Süzülüp sınır boylarından ötelere bembeyaz örtünün içinde bahar çiçekleridir Mehmedim. Yüreğinde tatlı bir huzur dilinde memleket türküleri..
Süzülüp sınır boylarından ötelere bembeyaz örtünün içinde bahar çiçekleridir Mehmedim. Yüreğinde tatlı bir huzur dilinde memleket türküleri.. Mardin'den İzmir'den Karadeniz'den Urfa'dan türküler. Şimdi tarihin sayfalarında bembeyaz bir hayalin içinden Sarıkamış dağlarında adım adım tarih yazar Mehmedim. Kış bedeninde Sarıkamış yüreğinde ikisi de soğuk ikisi de yaşamında ya da yaşanmış. Yabancı değildir bu topraklar hala her taşında dedelerinin şehadet kanı var.
Ve dağlarda ölüm pusularda inlerde bekler bir eşkıya misali. Bir bozkurtun yırtıcılığıyla ilerler derelerde kayalarda Mehmedim.. Gazi olur şehit düşer de aldırmaz. Çünkü ölüm sevgiliye varılan gün ona hakka yürümek. Zaten ilahi sevdası bu. Kışa soğuğa geceye gülümser inceden ölüme...
Şehit tertibi gelir aklına Yemen’in sıcağından gelip tek mermi atmadan geceye kışa yokluğa esir olan ama düşmana değil hakka teslim olan neferler -Sarıkamış üstünde kar- kar altında Mehmedim yatar- gülüm donmuş kara dönmüş -gören sanmış yarini sarar-oy gülüm yar vay canım yar -kar altında Mehmedim yatar -kimi yemen kimi harput -üzerinde ince bir çaput- avut yiğit gönlünü avut- yar sarmazsa mevlam sarar..
Tarihin derin sayfalarında unutulan, unutturulan Mehmedin türküsüdür bu... Dört bir yandan kopup gelen yiğit civan mertlerin hikayesidir.
YÜZ YİRMİLER ÜZERİNE
Yıl 1915 yüz yirmi gonca yürek
Beyaz bir örtünün içinde Van
Ve ötelerde Erzurum çelik bir yaya benzer
Düşman sınırda bir yanda vatan
Kış soğuk yollar uzun ama sıcak atmakta yürekler
Kimi on ki kimi onbeşinde çiçekler
Kim demiş bunlara çocuk diye
Hepsi de büyük hemi de vatan kadar kocaman
Mehmetçik sınırda mermi bekler
Dağlarda kış dağlarda kahpe pusular
Bir ses -bir adım öne çıksın gönüllüler-
Tarih şahit ki toplu atmakta yürekler
Yüz yirmi tane adım en önde
Ah ayrılık anadan babadan yardan
Gözlerde yaş dillerde mısralar
Ey şanlı ordu ey şanlı asker
Beyaz bir örtünün içinde sıralanmış çiçekler
Kış soğuk da ay yıldızın sıcaklığı yeter
Ellerinde mermi sandıkları yük
Omuzlarına almışlar vatanı büyük
Kartopu oynarlardı türkülerle
Memleketimin toprak kokan türküleriyle
Uzanıp vardılar sınıra bir ocak günü
Tamamdır 120 Enver oğlu hakkı
Vatan bu analarının sütleri kadar hakları
Dönerken evlerine çocuklar kadar şendiler
O gün kederi ve bir yası yendiler
Yollar uzar Van'a doğru yollar
Bembeyaz bir rüyaya daldılar
Beyaz huzurlu bir rüya
Yüz yirmi kenetlenmiş eller
Seksen sekiz can yürek hakka vardılar
Melekler indi göklerden kanat açtılar
Kar çiçeklerini sarıp sakladılar
Öyle masumdular ki can yürekler
Geceden Mevlaya aşık oldular da
Ezana kalmaz hakka kavuştular
Şimdi tarihte beyaz bir sayfa o ocak günü
Kulağımda yankılanan Sarıkamış türküsü
Ve saydık yeniden can yürekleri
Bir şehit oğlu Mehmet iki ve ikide sessizlik
Yüz yirmi Enver oğlu Hakkı
Babası Yemen'de harp de artık şehit babası
Tarihler sakladı onları
Şehitler sarmaladı yüz yirmileri
Ve haykırdı bir millet sizlere
Bu toprak ananızın sütü kadar helal size
Yıl 1915 Van yüz yirmi gonca vatan
Kim demiş onlara çocuk diye
Hepsi de büyük hemi de vatan kadar kocaman.
TÜRKÜ, KÜRDÜ, LAZI, ÇERKEZİ, ARABI VE DAHİ HEPSİ
1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı coğrafyasının dört bir yanında insanımız hangi milletten olursa olsun cepheden cepheye koştu. Sarıkamış'ın ayazında Yemen'in çölünü arar oldular. Şehit makamına ulaşır melekler kıldı namazlarını Allahu Ekber Dağlarında. Dillerinde şehadet ile hakka yürüyen Mehmetçiklerimizin son sözü de Allahu Ekber oldu. Ne güzel demiş Yunus'' Ölürse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil''.