Gazeteciliğimiz ve şu anki durumu üzerine veya yaşananlarla ilgili pek fazla yazı yazmam.
Genel anlamı ile medyamızın nerelerde olduğu ile ilgili bilinenler ortada. Gazetecilerin durumu, yaşadıkları, kaynağı belli olmayan haberler ve en üzücü olanı ise; maşabaşı döktürülen, daha çok gündem yaratmaya yönelik haberlerleri.
O nedenledir ki, medyayı anlatan yazılar pek yazmam.
Ama bir önemli rahatsızlığım var ki bu konuya zaman zaman girmesem birşeyleri eksik hissediyorum. Ülkemiz için olmazsa olmazlardan ve belki de en önemlisi, yoğunlukla futbol olmak üzere spor gazeteciliğidir. Bununla ilgili birçok şey yazılması gerekiyor. Bugün spor medyası, daha doğrusu, şimdiki durumu ile internet ağırlıklı spor medyamız ile ilgi birkaç şey yazmak geldi içimden.
Son yılların en “fenomen habercilik” alanı olan sosyal medya spor haberciliği; doğal olarak spor gazeteciliğini de tümüyle kapsama alanına aldı. Özellikle, gazete okuma alışkanlığını elerindeki mobil telefonlara odaklayan, haber-bilgi beslenmesini bu akıllı telefonlardan karşılayan her yaşta vatandaşlarımız, internetten ortalığa savrulan bu spor haberlerinden beslenir oldular.
Özellikle ulusal gazetelerimiz merkezli, sadece spor haberleri üreten birçok spor haber sitelerindeki spor haberlerinin nerelere vardığını eminim ki ibretle ve üzüntüyle takip ediyorsunuzdur. Onlara, yapılanlara ben pek haber demem ya!...
Haberin daha çok tıklanmasına ve bir alt sayfasına geçilmesine dayalı, başlığıyla birlikte sürekli tekrarlanan, haber giriş paragraflarını aşıp, asıl merak ettiğiniz haberin başlık içeriğine ulaşabilmeniz çok da mümkün olmuyor.
Bu spor haberlerinde iyice bıktıran; “Bombayı patlattı” ve benzeri başlıklarla başlayan, eğer haberin içine ulaşabilirseniz başlıkla ilgili haberde var olan bilgilerde aradığınızı bulamamaktan yaşadığınız yoğun hayal kırıklıklarında, kendinizi ne kadar kötü hissettiğinizi biliyorsunuzdur. Maalesef ki; bu tür haberlerde başı çekenler, ülkemizin spor sayfalarıyla ünlü gazetelerin internet sayfa uzantılarında olan spor haberi içerikli siteleridir..
Özellikle, çok yakında başlayacak olan Süper Lig karşılamaları için hazırlıklarını sürdüren takımlarımızın kadrolarındaki eksikleri giderme uğruna yapmaya çalıştıkları transfer haberleri odaklı “bomba transfer” haber bilgileri.
Onlara bakılırsa; Fenerbahçe şimdiye kadar yüze yakın transfer görüşmesi yapmış en az onbeş civarında transfer yapmış, Galatasaray ve Beşiktaş da öyle. Ama o söylenen, yazılanların onda biri bile transfer görüşmelerinin içinde değildir.
Bu nasıl spor haberciliğidir. Spor okuru üzerinde başlığı okunma süresince geçici heyacan yaratmaya dayalı bu yanlışlığı yapanlar, bu kandırmacadan hiç mi rahatsız olmazlar. Okur kandırmak iyi bir yöntem olamasa gerek. Gazete trajları bunun yarattığı olumsuzluğu net gösteriyor.
Bilinen bir şey var ki, yıllardır ulusal gazetelerimizin trajlarında, spor haberlerinin yer aldığı spor sayfaları hep kurtarıcı olmuşlardır. Gazeteler bu özelliklerini şimdi internetteki uzantıları olan spor haber sitelerine bıraktılar. Bıraktılar da; oralarda yapılan bu yoğun asparagas sosyal medya spor haberciliğinin, yılların markası bu gazetelere ne kadar zarar verdiğinin hala farkına varamadılar. Okur artık bu asparagas bilgi etiketini yansıtan haberlere asla inanmıyor. Sadece eğleniyor.
Sosyal medya denen elektronik haberciliğin çoğu artık geyik muhabbeti ve dedikodudan oluşan mecrada hızla ilerliyor. Bu hızlı ilerleyişten en çok nasibini alan ise sosyal medyada elektronik spor haberciliği alanında yerini alan hızla yayılan spor haber portalları. Ama marka gazetelerini tüketiyorlar.
Zamanların görüntü taşıyıcılı “çetleşme” mantığındaki, sözüm ona haber fenomeni “Facebook” hızla ivme kaybediyor. Hızlı iletişim ve döküman taşıma konusunda yerini “whatsapp”a bırakmış durumda. Görüntü ve mesaj iletme konusunda “Instagram” “Facebook”u iyice gerilerde bıraktı. Şimdi trend tüm özel yaşam görüntülerinin yeraldığı “Instagram”.
Sosyal medya ve oradan sarkan spor gazeteciliği bu işte.