Ortadoğu'da kum fırtınası hep sert eser ve sürekli kum tepeleri yer değiştirir.

Suriye iç savaşında 10 yıl geride bırakılıp 2021 yılına gelindiğinde İdlib de kördüğüm olmuş durumda.

Ortadoğu’da kum fırtınası hep sert eser ve sürekli kum tepeleri yer değiştirir. Gelişmeler o kadar hızlıdır ki bu topraklarda tarihin mürekkebi kurumadan çoktan kan yeniden akmaya başlamıştır.

Suriye’de 'Eş-Şaab Yurid İsqat En-nizam (Halk rejimin düşmesini istiyor)' sloganının duvara yazıldığı Der'a, devrimin ya da iç savaşın ilk kıvılcımının yakıldığı yer. Suriye’de yerel aşiret yapısının en güçlü olduğu bölgelerden biridir Der'a. 2011 yılının Mart ayında rejim Der’a’yı yoğun şekilde kuşatmış ve saldırmıştı. Tıpkı 1982’deki Baba Esad’ın Hama kuşatması mantığı: 'Büyümesini istemiyorsan var gücünle kuşat.'

Suriye iç savaşı 2020 yılına gelindiğinde İdlib’de kördüğüm olmuş durumda. Eylül 2018 tarihinde Soçi Muhtırası ile şekillenen çatışmasızlık ve gerginliği azaltma hattı tam bir sinirleri alt üst eden gerginlik hattına dönmüş durumda. İdlib, rejim/silahlı muhalefet, HTŞ gibi terör çizgisinde kabul edilen grupların olduğu, Rusya’nın olduğu, İran’ın, Lübnan Hizbullah’ı gibi Iraklı Haşdi Şabi ve daha birçok devlet dışı aktörün yer aldığı, terör örgütü PKK’nın yanı sıra DEAŞ’ın uyuyan hücrelerinin bulunduğu ve El Kaide biatlı terör çetelerinin olduğu Suriye iç savaşının özeti durumumda. Rusya emperyalist bir düşünceyle kendi kazanımlarını düşünüyor. Türkiye’nin ne zaman jeoplitikte bir meselesi olsa TSK gözlem noktalarına ya da konvoylara saldırı oluyor.

Türkiye 1974’de Kıbrıs harekatı yapılmasaydı bugün Doğu Akdeniz'de söz sahibi olamayacaktık. Bugün İdlib çözülmezse yarın bu coğrafyada Türkiye’nin etki alanını hep tartışmalı olacaktır. Türkiye alanda attığı askeri adımlarla masadaki pozisyonunu güçlendirse de alanın bambaşka gerçeklikleri var. Suriye’de yaşananlar petrol savaşlarının ötesinde işgal altındaki Filistin topraklarından Doğu Akdeniz jeopolitiğine Türkiye’nin bekasına kadar derin bir mücadelenin özetidir Suriye.

İdlib sadece İdlib değildir. İdlib Suriye’dir, Hatay’ın da el bombasıdır. Türk Devlet aklı derin stratejik okumaların ötesine geçerek alanda fiili adımlar atıyor. Türkiye vekaletler mücadelesinin ortasında Rusya ve ABD’ye rağmen İdlib düğümünü çözerek coğrafyanın dağılmaması için adımlar adıyor.

HTŞ (NUSRA) TALİBANLAŞIYOR MU?

Kendisine DEAŞ vari bir siyaseti uygun görmeyip, savaşı yalnızca Suriye-İran ve Rusya ile veren HTŞ de bu minvalde bir düşünce ile savaştığı ülkelerin düşmanlarıyla arayı iyi tutmaya çalışmıştır.

Suriye, onlarca devlet dışı aktörlerin ya da terör örgütlerinin ülke dışından gelen yüzlerce elamanları ile meşrulaştırılma projelerinin uygulama alanına döndü. ABD terör örgütü PKK-YPG’yi sözde DSG adı altında legalleştirmeye çalışırken diğer terör örgütü HTŞ’nin isim ve bayrak değiştirerek Suriye Talibanı mı olacağı soru işareti olarak ortada duruyor.

Heyet Tahrir El Şam (Nusra), örgütünün lideri Colani’nin şifrelerinde bu sorunun cevabı var. ABD’nin başına 10 milyon dolar ödül koyduğu terör örgütü yöneticisi Ebu Muhammed Colani var tıpkı bugün Afganistan’da bakanlık yapan Taliban mensupları gibi..