
2021’den beklentilerim konusunda iyice umutsuzum!
2020 gitti ama, ardında hatırlamak istemediğimiz o kadar çok şey bıraktı ki..