Şimdi Galatasaray maçını düşünerek, kadro ve oyun mühendisliği yapmamak lazım.

Şimdi Galatasaray maçını düşünerek, kadro ve oyun mühendisliği yapmamak lazım. Yok o kadro, bu diziliş. O girdi mi, bu çıktı mı? Hangi sistemi oynarsanız oynayın, yaklaşımlarınız her şeye karar veriyor. Şunu kabul etmemiz lazım ki, Trabzonspor’un çok iyi kadrosu var, bir klişeden öteye gidemeyecek. Bero-Okay-Sosa ile bu yol bitmez. Siz M’bia gibi birini gönderirseniz Okay’ın eline düşersiniz. Rıza hocanın işi zor ve ama kolay.

Zor;

Kendi oyuncuları değil ama bir şekilde komuta edip, takıma zafer kazandırmak zorunda.

Kolay;

Oyuncularına, ‘Ben ne istiyorsam onu yapacaksınız diyecek. Kimse bildiğini okumayacak’ diyecek.

Maalesef, defansif orta sahalarla, ofansif defans oyuncuları arasında (Sosa-Okay-Bero) sıkışan takımların alacağı puan en fazla 1 olur. Trabzonspor şanslı günündeydi 1 puan aldı. Kayseri, sahayı parselledi, atağa çıktı, net 1-2 pozisyon da buldu. Fazlası yok. Trabzonspor ise beraberliğe sevinerek, önümüzdeki maçlara bakacak.

Yani şu; en iyi oyuncular, forvetler, merkez ve kanat oyuncuları olsa da Trabzonspor yaklaşımlarıyla sahada olacak.

Onu beğendim, bunu beğendim tarzı yorumlar ve oyuncular üzerinden maçı analiz etmek, sizlere saygısızlık olacak. Çünkü benim gibi siz de izliyorsunuz ve siz de yorumlayabilirsiniz.

Sadece şunu söylemem lazım; 50. Yılı, vizyon-misyon her şeyi unutun. Trabzonspor bu kadar kötü oynuyorsa yenilmelidir. Yenilmeyi hak etmişti. Maçta hiçbir istatistiği yok. Ben istatistiği olmayan takımı, bırakın beraberliğine mağlubiyetine de normal derim.

Bir iki oyuncuya değinmem lazım; biri Sosa diğeri de Castillo. Her ikisi de berbatın berbatı oynadı. Sosa ve Castillo sanki 200 dakikadır oynuyormuş gibi. Bir tek Yusuf Yazıcı vardı sahada. Başka birini de görmedim.