Hızla gelişen iletişim ve bilişim teknolojilerinin hızına ayak uydurabilme telaşı, başta yazılı ve görüntülü medyanın yanı sıra, dijital medyadaki iletişimin iyice hoyrat kullanılmasının bazı incitici olumsuzlukları, yaşamı iyice zorlaştıran hatalara neden olmasına, acımasızca sürdürülen anlık ve haksız rekabetin yarattığı olumsuzluklar da eklenince, bir dijital iletişim kirliliği çukurunda tam olarak debelenmeye başladık.
Hızla gelişen va adına “İletişim Çağı” dediğimiz yeni yüzyılın hemen hemen ilk çeyreğine ulaşmak üzereyken her yılında şaşırtıcı hızla değişen ve her şeyi iyice kolaylaştırdığı düşünülen internet iletişim araçları ve dijital yayıncılık, üstüne üstlük televizyon yayınları sayesinde dünya küçüldükçe küçüldü.
Hızla gelişen iletişim ve bilişim teknolojilerinin hızına ayak uydurabilme telaşı, başta yazılı ve görüntülü medyanın yanı sıra, dijital medyadaki iletişimin iyice hoyrat kullanılmasının bazı incitici olumsuzlukları, yaşamı iyice zorlaştıran hatalara neden olmasına, acımasızca sürdürülen anlık ve haksız rekabetin yarattığı olumsuzluklar da eklenince, bir dijital iletişim kirliliği çukurunda tam olarak debelenmeye başladık.
“İletişim Çağı”nın en etkin araçlarından biri olarak giderek yayılmaya başlayan internet haberciliğinin ve dijital yayıncılığın toplum üzerindeki etkisini göz önüne alırsak, iletişim araçlarının ve dijital yayıncılığı kontrolsüz, sorumsuzca kullanmanın sakıncalarını,
internetin iletişiminin hızla yaygınlaştığı, ancak yasal düzenlemelerinin hala tam olarak sağlanamadığı bu ortamda konunun ne kadar ciddi olduğunu, yaşam şartlarının ne kadar zorlaştırıldığını anlayabiliyor muyuz bilinmez.
“İletişim Çağı” dediğimiz yüzyılın daha ilk çeyreğini katetmek üzereyiz ama, geçen bu yıllarda iletişimin yaşam şartları üzerindeki takip edilemeyen bu hızlı değişiminin bizleri. Özellikle Z kuşağı dediğimiz gençlerimizi, sosyal yaşamın en etkin denge ve yaratıcılık zengini kadınlarımızı ne kadar etkilediğini, var olan ve giderek kontrolden çıkan değişimin toplumu nerelere götürdüğünün daha rahat anlayabiliriz.
Şu yazdığım yazının konusu iletişim çağı ile ilgili iki binli yılların başında yazdığım yazılardan, “İletişim Kirliliğine Doğru Doludizgin” başlıklı bir yazımı anımsadım, okudum ve o gün yazdıklarımdan bu güne geldiğimizde nerelere sürüklenmişiz veya neleri yapmak zorunda bırakılmışız, nasıl bir bilişim teknolojisinin yarattığı iletişim çukuruna doğru yuvarlanıyoruzu dilim döndüğünde anlatabilmeyi deneyeyim dedim.. O tarihlerde yazdığım yazıdan birkaç cümleyi buraya aktaracağım. Yaklaşık yirmi yılda bu günlere gelmişiz ve daha nerelere gideceğiz konusunda biraz öngörü oluşturayım istedim.
İki binli yılların başında “iletişim çağı kirliliği konusunda özetle kısaca şunları yazmışım:
“İletişim Çağı’nın ilginç iletişim araçları, cazibesine kapılan bizleri öylesine büyüledi ki hiçbir plan yapmadan körü körüne ve kontrolsüzce üretmemize neden oldu. Elimizdekilerle yetinmeyip teknolojinin tüm nimetlerini aynı anda kullanmayı bir matah sandık ve ürettikçe ürettik. Üretime aklımızı, yeteneğimizi katmak yerine biraz da ticari kaygının esiri olarak ipe sapa gelmez üretimlerin altına imzamızı attık.”
“Gün geldi ürettiklerimizin bize verdiği zararlardan canımız yandı ama öylesine amansız bir rekabetin girdabına düştük ki kendimizi kontrol edemez olduk.”
“Zaman zaman darbağaza giren ülke ekonomisinin yarattığı imkansızlıkların zorunlu engelleriyle kendimizi firenler gibi olduk ama bu kez de yayınları devam ettirmenin zorunluluğuyla işi tam anlamıyla arapsaçına döndürdük.”
“Kanun tanımamazlıktan, insan haklarına özen gösterememekten, adına internet tabanlı iletişim, yayıncılık dediklerimizin, gerçekte olması gerekenler olmadığını bir türlü kabullenemedik.”
“Giderek hissedilmeye başlayan iletişim kirliliğinin en önemli nedeni tüm bu iletişim araçlarının kullanımında kitle iletişim hukuna uyulmaması, hala yerli yerine oturtulamayan yasal düzenlemeler ve ortaya çıkan tüm olumsuzluklarının ortaya çıkardığı ve toplum üzerine yüklediği olumsuzlukların yarattığı yayın karmaşası...”
“Kontrolsüz ve hızlı gelişme kontrolsüzlüğündeki iletişim kirliliğinin yanı sıra medyanın en önemli kaynağı olan haber ve habere dayalı bilgi tüketimi olumsuzluklarının hızla artmasına yol açtı. Öncelikle, kaynaklar gerektiği gibi ve hiç de olumlu olumlu kullanılmadı.”
Bilişim Teknolojileri, internet ve dijital yayıncılık dayatması ve kandırmacası, iletişim kirliliğinin geldiği son nokta. Belki çok radikal bir tanım olacak ama, “iletişim kirliliğinde düştüğümüz çukurda debelenmeye devam mı?”. Görünen o ki çaresizlikteki çözüm beklentilerimiz bu çukura ulaşıp kurtulmamızı sağlayacak mı, bir bilinmezdeyiz. Umarım kurtuluruz! Haydi işimiz rast gide!...