Devletimiz çevre ülkelerde terör unsurlarını yöneten güçlerle illaki masa altı bir diplomasi yürütmektedir.
İsrail'in son dönemde yapmış olduğu soykırıma baktığımızda sadece Hamas ile bir savaş yürütmediğini aynı zamanda bölge ülkelerde de kendi işgaline zemin hazırladığını görüyoruz. Siyonist kirli akıl, satın alma yöntemi ile ilerliyor, satın alamadıklarını ise yok ediyor. Tüm bunları göz önüne aldığımızda Devlet Bahçeli'nin açıklamasının altında bir devlet aklının çalıştığını düşünmek doğru bir yaklaşım olacaktır.
***
SON zamanlarda Kürtlerle ilgili söylemleri doğru bulmuyorum. 'Terörsüz Türkiye' için Öcalan'a yapılan 'meclis çağrısı' Kürt sorunu çerçevesinde ortaya konuyor! Terör yapılarının sadece Kürtlerden oluştuğunu düşünmek yanılgıdan ibaret! Çünkü bu kirli yapının içinde; Ermeniler, Asuriler, Farisiler, Araplar, Süryaniler, Zazalar ve Kürtler bulunmakta... Hatta bu terör örgütleri İngilizler, Almanlar, Fransızlar gibi başı bozuk, eli kanlı katillerden oluşan bir yapıdır.
Bu çoklu ve tehlikeli yapının karşısında devletimiz, tüm imkanlarını 'devlet aklının' çalışması için seferber etmiş durumda görünüyor. Bu tehlikenin büyüklüğüne karşın geçmiş Türk devletlerindeki mutlak doğru olmayan devlet aklını da unutmayalım!
Türkler, tarih boyunca birçok imparatorluk kurdu.
1-Büyük Hun İmparatorluğu
2-Batı Hun İmparatorluğu
3-Avrupa Hun İmparatorluğu
4-Ak Hun İmparatorluğu
5-Göktürk İmparatorluğu
6-Avar İmparatorluğu
7-Hazar İmparatorluğu
8-Uygur Devleti
9-Karahanlılar
10-Gazneliler
11-Büyük Selçuklu İmparatorluğu
12-Harzemşahlar
13-Altınordu Devleti
14-Büyük Timur İmparatorluğu
15-Babür İmparatorluğu
16-Osmanlı İmparatorluğu
Bu devletlerin İmparatorluk haline dönüşme sebebi hiç şüphesiz bir devlet aklının (Aksakallı iradesinin) güçlü ve doğru tesiriyle gerçekleşti. Aksakallılar devletin sek ve idaresinde büyük rol oynamaktaydılar. İçişlerine müdahaleleri yoktu ama dışişleri ile ilgili her konuda devlete yön veren konumdaydılar. Bu üst aklın imparatorlukların yıkılma safhasında nasıl zafiyete düştüğü de tarihin acı gerçeği... Türk tarihinde birçok imparatorluğun yıkılışında; yöneticileri doğru yönlendiremeyen, düzgün fikir telakkilerinde bulunamayan ve beka uğruna doğru düzgün adımlar atamayan Aksakallılar iradesi, o dönem Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslara kadar birçok bölgede kan ve göz yaşına sebep olmuştu.
Son kurulan Türk Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’dir. İslam'ın son kalesi Türkiye'dir. Bugün ayakta kalabilen Türk devletleri de gücünü Türkiye’den almaktadır. Bu bağlamda Türkiye'nin hazin bir sonla, emperyal duygularla, kirli bir siyasetle, Siyonist bir müdahaleyle; parçalanıp bölünmesine, gücünün ve bütünlüğünün bozulmasına, varlığının tehlikeye atılmasına asla ve kata müsaade edilmemelidir. Eğer devlet aklı dediğimiz bu akıl Türkiye'yi daha da güçlendirecekse önünün sonuna kadar açılması ve sağlam bir destek görmesi gerekir. Yok eğer büyük bir tehdit doğuracaksa bu konuyla ilgili gerekenin önlemin alınması ve uyarının yapılması elzemdir.
"İnsan yılan deliğinden iki kere sokulmaz" hadisi şerif-i düsturunca tedbirli ve temkinli olmakta fayda var.
***
Şu asla unutulmamalıdır ki; Biz, bizi istemeyenlerin kardeşi değiliz! Biz bizimle kardeş olmak isteyenlerin kardeşiyiz! Türk hinterlandının, köklerinin ve sınırlarının Adriyatik'ten, Çin Seddi'ne kadar olmadığını bilelim. Bugün dünyanın her yerinde Türklerin varlığı ve gücü hissedilmektedir. Aynı dinden, aynı dilden olunmasa dahi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "abi" diyen Nicolás Maduro örneğinde olduğu gibi; Venezuella, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde de kendini bizim kardeşi olarak gören kim varsa başımız gözümüz üstünedir. Ben inanıyorum ki; kardeşlik ve barıştan yana olan Türkiye'nin 'terörsüz bir yüzyıl' idealiyle devreye soktuğu "devlet aklı" mutlak doğruyu bulabilmek için elinden geleni yapacak ve tüm risk faktörlerini 'terörsüz Türkiye' uğruna ortadan kaldıracaktır.