Yazımıza başlarken başlığın hakkını verelim ve geleneksel kutlamamızı yerine getirerek yeni yılla ilgili yazacaklarımızı yazalım.

“Acısıyla, tatlısıyla, tüm acıtan olumsuzluklarına rağmen 365 günü arasında bir çok unutulamayacak anılarımızı saklayan bir yılı daha, kazasız, belasız, sağlıklı olarak tamamlayabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz”.

“Umarım yeni yılda da; mutluluklarımız, sağlıklı günlerimiz en az eskisi kadar, dileğimiz eskisinden daha da çok olması. 2019’un, 2018’i aratmaması, yeni hayal kırıklıkları yaşamadığımız, umutlarımızın tazelendiği, sağlıklı, mutlu, başarılarla dolu bir yıl olması dileklerimizle. YENİ YILIMIZ KUTLU OLSUN”

Evet, bunu söylemek her zaman olan gülümseyen temennilerimizdir. Bunu her yeni yıla girerken, yazılan her yeni yıl yazısında dile getiririz. Mutluluğumuzu yansıtan, gülümsediğimizi gösteren, alışkanlık haline getirdiğimiz temennilerden biridir ama, hiç de mutluluk yansıtan bir temenni olamadı son yıllarımızda.

Artık, yeni yıla yaklaşırken nelerle karşılaşacağımız aylar öncesinden çoktan bellidir. Bizi nelerin beklediğini önceden bilebiliyor ve de kendimizi yeni yılın ilk günlerinden itibaren olacaklara hazırlamaya başlarız. “Dertleri zevk edindiğimiz için” yeni yılda bizi bekleyenlerin hiç de sürpriz olmadığını bilir ve kendimizi hazır tutarız.

Yeni yılda bizi bekleyen en ürkütücü şeylerden ikisi, kış aylarının kabusu haline dönüşen en önemli temel tüketim ihtiyaçlarımızdan ikisi; elektrik ve doğalgaz zamlarının bu yoğun kış şartlarında faturalara nasıl yansıyacağıydı.

Aralık ayının son haftasına girerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan; doğalgaz ve elektrik fiyatlarında yüzde on indirim yapılacağı haberi faturalardaki kabusu biraz hafifletti ama, genel görüş; bu indirimin yeterli olmadığı yönündeydi. Ne olursa olsun yüzde onluk indirim biraz olsun rahatlık verebilir. En azından bir süreliğine bile olsa psikolojik olumlu etki yaratabilirdi.

Yeni yılın neler getireceği şunun şurasında bir gün sonra yavaş yavaş belli olacak.

Yeni yıla gireceğimiz ilk günden geçerli olmak üzere; Motorlu Taşıtlar, Damga, Emlak, Veraset ve İntikal, Değeri Kağıtlar, Harçlar, Belediye ve Gelir Vergileri; benzeri birçok şeye irili ufaklı da olsa birçok zam, temel tüketim maddelerine gelen zamların; gıda, ulaşım, çarşı pazara yansımaları ve tüm bunların dar gelirli üzerine yükleyecekleri.

Gözlerimiz yollardaydı… Hoşgeldin Yeni Yıl…

BİR TUTAM TEBESSÜM!

NOEL BABA

Postanede çalışan memurlar yılbaşı günü Noel Baba’ya yazılmış bir mektuba rastlarlar. Tabii Noel Baba diye birisi olmadığı için mektubu kendileri açıp okurlar.

Mektupta söyle yazıyordur:

"Sevgili Noel Baba. Ben 10 yaşında bir çocuğum. Hiç kimsem yok, yetimhanede kalıyorum. Diğer arkadaşlarıma birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadı. Senden üç sey istiyorum; bana bir kalem, bir kalem kutusu, bir de ayakkabı gönderirsen çok sevinirim".

Memurlar mektubu okuyunca çocuğa çok acırlar.

Kimsesiz çocuğu mutlu etmek ve Noel Baba’ya olan inancını sarsmamak için kendi aralarında para toplayıp hediyeleri kendileri almaya karar verirler.

Kalem ve ayakkabıyı alırlar, para yetmedigi için kalem kutusunu alamazlar.

Aldıkları hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan teşekkür mektubu gelir.

Mektup söyledir: "Sevgili Noel Baba, gönderdiğin hediyeleri aldım. Beni çok memnun ettin. Gönderdiğin hediyelerden birisi gelmemiş. Onu da herhalde postanedeki şerefsizler almıştır."

ATALARIMIZ TELSİZ TELEFON KULLANMIŞLAR!

Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.

Amerikalılar anlatmaya başlar:
- Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiye’ye gelir ve Temel başlar anlatmaya:
- Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır.