Haftalardır KHK kararlarıyla şeker üretim yapan 14 fabrikanın özelleştirilerek satışları hakkında bir çok haber gördük, okuduk.
Türk Şeker’in özelleştirilmesi ile gündeme gelen haberler hepimizi endişelendirdi.
Biz pancardan elde eden ve şeker üreten bir ülkeyiz. Kotamız ise dünya ortalaması çok üzerinde.
Avrupa Birliği ülkelerine baktığımızda NBŞ kotaları her geçen gün düşürülmekte.
NBŞ kotası Almanya'da 1.6, Fransa, İngiltere, Hollanda’da neredeyse sıfıra yakın.
Biz de ise hep Bakanlar Kurulu kararlarıyla kota artarak gitmiş. Bugün yüzde 10'luk NBŞ kotası var. Dünya ortalamasının çok üzerindeydi.
Gerçi halen öyle ama yüzde 5'e indirildi bu ciddi bir gelişme.
Peki bu ne demek?
Yani her 100 kilo şekerin 10 kilosu NBŞ idi. Şimdi ise yüzde 5'e indi.
Türkiye'de şeker kotası 2 milyon 670 bin ton. Bunun yüzde 10'nu 267 bin tonluk NBŞ kotası vardı.
Şimdi ise yüzde 5'lik dilim 267'nin yarısı oldu.
Kamuoyunda NBŞ etkisinin artacağı yönündeki tartışmalar, NBŞ'nin özellikle obezite ve kanser riski taşıması tartışmaları alevlendirdi haklı olarak.
Ve...
Sağlık Bakanlığı harekete geçerek bir bilgilendirme raporu yayımladı.
Avrupa Gıda Güvenliğinin verdiği rapor ile Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulundan çıkan araştırma raporuna göre nişasta bazlı şekerin sağlıklı olmadığı NBŞ kotasının artırılmaması gerektiğinin ve sıkı denetlenmesi gerektiğini belirtiyor.
Bu güzel haber...
Peki kötü habere bakacak olursak;
Kayıt dışı ile mücadelede bizlere çok görev düşüyor.
Şeker İş Sendikasının raporuna göre; kayıt dışı şeker piyasasında 350 bin tonluk dolarlık kaçak şeker mevcut.
Türkiye’deki şeker kotası 2 milyon 670 bin ton. Bunun 2 milyon 403 bin tonu şeker pancarından elde edilen şeker NBŞ ise bunun yüzde 10'nu yani 267 bin ton. Kotanın yüzde 5 düşmesi ile nişasta bazlı şekerlerin yarısı şeker pancarına dahil edilmesi anlamına geliyor. Şeker penceresinden bakarsak bu iyi bir gelişme çünkü bu işin yan sanayisi de var.
Gübre ve yem sanayisi bunların başında yer alıyor.
Sağlık Bakanlığının yayımladığı rapora göre: Bugün 15 yaş ve üzeri çocuklarımızın yüzde 32'si obezite, yetişkinlerde ise yüzde 34'lerde. Diyabet prevalansı yüzde 12.1. Çocukluk çağında obezite oranı 7-8 yaş grubunda yüzde 9.9, fazla kilolu çocuk oranı aynı yaş grubunda yüzde 14.6 iken, ortaokul çocuklarında obezite sıklığı yüzde 12.4’e ve fazla kilolu çocuk sıklığı yüzde 21’e yükselmektedir. Raporun son önerisi ise; “Türkiye Beslenme Rehberi’nde ve DSÖ ile diğer uluslararası önerilerde; tüm serbest şekerlerden alınan enerjinin, günlük enerji (kalori) miktarının yüzde 10'unu geçmemesi ve bazı ülkelerde ise daha da azaltılması önerilmektedir." der.
Siz siz olun 3 beyazdan uzak durun...
Un, şeker, tuz.