Bu konuda vaziyetin ne olduğunu doğal olarak en iyi anlatacak olanlar sektörü iyi bilen tepe yöneticilerdir.

Dünyanın şu anda en büyük sorunu olan Kovid-19 salgını ikinci dalgasıyla tekrar etkili olmayı tüm hızıyla sürdürüyor. En büyük kurtarıcı olarak bakılan Kovid-19 aşısının test sonuçlarını beklerken, ekonominin nereye evrildiği de ayrı bir sorun olarak karşımızdadır. Salgının dünyaya yayılması havayolu ile olurken, bundan en çok etkilenen sektör olarak da ne acıdır ki yine havacılığı görüyoruz.
Bu konuda vaziyetin ne olduğunu doğal olarak en iyi anlatacak olanlar sektörü iyi bilen tepe yöneticilerdir. Hafta içinde, Dünya Gazetesi, You Tube Kanalı’ndaki “Global Konuşmalar” adlı canlı yayında “Küresel Havacılık Sektöründe Pandeminin Dönüşümü” başlığıyla, TAV Havalimanları Holding İcra Kurulu Başkanı Dr. M. Sani Şener’i konuk etti. Spiker Buse Biçer’in moderatörlüğünde, Gazete’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Yayın Koordinatörü Vahap Munyar ve Yayın Danışma Kurulu Üyesi Servet Yıldırım, Sani Bey’i adeta soru yağmuruna tuttu. Sektör için, bu çok önemli sohbeti aktarmak istedim.
Buse Biçer, havacılık sektörünün içinde bulunduğu durumu, çok iyi bir şekilde özetledikten sonra, TAV Başkanı Sani Şener’e ilk olarak Servet Yıldırım daha önce söylediği “Yüzde 40 yolcu kaybı olursa 96 milyar dolar maddi kayıp olur” sözünü hatırlattı. Şener, bu soruyu şöyle yanıtladı. “Global ölçekte kayıp şu anda yüzde 75, zarar 160-170 milyar dolar civarında. Türkiye’ye bakınca haziranda Turizm, İçişleri, Sağlık ve Ulaştırma Bakanlıkları enteresan tedbirler aldı. Bir iletişim ağı kuruldu. Antalya Havalimanı’na Sağlık Bakanlığı test cihazları gönderdi. Sektöre güven geldi ve gelen yolcularla iki ay kurtuldu. Şunu iyi bilmeliyiz ki, 1 dolarlık havalimanı kazancı piyasaya 3.25 dolar olarak yansıyor. Geçen yılı 90 milyon yolcuyla bitirmiştik. Bu yıl 27 milyonda kaldık. Yolcu yoksa sıkıntı var demektir. Küresel sorunlar lokalde çözülmez. Antalya ve Sabiha Gökçen Havalimanları Avrupa limanlarında üst seviyelerde yer aldı.”
Yeni pazarlara gitmek gerektiğini dile getiren TAV CEO’su Şener, hac ve umre kapandığı için Medine’ye ve yanı sıra Makedonya, Gürcistan ve Tunus’a hiç uçulamadığını ve buralarda işlettikleri havalimanlarında sıkıntı yaşadıklarını belirterek şöyle devam etti: “ Şimdi ise hepimiz aşıya odaklandık. Ama bunu çözeceğimize inanıyorum”.
Vahap Munyar’ın “İGA Ortağı Mehmet Kalyoncu, iç hatlarda hareketlilik var” diyor, siz bu konuda neler söylersiniz sorusunu ise, Şener şöyle yanıtladı.
“Önemli olan giden dış hat yolcusudur. İç hatlarda biz havalimanı işletmecisi olarak yolcu başına 3 Euro alırken, dış hatlarda bu rakam 15 Euro’dur. Ayrıca yiyecek ve duty free satışları da vardır.”
Hakan Güldağ, perakende sektörünün krizi çözmek için neler yaptığını anlatıp Şener’den kendilerinin ne gibi önlemler aldıklarını anlatmasını istedi.
Krizi çözmek için önce masrafları kısıp, personeli Kısa Çalışma Ödeneği’nden yararlandırdıklarını ve sonra da idare ve bankaların kapısını çaldıklarını anlatan Sani Şener sözlerine şöyle devam etti:
“İdare (DHMİ) bizim kira süremizi 8 yıl uzattı ve kiraları erteledi. Bankalar da kredi ve diğer ödemelerimizi öteledi.
2019 rakamlarına ulaşana kadar sistemi bu şekilde döndüreceğiz. Unutulmasın ki 1 milyon ekstra yolcu, bini şehirde olmak üzere 3 bin kişinin istihdamı demektir.
Krizden ciddi darbe yedik Şirketimizin yüzde 46’sı Fransız ADP (Aeroports de Paris) yüzde 44’ü halka açık, gerisi de Tepe İnşaat (Bilkent Holding) ve bana (Sera Yapı) aittir. Biz her konuda pratik olduk. 1999 depremi, 2001 krizi, 11 Eylül saldırısı, Arap Baharı, terör saldırıları ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi krizleri iyi yönettik. Darbe girişimi gecesi Atatürk Havalimanı’na (AHL) 100 bin kişi geldi. Bu gibi krizlerden de başarıyla çıktık.”
Eski rakamlara dönüş konusunda “2021 yılında 2019’un yüzde 50-55’ine, 2022 yılında ise yüzde 90-95’lere yükselir.” diyen TAV Lideri Sani Şener, insanların uçmaya şimdiden tam hazır olduklarını, havalimanlarında yiyecek-içecek ve duty free satışlarının iyiye gittiğini, ama önemli olan çalışanların durumudur dedi ve şöyle devam etti: “Tabii bu arada uçakların da hepsinin uçması şart. THY şu anda yüzde 40 eksik kapasiteyle uçuyor. Dünya üzerinde var olan 30 bin uçağın, hala daha 18 bini yerdedir.”
Bir soru üzerine AHL ve Bodrum’da jet trafiğinin arttığını, yeni uçak alımlarının olabileceğini söyleyen Sani Şener, diğer bir soruya cevaben de şunları ekledi.
“Konsolidasyon (el değiştirme) bekliyorum. Havalimanı ve havayolu satışlarını, pandemi süreci hızlandırır. Bu konuda biz pişmanlık duyacak bir adım atmadık. Pandemi döneminde Kazakistan’daki Almatı Havalimanı’nı aldık. Ocakta işletmeye başlarız.”
“Ben yılda 200 gün uçardım, şimdi sadece 6 gün uçuyorum, sıkıntıdan patlıyorum” diyen TAV Havalimanları Holding CEO’su Şener şöyle devam etti.
“Biz sektöre ve ülkeye güveniyoruz. ABD S-400 der, AB Doğu Akdeniz’de sorun var der. Ülkeyi yönetenlere çok güveniyoruz. Cumhurbaşkanımız iyi mesajlar veriyor. Türkiye’nin jeopolitik ve jeoticari konumu çok önemli. 3 saatte İstanbul’dan 55 ülkeye ulaşılabiliyor. Bu ciddi bir kapsama alanı. Yolcu transferi ve kargoda hub (dağıtım merkezi) olmak mümkündür. Biz küresel bir şirketiz. ADP, 1 milyar dolar sıcak para getirmiş ve TAV’ın yüzde 46’sını satmışız. Halka açık olan yüzde 44’ünde de yabancı payı bulunmaktadır. Biz sadece havalimanı işletiyoruz, bizim tek işimiz bu. Kolay kredi alabiliyoruz. 4 milyar dolar aldık ve bunu da ödedik. Mazimiz temiz. 1997’de Tepe Holding (Ali Kantur) ve Akfen Holding (Hamdi Akın) ile bu işe başladığımızda, 2010’da 10 havalimanı hedeflemiştik ve bunu da gerçekleştirdik. 101 havalimanında varız bunların 15’ı bizim, 86’sı başkalarının. En son Madagaskar’da ADP ile varız. Şu anda bütün şirketlerde TAV çalışanları var, bu işin mektebi olduk. Avrupa’daki 5 büyük havaalanı işletmecisi var. ADP, Vinci, Schiphol, Fraport ve TAV. Bunların birbirleriyle ortaklıkları var. Montenegro Havalimanı ihalesi hükümet değişikliği nedeniyle gecikti. Hükümeti bekliyoruz.
Makedonya’da iki, Zagrep’te bir alan işletiyoruz. Balkanlar’da büyümeliyiz.
Geçmişte Küba’yı alamadık. O sırada Castro öldü. ABD ambargosu vardı ve ayrıca Havalimanın ortasındaki Hilton Oteli de Amerikalılarındı. Olmadı bu iş.
New York, La Guardia Havalimanı için toplantı yaparken “Burası üçüncü dünya ülkesi havalimanı gibi” demiştim. Bana kızdılar. Bir süre sonra o zaman ABD Başkan Yardımcısı olan Joe Biden bu alana indiğinde “Burası üçüncü dünya havalimanı gibi” deyince ben haklı çıkmıştım. Burayı da alamadık.”
Sürecin aşı ile eski günlerine döneceği kanaatini taşıdığını, dünyadaki bin 300 havayolu şirketinden, 292’sının (Bu şirketler dünya uçak yolcusunuz yüzde 82’sini taşıyor) üye olduğu IATA (Uluslararası Havayolu Taşıyıcıları Birliği)
yolculuklarda aşı pasaportunu şart koşacak ve şirketler de aşı pasaportu olmayana bilet satmayacaklar. Aşıyla 2-3 ay içinde bazı şeyler düzelecektir.” diye görüş belirten İcra Kurulu Başkanı Dr. Sani Şener, “Bir bilen” olarak kendi şirketinin ve sektörün içinde bulunduğu son durumun fotoğrafını böyle çekti. Doğrusu katılmamak mümkün değil.
Her şeyin en kusa zamanda düzelmesi ve sağlıklı günlere kavuşmak dileğiyle.
Sağlıklı günler Türkiye’m.