Yeni bir yıla daha gözlerimizi yeni açmışken, yaklaşık 1.3 milyar yıl evveline yani henüz hayvanların dahi olmadığı, sadece bitkilerin ve tek kıtanın olduğu hatta ve hatta ozon tabakası ile atmosferin yer aldığı döneme gitmek nerden çıktı, diyebilirsiniz.
Yeni bir yıla daha gözlerimizi yeni açmışken, yaklaşık 1.3 milyar yıl evveline yani henüz hayvanların dahi olmadığı, sadece bitkilerin ve tek kıtanın olduğu hatta ve hatta ozon tabakası ile atmosferin yer aldığı döneme gitmek nerden çıktı, diyebilirsiniz.
“Rodinya” yani tek kıta halinden süper kıtanın depremler ve dev dalgalar aracılığıyla parçalanması, bizleri halen yeni keşiflere yöneltiyor diyebilirim.
Tıpkı yakın tarihte, yani 2013 yılında Güney Afrika kıtasının daha da güneyinde yer alan Madagaskar Mauritius’un yakınlarında keşfedilen ada gibi.
Şimdi milyonlarca uçan kanatlı keşifçilerden bahsetmek istiyorum.
Arap haritalarına göre “karanlıkların yeşil denizi” adı verilen Atlas Okyanusu’nda göç esnasında milyonlarca kuşun yorgun ve bitkin düştüklerinden çığlık çığlığa sesleriyle okyanusun dev dalgalarına atılarak intihar etmeleri bilim insanları tarafından araştırılır.
Yapılan araştırma sonucu ise farklı yönlerden gelen göçmen kuşların bu noktada buluştuklarını, ancak neden intihar ettiklerini birçok araştırmacı bilim insanı çözemez.
Aslında, tüm göçmen kuşlar koca okyanusu geçerken bu adayı insanoğlundan binlerce yıl evvel keşfetmiştir.
Ancak binlerce yıl evvel dinlendikleri ada deprem nedeni ve dev dalgaların kasırgaların parçalamasıyla sular altında kalmıştır.
Bu adanın halen varlığını düşünen bin yıllık alışkanlıkla süregelen milyonlarca göçmen kuşların, kalıtımsal ve içgüdüleriyle hareket etmeleri sonucu adayı yerinde bulamayınca bitkin ve yorgunluktan okyanusun serin sularına bedenlerini teslim ederler.
Bu hikayeyi dinlediğimde aklıma Sevakin adası geldi.
Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sevakin adasına bağlı Sudan ile 22 anlaşma imzalayarak Sevakin adasının restorasyonunu istemesi ve Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’in sözlü onaylaması beni son derece gururlandırdı.
Neden mi?
3 bin yıllık stratejik öneme sahip olan Afrikalı Müslümanların Haç kapısı olarak bilinen ve Osmanlı İmparatorluğunun yönetimi altındayken de İstanbul’dan yönetilen bu ada aslında Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Mısır'ı fethetmesiyle Türk topraklarına katılan adaymış.
1918'deki büyük depremden sonra Sevakin harabeye dönmüş. Adanın sığ suları ve mercan yapısı sebebiyle ve 20. yüzyılda Sudan limanının inşasıyla ticari önemini kaybetti ve hayalet bir şehre döndü. Bir zamanların mercan şehri olan Sevakin şimdi eski kalıntılarıyla bir turizm sanayine dönüştü.
Binlerce yıl önceki mercan adasından eser kalmasa bile Osmanlının bıraktığı mirasa tekrar sahip çıkabilir, tıpkı göçmen kuşların alışkanlıklarında olduğu gibi Sevakin adasında soluklanabiliriz.