Bu haftaki yazımda; bu sıralar ana konu olarak ele aldığım, evlerde tıkılı kalan bizler için önemli meşgalelerden biri olan televizyon yayınlarının izlenmesidir.
Hep yazıyorum, artık vazgeçilmez hale gelen yazdığımız yazıların ana konusu, Pandeminin son durumuyla ilgili gelişmeler ve Kovid-19’un toplumda yarattığı etkilerdir.
O nedenledir ki, bazen başka konuları, yazı konusu olarak ele aldığım oluyor.
Bu haftaki yazımda; bu sıralar ana konu olarak ele aldığım, evlerde tıkılı kalan bizler için önemli meşgalelerden biri olan televizyon yayınlarının izlenmesidir.
Önceki yazılarımda belirtmiştim. Birçok televizyon yayınının merkezinde çoğunlukla yer alan konular; gündemden hiç düşmyen salgınla ilgili haberlerdir. Dışında kalan zamanlarda ise, günübirlik senaryolarla çekilen, hiç akılda kalmayacak konuları içeren diziler ve amacını iyice aşan haber programlarını izlemeye tam mahkum edilmiş durumdayız. Televiyonlarda keyif alacağınız müzik eğlence programları artık hiç yok. Tamamen unutturuldular. Aslında, evlerde tıkılı kaldığımız bu dönemlerde televizyon izlemenin keyfine varabileceğimiz programlardan biri ve belki de en önemlisi; özellkle hafta sonuna denk gelen gecelerde ekranlara taşınacak müzik eğlence programları olabilirdi. Televizyonlarımız bunu neden denemezler anlamak mümkün değil.
Bunu, konu olarak televizyon yayınlarını yazdığım dönemlerde sık sık dile getirmiştim. Türkiye’de televizyon yayınlarının başladığı dönemlerden beri yayınları izleyen, gazetelerdeki televizyon sayfalarının yanı sıra Milliyet grubunda yayınlanan en önemli televizyon dergilerinden biri olan TeleMagazin dergisini yöneten, uzun süre televizyon program eleştirileri yapan, Magazine Gazetecisiyim. Ekranlardaki müzik-eğlence programlarının ne kadar çok ilgi çektiğini ve izlendiğini bilenlerdenim.
Bunu, geçtiğimiz haftalarda Show TV ekranlarında cumartesi akşamları saat; 21.00-24.00 saatleri arasında ekrana gelen; İbrahim Tatlıses’in yaptığı ve çağırdığı konuklarının yanı sıra kendisinin de canlı performans olarak şarkılar söylediği “İbo Show“ programında gördüm. Bu konuda bir kaç kez araştırma yaptım, sordum soruşturdum; bazı nedenlerle az sayıda eleştirenler olmasına rağmen, büyük çoğunlukla programın yayınlanmasından çok mutlu olduklarını dile getirenler oldukça fazlaydı.
Başladığından beri yayınlanan programların hepsini izledim. Geçen haftaki yazımda “İbo Show” programından söz ederken belirttiğim gibi, cumartesi gecesinde hoşça vakit geçirilen, televizyon izleyicilerinin özlemini çektikleri bir program olduğunu dile getirmiştm. Başından beri izledim. İlk zamanlarda canlı performanslar konusunda biraz tedirgin olduğu görülen İbrahin Tatlıses’in giderek daha cesaretlendiğini gördüm.. Aralarda yer yer, canlı performans şarkılarla katılımları programı iyice zenginleştirdi.
“İbo Show”, televizyon izleyicilerini özlemleri olan müzik eğlenci programlarına olan özlemlerini şimdilik giderecek gibi. Televizyonlarımız için bu bir başlangıç olsun. Özlenenleri ekranlara taşıyın. Haftanın bir gecesi bile olsa gerekeni yapın..
Bu hafta Kovid-19’dan söz etmedik ama, pandemi önlemlerini de ihmal etmeyelim. Birçok yazımın sonuna mutlaka eklediğim önlemlerle ilgili bilgileri buraya yine ekleyeyim. Tek umudumuz aşıyı beklerken, yapmamız gerekeni de asla ihmal etmeyelim;
“- Evlerimiz dışında mutlaka maske takmalıyız. Dış mekanlarda ortak kullanılan yerlere ellerimizle dokunmamalıyız, ellerimizi yüzümüze sürmemeliyiz.
- Mümkün olabildiğince evde kalmalı dışarı çıkmamalıyız. Çıkmak zorunda kalsak da; kalabalık ortamlarda, kapalı ortamlarda uzun süreli bulunmamaya özen göstermeliyiz. Ve sosyal mesafeyi mutlaka korumalıyız.
- Hijyene ve temizliğe dikkat etmeliyiz. Ellerimizi; dezenfektan, limon kolonyası ile temizlemeli, bol sabunlu suyla mutlaka yıkamalıyız.
Bu illetle etkin savaşta iş başa düşmüştür. Artık “o yaş bu yaş”, şu veya bu nedenlere dayalı yersiz tartışmalarla didişmeyelim, zaman kaybetmeyelim. Bir yandan aşıyı beklerken, topyekün, yılmadan, mücadeleye devam edelim. Kovid-19’u yenelim.”
Son günlerde pandemi durumunun yarattığı endişeler, aşı ile ilgili neler yapılacağı konusu gündemin başına yerleşmiş durumda. Beklentiler, var olan endişelere hızlı çare olacak mı göreceğiz. Ama bu konudaki gelişmeler giderek netleşiyor durumda.
Yeni yılın ocak ayı iyi bir başlangıç olacak gibi.
Gelişmeler, umutların Kafdağı’nın ardında olmadığını gösteriyor.
Umutları tüketmeyelim!