Kamu Denenetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) Başdenetçi Şeref Malkoç: Vatandaşın derdini çözerken İdare ile düşman olmuyoruz sağlıklı ilişkiler kuruyoruz. Dostane çözüm kararı alıyoruz. Vatandaş belediyeyi, üniversiteyi, bakanlığı şikayet ediyor. Biz arıyoruz vatandaşın böyle bir sorunu var biz bunu karara bağlayalım, siz çözüm getirin diyoruz. İdare bunu çözüyor. Türkiye'de mevzuat bakımından bir sorun yok. Sorun işleyişte.. Kamu'daki görevli ve ilgili arkadaşların bir kısmı kendilerine sorumluluk yüklenmesine rağmen görevlerini yapmıyorlar
“İnsanlar için önemli olan şey huzur, güvenlik ve geleceğe olan umutlarıdır. İnsanlar bunları temin etmek için devletleri kurmuşlar. Ve İdare'den bağımsız meclisin seçtiği mali güvencesi olan bağımsız kurumlar olsun demişler, bu da ne olmuş, Kamu Denetçiliği yani dünyadaki yaygın adıyla Ombudsman’lık ortaya çıkmış. Halkın İdare ile ilgili şikayetlerini incelemek üzere kurulmuş bir kurum. Biz hem insan hakları hemde İdare’yi denetleyen vatandaşın avukatlığını yapan bir kurumuz. Kamuoyunun vicdanıyız. Hiçbir makam merci bize tavsiyede ya da telkinde bulunamaz bu yasak sayılmış. Kamu Denetçiliği , Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından dört yıllığına seçiliyor." diyen Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ile bilinmeyen ve gündemde olan bir çok sorunun cevabını YeniBirlik için konuştuk.
Kamu Denetçiliği Kurumu denince halk ne anlamalı?
Kamu Denetçiliği Kurumu bir bakıma vatandaşın avukatlığını yapıyor, vatandaşımız bize her türlü ortamdan ulaşabilir elektronik ortamdan, mektupla, faxla, kaymakamlıklarla veya valiliklerle. Kuruma başvurular tamamen ücretsiz. Özellikle bize müracattan sonra yasa gereği en geç 6 ay içerisinde kararlarımızı veriyoruz. Başvuruların çoğunluğunu dostane çözüme kavuşturuyoruz. Bir bakıma İdare'yle vatandaş arasında sağlam bir bağ oluşturuyor ve köprü kuruyoruz.
Şikayet başvurularında artış oldu mu?
Kuruma 2017’nin ilk 5 ayında 7 bin 54 başvuru geldi. Ve bu rakamın geçen yılın Ocak-Mayıs ayıyla karşılaştırıldığında artış oranının yüzde 239 olduğunu görüyoruz. 2017 yılının ilk 5 ayında; 428 adet dosyayı Dostane Çözüm kararı ile çözümledik bu bizim için önemli. Dostane Çözüm ilk önerimiz oluyor. Milletimize ne kadar yardım edersek bizim için o kadar memnuniyet vericidir. Kurumumuza gelen insanlar buradan çıkarken eğer içinden bu memleketin böyle güzel kurumları da var diye hissedebiliyorsa veya bunu bulunduğu ortamlarda aktarabiliyorsa biz başarılıyız demektir.
Öğrencilerden şikayet alıyor musunuz?
Bu konuya çok ağırlık verdik. Çocuklar 09.46'da sınava gitmiş, almıyorlar. Sonra bize müracaat ettiler. Biz ÖSYM'ye 5 tane tavsiyede bulunduk. Bir tek 09.45'e uymadı Anayasanın 42. maddesinde eğitim ve öğretim hakkı düzenlenmemiş. Sen sınav saatini 10.00'da veriyorsun, o saatte başlayacak. Bu kararımızı verdik. Biz onlara, "Ama böyle bir şey düşünüyorsan bunu kamuoyuna duyur, tanıt, anlat" dedik.
Sınava hasta olduğu için solunumum cihazı ve benzeriyle girenler olmuş, onların sınavları iptal edilmişti. Bize müracaat ettiler. İptal edilen sınavları tekrar geçerli kıldık. YGS'yi başarıyla tamamlayıp, LYS'yi girmeye hak kazanan çocuklara 13 günlük süre tanıdılar. Çocuk hasta oldu, trafik kazası geçirdi, annesi ameliyat oldu, babası öldü. Böyle olunca çocuklar parayı yatıramadı. Sınava girme haklarını kaldırmışlardı. ÖSYM ile görüşmeler sonucunda 'Niye bu çocukların sınava girmesini engelliyorsunuz? Bir mani mi var? 13 günlük süre veriyoruz. Bu süreçte yatıranlar normal yatırsın, ondan sonra yatıranlar 2 katına yatırsın" deyince bu kurala uydu.
Son günlerde uyuşturucu ile ilgili çok acı görüntüler yayınlanıyor.. Bu konuyla ilgili bir çalışmanız var mı?
Türkiye’de mevzuat bakımından bir sorun yok. Sorun işleyişte.. Kamu’daki görevli ve ilgili arkadaşların bir kısmı kendilerine sorumluluk yüklenmesine rağmen görevlerini yapmıyorlar. Kamu görevleri görevlerini yaparmış gibi davrandıkları için sorun buradan çıkıyor.Ondan sonra herkes mazaret uyduruyor sıkıntı buradan çıkıyor. Yerel yönetimler, valilik, bakanlık herkese verilen görevler var. Herkes görevini yerine getirse Türkiye uyuşturucu ile mücadeleyi yapar.
Peki ne yapmak lazım? O kurumları mı denetlemek gerekiyor?
Evet.. Bunu sadece Türkiye Kamu Denetçiliği Kurumu yapmayacak. Basın, medya, sivil toplum örgütleri ve toplumunda bunda sorumluluğu var. Son bir aydan beri medyanın ve siyasetin buna eğilmesi çok sevindirici. Şimdi kalıyor takip edilmesi. Takip kısmında İdare'yi biz denetleyeceğiz. Görevlerini yerine getirmelerini sağlayacağız.
Ombudsmanlık toplantılarına nerelere gidiyorsunuz?
Daha önce Azerbaycan, İspanya, Çin, Yunanistan ve Güney Kore’de yoğun temaslarda bulunduk. Sonra Rusya’ya gittik. Kamu Denetçiliği Kurumu ile Rusya Federasyonu İnsan Hakları Yüksek Komiserliği arasındaki dayanışmanın, dünyada insan hakları konusundaki hassasiyeti artıracağına inanıyoruz. Güney Kore’de Asya Ombudsmanlar Birliğinin toplantısına katıldık ve Kurumumuzu tanıttık. Birliğe üyeliğimiz kabul edilerek, 2019 yılındaki Genel Kurul Toplantısının Türkiye’de yapılma kararı alındı.
Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Denetim ve Kamu Denetçiliği Kurumu Çalıştayı, düzenlediniz nasıl geçti?
16 Nisan halkoylamasıyla birlikte Türkiye’de 94 yıldan beri devam eden parlamenter sistemi değişti. Bunun yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi geldi, buna bağlı olarak yaklaşık 150 kanunda değişiklik olacak ve anayasa değişikliğinin mevzuatı önemli ölçüde etkileyecek. KDK olarak halkoylamasından sonraki değişikliklerin farkındayız. Özellikle bizim alanımıza giren denetim konusunda TBMM, idare ve yargı makamlarıyla görüşerek 2019 yılında yürürlüğe girecek ana sistemin hazırlıklarını yapmak istedik ve bu çalıştayı gerçekleştirdik. Zaman çok hızlı geçiyor, biz bu hazırlıkları yaparsak eminim ki 2019 yılında arzu ettiğimiz noktaya gelinecek.
‘Göç ve Mülteciler' Raporunu hazırlıyoruz
Suriyelilerle ilgili Göç ve Mülteciler raporu için Kahramanmaraş’a gittiniz nasıl bir çalışma idi bu?
Kamu Denetçiliği Kurumunun ‘Göç ve Mülteciler’ Raporu için Kahramanmaraş’a gittik. Türkiye’de bu konuyla alakalı devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve milletin yaptığı çalışmayı, fedakarlığı, insanlığın haysiyetini ve onurunu kurtaran bu mücadeleyi bütün detaylarıyla tespit edip dünyaya sesimizi duyurmayı hedefledik. Suriyelilerin Türkiye’ye gelişlerinin üstünden 6 yıl gibi uzun bir zaman geçti. Bu insanlarla ilgili Türkiye’de sosyal uyumun sağlanması, koordinasyonun sağlanması, bunların ileride Suriye’de iç savaş sona erdiğinde Türkiye ile dostluk bağlarının artması, aynı zamanda niyeti bozuk, ülkemiz üzerinde hesabı olan bazı yabancı unsurların Türkiye’nin güvenliğine yönelik yapacakları yanlışlıkları hangi tedbirlerle önleneceğinin karşılıklı görüşülmesi amacıyla yürüttüğümüz rapor çalışmasını sürdürüyoruz. Bu raporu önümüzdeki günlerde yayınlayacağız.
Suriyelilerin yanısıra başka hangi ülkelerden mülteciler var ülkemizde?
“Birleşmiş Milletler’e kayıtlı mültecilerin yarısından fazlasını Türkiye barındırıyor. Kolay bir olay değil bu, olağanüstü bir olay. 3 milyona yakın Suriyeli var, Afganistanlı, Pakistanlı, Iraklı, Somalili, Afrikalı, bunları da saydığımız zaman 4 milyon mülteci var ülkemizde. Türk milleti, Maraşlılar, Gaziantepliler, Hataylılar, İstanbullular bu insanlarla ekmeklerini paylaşıyorlar. Bu insanlarla okullarını, geleceklerini paylaşıyorlar. Avrupa’da gayri safi milli hasılası milli gelirimizden daha fazla olan ülkeler, 10, 100, 200 mülteci için tartışma yapıp kavga çıkarıyorlar alalım mı almayalım mı, diye. Avrupa’da sivil toplum örgütleri ‘mülteciler getirilmesin, ekmeğimizi bölüşmeyelim, okullarımızı paylaşmayalım’ diye gösteri yaparken, bizdeki sivil toplum örgütleri bu insanlara bağırlarını açıyorlar. Diyorlar ki ‘bunlar iç savaştan kaçmış, bunların anneleri, babaları ölmüş, kadınlar dul, çocuklar yetim kalmış’ diyerek kucağını açıyor. İşte bizim insanımızın gönlünün genişliği ve medeniyetler arasındaki fark budur.
Peki orada mülteciler ile ilgili gördüğünüz neydi Türkiye’de kalmak istiyorlar mı?
Kamu Denetçiliği Kurumu olarak bu insanlığın vicdanını kanatan olaya halkımızın bulduğu çözümü yerinde gördük. İnsan hakları açısından tespitler yaptık ve daha iyi nasıl olabilir bunları raporlaştırdık. Türkiye’nin bu hizmetini bu milletin insanlığını, onurunu bütün dünyaya anlatacağız. Mültecilerle yapılan anket ve araştırmalarda yüzde 75’i Türk vatandaşı olmak istiyor.
Cumhurbaşkanını da denetleyebilecek misiniz?
Evet yasal düzenleme yapılacak ve cumhurbaşkanı İdare'nin bir parçası olacak. Başbakan kalkınca cumhurbaşkanı onun fonksiyonlarını yerine getirecek. Yeni sistemde denetimi inceledik. Önceki anayasaya göre denetleyemediğimiz alanlardan biri Cumhurbaşkanlığı idi. Çünkü vatana ihanet hariç sorumluluğu yoktu.
Şunları yaptık.. “ilki; Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Siyasi Denetim: İdarenin TBMM tarafından denetlenmesi”, ikincisi; Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yargı ve İdari Denetim: İdare'nin Yargı ve İdare Tarafından Denetlenmesi ve üçüncüsü; Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Ombudsman Denetimi: İdare'nin Bağımsız Bir Kamu Denetçisi (Ombudsman) tarafından denetlenmesi başlıklarını ele aldık. Anayasa değişti cumhurbaşkanının hukuki ve siyasi sorumluluğu ortaya çıktı. Dolayısıyla Kamu Denetçiliği Kurumunun alanına girdi. Anayasa değişikliği ile birlikte bütün sivil toplum örgütlerini ve kurumları daha duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz.
Rusya Temasları nasıl geçti?
Rusya Federasyonunda, birçok farklı kavimin, mezhebin ve dinin barış içerisinde ve insan hakları korunması son derece önemli bir olay. Dünyanın da zaten huzura, barışa ve insan haklarına ihtiyacı var. 3 Mart 2017’de Ankara’da Rusya Federasyonu İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile imzaladığımız mutabakat gereği ilişkilerimizi geliştirdiğimiz gibi, Asya, Avrupa Ombudsmanlıkları ve İslam Ülkeleri Ombudsmanlar Birliği’nin üyesiyiz. Bu faaliyetlerimizi de geliştirmeye devam ederek bu faaliyetlerin bir kısmını da Türkiye’de gerçekleştireceğiz.