Türkiye'nin zenginleşmesi, sektörlerin yeni fırsatlara yelken açması için her kurumun toplumsal sorumluluğu olduğuna inanan ve Anadolu'nun değişik kentlerinde bu sorumluğu yerine getirmek için meslektaşlarımızı, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasını bu kez Antalya'da buluşturan EKONOMİ Gazetecileri Derneği'ne öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
Türkiye'nin zenginleşmesi, sektörlerin yeni fırsatlara yelken açması için her kurumun toplumsal sorumluluğu olduğuna inanan ve Anadolu’nun değişik kentlerinde bu sorumluğu yerine getirmek için meslektaşlarımızı, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasını bu kez Antalya’da buluşturan EKONOMİ Gazetecileri Derneği’ne öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
(EGD)EKONOMİ Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği 'Gıda ve Tarımda Fırsatlar, Riskler ve Sürdürülebilirlik’ konulu panel, ANFAŞ Antalya Expo Convention Center'da yapıldı.
Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) üyesi olarak bende davet edildim. Bende diğer değerli gazeteci arkadaşlarımla birlikte turizmin başkenti olan Antalya’da toplantıya katıldım. Hava oldukça sıcak, karşılama muhteşemdi. Organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de panel öncesi bizler ve katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirip ayrıldı.
Panelin açılış konuşmasını Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak yaptı ve “Türkiye'de gıda sektörünün uluslararası ölçekte hak ettiği yere ulaşabilmesi, yeni fırsatlara yelken açabilmesi için düzenlenen bu etkinliğin önemine değindi. Türkiye'nin de Antalya'nın da tarımda yıllardır çok önemli fırsatlar yakaladığına dikkat çeken Celal Toprak, bunun sürdürülebilirliğini sağlamak için sorunların masaya yatırılması amacıyla bu panelleri düzenlediklerini söyledi.” Tabi sadece bununla da kalmadı sık sık hem konuşmacılara söz hakkı verdi hem dinleyicilere sorunlarına dair mikrofon uzattı. Çok adaletli bir oturum oldu.
EGD Başkanı Celal Toprak çok önemli bir konudan bahsetti ve “Türkiye'de önemli araştırmalar yapan bir şirketimiz var. Onlar bize sunum yaptı. Dediler ki, evet gerçekten Türkiye'nin tarımsal alanda fırsatları var. Son rakamlara göre Türkiye'nin 90 milyar dolar civarında üretimi var. Buna karşılık ihracatı yerlerde sürünüyor. Aslında Türkiye'nin tarım ve gıda ihracatının bir numara olması lazım. Hollanda gibi birçok ülkeleri de örnek gösterdiler. Dediler ki, Türkiye'nin yerinin burası olmaması lazım. Antalya'nın da burada olmaması lazım. Bu işi nasıl çözeriz? Nerelerde takılıyoruz? Bunları tartışalım, konuşalım, kamuoyuna taşıyalım, yetkililere ulaştıralım. İşte burada olmamızın amacı da bu" dedi.
Bizler de tam bu iş için gitmiştik.
Bu panele katılmadan evvel kısa bir araştırma yaptım. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) 30. Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansı Antalya da “BAKLİYAT YILI” olarak ilan edilmişti. Ana misyonu açlık ve yoksullukla mücadele olan bir örgüt.
FAO 30. Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Konferansının bölgede ve dünyada siyasi, ekonomik ve sosyal çalkantıların yaşandığı kritik bir dönemde gerçekleşti.
Hani hep söze şöyle başlarız ya 1960’lı yıllarda dünya nüfusunun yaklaşık %35’i açlık çekerken, bugün bu oranın %11’lere gerilediğini, oran olarak bakıldığında önemli bir ilerleme sağlandığını fakat bir yanda 500 milyon insan obez iken 800 milyon insanın ise açlıkla mücadele ettiğini söyleriz. Üstüne bir de dünyada en zengin 62 kişinin servetinin dünya nüfusunun yarısı olan yaklaşık 3,5 milyar insanın servetiyle eşit olduğunu ve dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğini, bunun yanında 27’si Afrika’da olmak üzere 34 ülkenin, halkını besleyecek yeterli gıdaya sahip olmadığını söyleriz.
İşte böylesine tezatların yaşandığı bir dünya hiç kimse için güvenli bir dünya değildir.1996 yılında Roma’da yapılan Dünya Gıda Zirvesi’nde, açlık çeken insan sayısının 2015’e kadar yarıya indirilmesi hedef olarak konulmuştu. Bu konuda biraz ilerleme sağlanmasına rağmen ne yazık ki hedef tutturulamamıştır. 2030 yılına kadar dünyada açlığın tamamen ortadan kaldırılması hedefinin konulduğu, şurada 15 yıl kaldı umarım tutturabilirler.
İsraf edilen gıda miktarına baktığımızda açlığı kolaylıkla yok edebileceğimizi düşünüyorum. Dünya nüfusu 2050 yılında 9 milyar kişi civarında olacak. Bu, tarımsal üretimin bugüne göre % 60 artırılması demek. Buna rağmen dünyada tarıma elverişli araziler hızla azalıyor, her yıl 12 milyon hektar arazi tarım vasfını yitiriyor. Bu kötü gidişatı durdurmak için tarımsal üretimde verimliliği artırmamız şart. Verimlilik için inovasyona, Ar-Ge faaliyetlerine daha çok kaynak aktarılması gerekiyor.
Devamı yarın…