İstanbul'u hala net çözüm bulunamayan sorunlarından biri ve belki de en önemlisi; hala net olarak çözülemeyen trafik ve toplu taşımadır.
Bu konuda yıllardır iyi işler yapılıyor olmasına karşın, iyice karmaşıklaşan ve yoğunlaşan trafik sorunu kesin çözülemedikçe bu ortamda toplu taşımanın da çözülmesi zor gibi görünüyor.
Bunu zorlaştıran birçok neden var. Bu konuda birçok şey yazıldı. Bilinen en gerekli çözüm, raylı sistem ve çoğunluğu yer altına taşınan Metro’nun olduğu gerçeği gün gibi ortadadır. Şimdiye dek yapılan yatırımlar, Metro’nun ne kadar etkin çözüm olduğunu göstermiştir.
Bu konuda hızlı yol alınamamasının en kritik göstergesi; Metro hatlarında yapılan planlama ve yanlış tercihlerdir. Planlanan yeni metro ve raylı sistem hatları bu gereklilikten yola çıkılarak mutlaka revize edilmeli ve var olanlarla yenilerin, kullanışlı kavşak sistemleriyle iyi entegrasyonu sağlanmalıdır. Buralarda tek bilet ve aktarma sistemi işi daha da kolaylaştırıcaktır. Örneğin; Yenikapı kavşak noktasında Hacıosman ve Havaalanı metrosunda da tek biletle aktarma olanağı sağlanmalıdır.
Yapımı devam eden yeni Metro kavşaklarında da, bu yöntemin uygulanması çok daha doğru olacaktır.
Dünkü yazımızda, İstanbul’un iki yakası arasında, 24 saat kesintisiz toplu taşımanın çok büyük yükünü üstlenen Metrobüs’te yaşananları anlatmış bu olumsuzlukların çok yararlı bir hizmet olan Metrobüsler’de giderek sorun olmaya başladığını yazmıştım.
Bugün, neredeyse benzeri sorunlarıyla iyice eleştirilmeye başlanan, toplu taşımanın yeni gözdesi olan Marmaray’ın hızla şikayetleri arttıran olumsuzluklarından söz edeceğiz.
Bilinen bir şey var ki, o da; İstanbul toplu taşımasına, çok yakın bir zamanda giren ve kısa sürede Halkalı-Gebze arasında en çok tercih edilen Marmaray’ın yönetimiyle diğer toplu taşıma araçlarının yönetimlerini ayrı yerlerden olması. Marmaray, TCDD’nin diğerleri ise İstanbul Büyükşehir’in yönetiminde. Görünen o ki; İstanbul toplu taşımasını ilgilendiren bu konuda ortaya çıkan iki yönetim farklılığı, birlikte kaliteli hizmet, yaşanan sorunların hızla çözümü konusunda sorun yaratacaktır.
Marmaray’ı zorlayan en önemli sorun; hızla artan kullanımına rağmen sefer sayılarındaki düzensizliğin, artan yoğunluğa yanıt verememesidir. Hala ısrar edilen onbeş dakikada bir sefer aralığının Marmaray ile yolculuk edenleri oldukça sıkıntıya sokmaya başladı. Günün neredeyse yarısında; ara istasyonlardan Marmaray’a binmek, binebilirseniz inmek neredeyse imkansızlaştı. Bakırköy, Sirkeci, özellikle Yenikapı ve Soğütlüçeşme, zaman zaman da Bostancı istasyonları bu yoğunluğu yaşayan yerler. Neden hala, onbeş dakikada bir devam ettirilen bu sefer sayısında ısrar ediliyor tam bir soru işareti. Yaşanan ve kabusa dönüşen, son haftalarda günden güne hızla artan bu yoğunluğu Marmaray yönetinimden hiç kimse görmez mi?
Kazlıçeşme ve Söğütlüçeşme istasyonlarında yapılan aktarmalardan bir sonraki trene yansıyan yoğunluk, günün bazı saatlerinde dayanılır gibi değil.
Bir başka dikkate alınması gereken konu ise; kış geliyor, yağmurda, karda, soğuk havalarda bekleyen yolcuların istasyonlarda beklerken sığınabilecekleri bir kapalı alanın olmaması. Marmaray’ın bir bölümü yeraltından gidiyor ama önemli bir bölümü ise eski banliyo hatlarından ve açıktan gidiyor. En azından bu istasyonlarda soğuktan korumaya yönelik kapalı alanlara ihtiyaç var.
Bakın, görün; “toplu taşımanın gözdesi Marmaray” nereye gidiyor!
BİR TUTAM TEBESSÜM
BİLİM ADAMI!
Temel arkeoloji dalında araştırmalar yapan bir bilim adamıymış...
Bir gün Amerika da bir konferansa katılmış.
Amerikalı bir bilim adamı konuşmasında:
-“Biz ülkemizde yapılan kazılarda 25 metre aşağıya indik ve telefon kabloları bulduk. Demek ki bizim atalarımız telefon kullanıyorlardı” demiş.
Ardından Temel kürsüye çıkmış ve:
-“Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağıya indik ve hiçbir şey bulamadık. Demek ki bizim atalarımız cep telefonu kullanıyorlardı” demiş.