Dün New York sessiz ve üzgün bir havaya bürünmüştü. Bundan tam 20 yıl, birkaç gün önce her turist gibi ben de şehrin en görkemli manzarasını görebilmek adına İkiz Kuleler'in en tepesine çıkmıştım.
Dün New York sessiz ve üzgün bir havaya bürünmüştü. Bundan tam 20 yıl, birkaç gün önce her turist gibi ben de şehrin en görkemli manzarasını görebilmek adına İkiz Kuleler’in en tepesine çıkmıştım. Çok değil sadece birkaç gün önce. Twin Towers kulelerinin yıkılışının 20. yıl dönümü göz yaşları ile anıldı. 11 Eylül 2001’de İkiz Kulelere düzenlenen saldırı, Amerika tarihinin unutulması en zor ve en acı dolu günlerinden biri olabilir. Beni de derinden etkileyen terör saldırılarından biri. Düşünüyorum ve hala inanılır gibi değil. 3 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği, bütün dünyada yankılanan ve yaralarının 20 geçse de hala sarılamadığı gündü 11 Eylül.
4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles'a giden Amerikan Airlines'a ait yolcu uçağı, yerel saatle 08.46'da İkiz Kuleler'in kuzey yönündeki binasına çarptı. Kuzey kulesi alevler içinde yanarken United Airlines'a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan tam 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı. İkiz kuleler hem ABD hem de tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırıların ardından milyonların gözü önünde dakikalar içinde yerle bir olmuştu ve bütün Manhattan toz bulutlarına gömülmüştü.
İşin başka garip tarafı da 10 Eylül günü Türkiye’ye dönmek için uçağa binmiş olmamdı. 11 Eylül öğlen saatlerinde İstanbul’a ayak bastığımda birkaç saat önce kulelerin yıkıldığını öğrendim. Kaderin nasıl ince bir çizgi olduğunu bir kere daha görmüş oldum. Bu tür kötü anıların tekrar yaşanmaması dileği ile…