Birisi bu reytingi, en derin kuyuya gömüp üzerine taş doldursa bile gönlüm soğumaz.
Birisi bu reytingi, en derin kuyuya gömüp üzerine taş doldursa bile gönlüm soğumaz. O derece beter bir iştir yani.
Biliyorsunuz yeni tartışmamız haberlerin reytingten çıkarılıp çıkarılmayacağı. Hükümet, RTÜK, televizyonlar bunu tartışıyor. Cevabım şu: Evet çıkarılabilir. Ama gerekli mi?
Gelin size bir televizyon habercisinin neden kimi eleştirilen yöntemlere saptığının kısa kronolojisini aktarıyım:
Aslında 20 yıl kadar önce ben de haberlerin reyting ölçümünden çıkarılması gerektiğini düşünürdüm. Çünkü o dönemde işin tadı kaçmıştı. Her türlü acayiplik reyting için ekrana taşınır olmuştu. Yaşı yeten hatırlar.
Eğer sektörde biri bu yola sapar ve “başarılı” olursa maalesef diğerleri de pay almak için peşi sıra giderler. İşte durum buydu. Bu işin iki cephesi vardır. Biri, diğer kanalların haber bültenleri ile rekabet, diğeri kurum içi çatışmalar.
Kurum içi derken kastettiğim ise televizyon Genel Müdürlerinin, program yöneticilerinin, haber ve habercileri sevmemesi. Sevmezler, çünkü onlar dizicidir. Ve dizi piyasasının tersine her ne kadar eleştirilseler de haberciler daha düz adamlardır. Zor kontrol edilirler. Zaman zaman da başlarını belaya sokarlar.
Üstelik çok da ucuza mal olurlar. Bir dizinin bir bölümüne verilen para ile koca haber merkezi bir ay boyunca her gün bir saat haber bülteni yapabilir. Üstelik, sabah haberleri, öğle haberleri, gece bülteni de cabası.
Mesleklerinin doğası gereği doğrudan patronla temasa geçebilirler. Kanal içi operasyonları baltalayabilirler. Hatta ilk bölümde kalkacak dizilere imza atıp iyi yöneticiyim diye ortalıkta dolaşanları eleştirebilirler. Haberci önemli günlerde önünde açık alan olsun ister. Yani zamana ihtiyacı vardır.
Ama programcı kanlı bir darbe teşebbüsü olduğunda bile yayına yeni koyacağı dizinin erken başlaması derdindedir. Bu durum kimi zaman fiili çatışmalara da neden olur. Yani televizyonu yöneten ekip ile habercilerin dünyaya bakışları farklıdır.
Bu amaçla haberin süresini budamaya, etkisini kırmaya çalışırlar. En büyük silahları da reytingtir. Eğer haberciler biraz ağır takılıp, reytinglerde sallanırsa üzerine çullanırlar. Buna bir de diğer televizyonlarla olan sektörel rekabeti ekleyin bakın ortaya ne kadar patlayıcı bir karışım çıkıyor. Emin olun bu durum adı konulmamış bir soğuk savaş gibi televizyon binalarının koridorlarında devam eder.
Haberler artık 20 yıl önceki günlerle kıyaslanamaz bile. O zamanlar özel televizyonculuk emekleme günlerindeydi. Ve maalesef tüm halklar gibi halkımız da arizi şeylere ilgi gösteriyordu. Hal böyle olunca da acayip olmak, acayip davranmak reyting getiriyordu.
Bu günlere öyle kolay gelinmedi. RTÜK bir yandan, reklam verenler diğer yandan, habercilerin iç dinamikleri öte yandan yavaş yavaş ortam sakinleşti.
Ancak değişmeyen bir tek şey var. O da, habercilerin haber seçimi ve sıralama önceliği. Bunun da kanaldan kanala değişiklik göstermesi gerektiği. Herkes kendi “Müşterisine” göre bir yol tutuyor. Çok uzun bir konu yarın devam ederiz. Ve kısmet olursa size haberlerin reytingten çıkarılması yerine önereceğim sistemi anlatırım.