Kış mevsimi benim mevsimim. Yaz ayını hiç ama hiç sevmem.

Kış mevsimi benim mevsimim. Yaz ayını hiç ama hiç sevmem. Kimi için bahara dek upuzun, kapkaranlık bir dönem anlamına gelen kış; kimi için de tatil demek. İskandinavya’nın buz otellerinden Alpler’in romantik kayak merkezlerine, Noel Baba’nın ülkesi Laponya’dan Sibirya’ya ve büyülü dünya İzlanda’ya kadar, kış tatili sevenler için minik bir rehber hazırladım.

Alplerde kayak

Kış aylarını en çok kar ve kayak sebebiyle seviyorsanız tatilinizi planlamadan önce Avrupa’nın en çekici kayak merkezlerine bir göz atın.

Innsbruck / Avusturya

Tarihi kent merkeziyle oldukça sevimli bir kasaba olan Innsbruck, muhteşem olanaklarıyla aynı zamanda sıkı bir kayak merkezi. Eski kent merkezi ve Nordpark kayak bölgesi birbirine yer altı treniyle bağlanıyor. Avusturya’nın bu kaliteli kayak merkezinde her seviyedeki kayakçı için uygun olanaklar mevcut. Zorlayıcı eğimler isteyen, ileri seviyedeki kayakçılar için Nordpark elverişli, zira buradaki eğimler gerçekten dik. Board yapanlar için bir snowboard parkı bulunuyor. Patscherkofel’de ise Olimpik kar kızağı deneyimi yaşayabileceğiniz bir alan var.

Cortina d’Ampezzo / İtalya

Burayı, Peter Sellers’ın başrolünü oynadığı meşhur Pembe Panter serisinin ilk filminden hatırlayabilirsiniz. Sadece Pembe Panter’e değil 50’ler ve 60’larda birçok filme de set görevi gören bu sosyetik kayak merkezi, Alpler’e özgü chalet’leriyle son derece otantik. Audrey Hepburn, Brigitte Bardot, Sophia Loren ve Claudia Cardinale gibi ünlülerin bir dönem sıklıkla ziyaret ettiği Cortina, hâlâ popülerliğini koruyor. Kayak dışında burada yapacağınız birçok şey var. Her şeyden önce, sevimli kasabayı gezmelisiniz. Minik ancak lüks butikleri, sofistike restoranları ve Avrupa’nın kaymak tabakasını bir arada görmek için iyi bir fırsat.

Madonna Di Campiglio / İtalya

Dolomitler’de dar bir vadiye konuşlanmış Madonna di Campiglio özellikle kayağa yeni başlayanlar ya da orta seviyedekiler için ideal. Ne var ki ileri seviyedeki kayakçıları da memnun edecek ciddi eğimlere sahip. Sadece kayakçıları değil snowboard’cuları da çeken Madonna, bir süre önce Snowboard Dünya Şampiyonası’na da ev sahipliği yaptı. Kayak tatili listenize bu sevimli İtalyan kasabasını da eklerseniz pişman olmayacaksınız.

Laponya

Finlandiya’nın kutup dairesini de içine Laponya bölgesinde masal gibi bir kasaba var: Rovaniemi. Noel Baba’nın kasabası olarak da adlandırılan Rovaniemi o kadar büyülü bir kasaba ki burada tam sekiz mikro mevsim yaşanıyor. Her birinin kendisine özgü gün ışığı, hava sıcaklığı ve doğal olayları var. Ortalığın buz kestiği “dondurucu alacakaranlık” mevsiminde karlar altındaki ormanda yahut buz tutmuş göl üzerinde kar motoruyla gezebilir, “gece yarısı güneşi” mevsiminde ise bir tekneyle nehirde turlayabilirsiniz. Her minik mevsim farklı bir gün ışığında ve farklı bir hava sıcaklığında çok çeşitli deneyimler sunuyor. Üstelik Noel Baba’yla tanışmak ve Noel ruhunu yaşamak için aralık aynı beklemenize de gerek yok. Rovaniemi’de her gün yılbaşı coşkusu var. Noel Baba’nın ofisi ziyaretçilerini özellikle de çocukları karşılamaya her an hazır. Gitmişken bilim merkezi ve müzesi Arktikum’u ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin. Polarium Theatre’da ise Kuzey Işıkları mültivizyon gösterisi bekliyor.

İskandinavya’nın buz otelleri

Buzdan bir otelde kalmak nasıl olurdu? Bu, sadece masallarda yaşanacak bir fantezi değil. İsveç bu deneyimi yıllardır sunuyor. Ice Hotel kutup dairesinin hemen kuzeyinde yer alıyor. Her sene aralık-nisan arasında Jukkasjärvi’de hizmet veren otel, dünyanın da ilk buz oteli. Torne Nehri’nden getirilen buz blokları ve karla inşa edilen otelin barında kullanılan bardaklar bile buzdan. Aynı rüya Norveç’te de yaşanabilir. Kirkenes Snowhotel 2006’dan bu yana hizmet veriyor ve kapılarını her sene aralık ayında açıyor. Her sene sıfırdan yapılan buz otelde 40’ın üzerinde odayla birlikte bir bar ve bir şapel de yer alıyor. Tüm otelde buzdan yapılmış heykeller dekora katkıda bulunuyor. Dilerseniz resepsiyondan, sizi kuzey ışıklarını seyredebileceğiniz saatte uyandırmalarını isteyebilirsiniz.

Göçebeler ülkesi Sibirya

Yaklaşık 13 milyon kilometrekarelik yüzölçümüyle Sibirya devasa bir kara parçası. Batısı bataklıklarla kaplı bir düzlük, ortası sık ağaçlı ormanlarla kaplı geniş bir alan, doğusu ise 3 bin metreye ulaşan dağlarıyla eşi benzeri bulunmayan bir dünya. En kuzey ucu ise tundralar ile kaplı ve termometre burada eksi 68 dereceyi bile görüyor. Sadece kışın değil tüm yıl boyunca farklı bir güzelliğe sahip Sibirya’da gezilecek birçok bölge var. Bunlardan belki de ilk sırayı alması gereken yer, hem Rusya’nın en büyük hem de en ilginç bölgesi olan Irkutsk. Bölgenin dörtte üçlük kısmı “tayga” denen kuzey ormanlarıyla kaplı. Güneyde ise Sayan Dağları, 3.000 metre yüksekliğe dek çıkıyor. Buryatlar, Evenkler ve Yakutlar gibi halklara ev sahipliği yapan bu bölge sakinlerinin günlük yaşantısını yerinde görmek hem de temiz havayı içinize çekmek, çok farklı bir deneyim. Doğa sporlarına düşkün olanlar; dağ tırmanışları, nehirde rafting için Sibirya’da Altay Dağları’na gidiyor. Fotoğraf çekmekten hoşlananlar için de burası adeta bir cennet. Kazym’deki etnik Khanty Göçebe Kampı’nı ve Yasunt’taki etnik Mansi Göçebe Kampı’nı gezme fırsatı bulursanız kaçırmayın.

İzlanda

Başkent Reykjavík başta olmak üzere İzlanda ileri seviyedeki gezginleri tatmin edecek bir destinasyon. Başka bir dünyadan kopup gelmiş gibi duran bu büyülü ülkede, kışın gündüzler dört saatten fazla sürmüyor. Yeşil bir sıvıyı andıran ve gece gökyüzünü aydınlatan kuzey ışıkları da İzlanda’dan harika görünüyor. Özellikle Noel zamanı Noel Baba’nın İzlanda versiyonu Yule Lads’in heykelcikleri hemen her evin penceresinden ve dükkândan, geçenlere göz kırpıyor. Termal su kaynaklarıyla da meşhur Reykjavik’te soğuktan üşüyen ve gezmekten yorulan bedeninizi Laugar Spa’da dinlendirebilirsiniz. Spa’da Laugardalur Vadisi’nin şifalı termal suları kullanılıyor

GÜNÜN SÖZÜ: KIŞ MASALI