Acısıyla, tatlısıyla, olaylarıyla, mutluluklarımızla, üzüntülerimizle ve kaybettiklerimizle bir yılı daha dün gece saatler on ikiyi gösterirken geçmişe uğurladık.
Acısıyla, tatlısıyla, olaylarıyla, mutluluklarımızla, üzüntülerimizle ve kaybettiklerimizle bir yılı daha dün gece saatler on ikiyi gösterirken geçmişe uğurladık. Kısacası; üzerimize kabus gibi çöken mutsuzluk simgesi 2017’yi geçmişin sayfaları arasına yolladık ve yeni bir yıl olan 2018’e “merhaba” dedik.
Dün gece akşam saatlerinde, “gidiyor” diye mi, yoksa yaşattıklarını unutmak için mi, pek anlatamadığımız bir gecede, bazen efkardan, bazen da yılda bir eğlenebildiğimiz ve bir kaç kadehle parlattığımız bir gecenin sabah ışıklarına kadar eğlendik. Bol mezeli ve oldukça tuzluya mal olan sofralarımızda birkaç kadeh şarap veya rakı ile yaşadıklarımızı unutabilmek ve yaşayacaklarımıza hazırlık, moral depolayabilmek için, içtik içtik eğlenmeye çalıştık.
Bir çoğumuz ipin ucunu da kaçırmadık değil. Hayallerden uzaklaşmak, anı yaşamak için, biraz çakırkeyif olabilmek için içebildiğimiz kadar içmek, yılbaşı gecelerinin olmazsa olmazıydı.
Özellikle özel gecelerini alkol içerek kutlayanlar!…
2018’in ilk gününün, öğlen saatlerinde uykudan uyanıp kendimize geldiğimizde önceden dayatılan “zamlar”, “zamlar” gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Uzunca bir listedeki ve hatırı sayılır oranlarda olan zamların bir çoğunu aralık ayı içinde öğrenmiştik ama yılbaşı sürprizi olarak elektrik zamları, köprü ve otoyol zamları tam bir “kabus” oldu.
Hangi dönem olursa olsun, finansal destek adına veya benzeri nedenlerle (hiç neden olması gerekmiyor ya!) akla ilk gelen, çoğu zaman fiyat ayarlaması mazereti ile yumuşatılmaya çalışılan “zamlar”, alkollü içeceklere sigaralara ve benzeri maddelere yapılırdı. Bu artık vazgeçilemeyen bir gelenek haline dönüşmüştü. Burada yapılanı “mazur” gösterecek “mazeret” de hazırdır. “Aman efendim, içmeyiversinler. Keyfi olarak tüketilen bu maddeleri tüketenler cefasına da katlanırlar!…”
Ancak bilinen bir gerçek var ki, devlet, en önemli gelir kaynaklarından birini bu “aman efendim, içmeyiversinler!…” deyip dudak bükülenlerden elde ediyor. Bu tür maddeleri tüketenler devlete vergi ödeme konusunda en sadık ve tutarlı vatandaşlardır.
Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalardan çıkan sonuca göre; her gün bir-iki kadeh her derde deva oluyormuş. Bu konuda 40 yılı aşkın süregelen araştırmaların sonuçlarına göre, düzenli olarak alınan günde bir iki kadeh alkollü içkinin insan sağlığı açısından yararları ön plana çıkmaya başlamış bile.
Bu haber tüm dünya ve ülkemizdeki, eğlenceyi paylaşım aracı olarak alkolü görenler, akşamcılar için sevindirici… Her ne kadar, bilimsel olarak alkolün sağlık açısından zararları kalem kalem açıklanmış olsa da, bazı alkollü içkilerin düzenli ve gerektiği kadar alınması durumunda insan sağlığına katkısı olduğu bilimsel gerçeğini göz ardı etmeyelim…
Aslında düzenli olarak alkol alınmasının, insan sağlığı açısından yararlı mı, zararlı mı olduğu sorusu yıllardır değişik ortamlarda tartışılır. Ancak, sorulara net yanıtlara veya yaklaşımlara bir türlü ulaşılamamıştır. Geleneksel uyarı; alkolün sağlığa zararlı olduğu yönündedir ve bu adeta bir tabu olarak belleklerimize yerleşmiştir.
İnsan vücudunun belirli zamanlarda ve belirli oranlarda alkole ihtiyacı olduğu bilimsel olarak açıklanmıştır. İnsan vücudu ihtiyacı olan bu alkolün bir bölümünü ağırlıklı olarak meyvelerden, bir kısmını da sebzelerden temin ederek depolar. Alkol vücuttaki yanmayı ve yanma oranını ayarlayan bir madde. Doğal yolla elde edilen bu alkol oranının vücudun ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı ise hep tartışılmıştır.
Evet sevgili dostlar... Her ne kadar “içmeyiversinler efendim!...” deseler de, ne kadar çok içerseniz ekonomiye katkınız nedeniyle ellerini ovuşturanların çok olduğunu unutmayalım.
Bu pahalı alışkanlıklarımızdan vazgeçmek kolay olmuyor.
Yılbaşı gecelerimizde, evde de kalsak, dışarıya da çıksak, o gecelerde alkolün ölçüsünü kaçırdığımız kesin. Umarım, eğlencenin tadını kaçırmayacak kadar, ona teslim olmayacak kadarıyla yetinmişizdir.