İşi ehline vermediğimiz için bu durumdayız.

Bu köşenin yazarı hayatının hiçbir döneminde spor gazetecisi, yazarı kimliği ile gönül verdiği takım adına okurun doğru, tarafsız bilgi alma hakkını yok sayıp amigoluk yapmadı.

28 yıl boyunca hep meslek ilkelerinden yana oldu ve dik durdu.

Hatta öyle dik durdu ki; nokta kadar menfaati için virgül gibi eğilenlerin egemen olduğu medya düzeninde adı ayrık otuna çıktı. (Şükürler olsun)

Amigo kalemlerin istilası altındaki günümüz Türk spor medyasında bizi bilen zaten biliyor, bilmeyende zamanla ya öğreniyor ya da öğretiyoruz bir şekilde dedikten sonra gelelim kıssadan hisselerime.

***

Fenerbahçe, Beşiktaş derbisinin üzerinden beş gün geçti ama bakıyorsunuz ki hala yaşanan hakem hataları, maç sonrası Ersun Yanal’ın tavrı ve çarşamba günü yapacağını söylediği ama şu ana kadar yapılmayan basın açıklaması gündemde.

Maçın hakemi Cüneyt Çakır’ın verdiği, vermediği kararları ‘Zorlu’ görüşmesine bağlayanlar beraberinde Yanal’ın “Teknik direktörsüz Fenerbahçe” ile başlayıp devamını getirmediği sözleriyle kime işaret ettiğini de sorguluyor.

Hakem kararlarını tartışmayı mevcut futbol düzeninde abesle iştigal sayan biri olarak o kısmı geçiyorum.

Peki galip gelinen bir karşılaşma sonrası Ersun Yanal maç sonu basın toplantısında neden, kime esti gürledi dersiniz?

Yanal ne demek istedi? Kimlere gönderme yaptı?

Kimileri Yanal’ın hedefinde yönetim var derken, kimileri de hedef medya diyor.

Her iki görüşte makul.

Ancak bana göre şimdilik ertelenen o açıklamaların ilk hedefi medya olacak.

Şu kadarını söyleyeyim.

Yanal çok yakında kendisini itibarsızlaştıran bazı medya mensuplarına cevabını önce açıklamaları ile sonra yargı yoluyla verecek ve bugün hedefi arayanlar o gün geldiğinde bunu görecek.

***

Galatasaray’da işler yolunda gitmiyor.

Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig’de alınan başarısız sonuçları Türkiye Kupası’nda Tuzlaspor’u eleyerek atlanan tur ile göz ardı etmeye çalışmalarını gözden kaçırmadım elbette ama Fatih Terim’in ligin son haftası öncesi önceki gün attığı tweette buna benzer bir eylem değil mi sizce?

Ligin ilk yarısında her anlamda sınıfta kalan bir ekibin başı, hatta her şeyi olan Terim tüm bu başarısızlıkları yok sayarak “Anlaşıldı; ikinci yarı çok ZORLU geçecek.” diye bir paylaşımla ne yapmaya çalışıyor dersiniz?

Fatih Terim'in attığı tweeti kenetlenme için bir kıvılcım hatta bunu Terim'in şampiyonluğa olan inancı olarak gören ve gösterenler var ama diriliş için bana göre her fırsatta ocak ayına işaret eden Terim attığı tweet ile sadece günü kurtarıyor ve geleceği geriyor ki bu da hakikaten ikinci yarının önce Galatasaray sonra ligin diğer takımları için çok zor geçeceğini gösteriyor.

***

MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı son dönemde hepsi birbirinden çarpıcı açıklamalar yapıyor ve Türk futbolunun uçurumun kenarında değil, uçurumdan aşağı yuvarlanmış vaziyette olduğunu söylüyor.

Hemşehrim Sancaklı bunları söylerken çözüm yollarını da açıklıyor ve çıkış yolunu birçok alanda köklü değişikliler yapmak, ilk olarak da futbolun, futbolun içinden gelen kişilere emanet edilmesi gerektiğini söyleyerek ifade ediyor.

Spor medyasının görmezden geldiği Sancaklı’nın bu açıklamaları yerine bugün hala havadan sudan işlerle uğraşmasını da yine Sancaklı’nın o açıklamaların da çözüm önerileri kısmında ki bir sözü ile yorumlayalım ki; medyadaki ayrık otluğumuza bu konu üzerinden de devam etmiş olalım.

Şöyle diyor Saffet Sancaklı, “Peygamber Efendimiz, 'İşi ehline verin.' demiş. İşi ehline vermediğimiz için bu durumdayız. Ne zaman ehil ellere görev verirsek bakın o zaman nasıl değişiyor her şey."

Evet. İşi ehline vermeliyiz.

En başta da spor medyasında!

Kalın sağlıcakla.