Komşuları, Ortadoğu, Avrupa, uzak ve yakın doğuyla birlikte Türkiye için yeni bir milat niteliğindeki 2023 Türkiye Seçimi öncesinde yaratılmaya çalışılan "kaos" senaryoları, peş peşe gelen açıklamalar ve alınan kararlar doğrultusunda yeni bir boyut kazandı…
Ülkelerden peş peşe yapılan “Türkiye’ye gitmeyin-Türkiye’yi terk edin” çağrılarıyla birlikte elçilik-konsolosluk işlemleri de askıya alınmaya başladı. Neden?
Komşuları, Ortadoğu, Avrupa, uzak ve yakın doğuyla birlikte Türkiye için yeni bir milat niteliğindeki 2023 Türkiye Seçimi öncesinde yaratılmaya çalışılan “kaos” senaryoları, peş peşe gelen açıklamalar ve alınan kararlar doğrultusunda yeni bir boyut kazandı…
Türkiye’yi de “Middle East FAUDA” merkezlerinden birine dönüştürmeyi planlayanlar bu konuda ciddi bir şekilde çalışıyor…
Avrupa ülkelerinden peş peşe gelen açıklamaları ‘uzun zamandır topladığım taşları’ üst üste koyunca bekliyordum. Kısa özetle hemen sıralayayım; YPG’nin Avrupa-ABD görüşmelerinin yoğunlaşması, YPG lideri Mazlum Kobani’nin ‘Türkiye de şiddet olayları artacak’ açıklaması, YPG-KDP yakınlaşması, güneyde KDP ve KYB’nin iyice restleşmesi, İsveç başta olmak üzere Avrupa’da sergilenen Türkiye karşıtı eylemler, Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesi için atılan adımlara küresel duvarlar çekilmesi, İngiltere’nin vatandaşlarını ‘Türkiye’nin doğusuna gitmeyin’ diyerek uyarması, beş kişilik Duhoklu ailenin Mardin’de öldürülmesi, Avrupa’dan Türkiye’ye yönelik peş peşe gelen ‘fauda’ açıklamaları…
Daha fazlası var eksiği yok zihnimin yan yana dizdiğim son süreç gelişmelerine dair… Özetle Türkiye, sorunlarla sarılmaya çalışılıyor.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiğim Irak ziyaretimde de önemli notlar elde ettim elbette. Mesela Irak’tan Türkiye’ye doğru akan ziyaretçi akını gözle görülür şekilde azalmış durumda. Gelenlerin büyük bir kısmı Türkiye’den gidip gelen ‘karınca’(küçük çaplı ticaret-kaçakçılık yapanlar) denilen Türkiye vatandaşları… Hafta sonu gezmesine, doktora, eş-dost-akraba ziyaretine, alışverişe gelen Iraklıların sınır kapımıza yığıldığını göremedim… Hatta Irak’tan da “Türkiye’ye gitmeyin” açıklaması gelirse şaşırmayacağım!
Bu konuda Mardin’de öldürülen Duhoklu ailenin de etkisi var elbette fakat bu denli keskin bir ziyaretçi kesintisinin ardında daha büyük oyunlar aramak gerekiyor diye düşünüyorum…
Son aylarda zihnimde bölük pörçük duran duyumlarım bir iki haftadır şekillenmeye başladı ve ortaya çıkan şekil hiç de hoşuma gitmiyor…
Tüm dünyanın yüzleştiği kuraklık ülkelerin savunma geliştirmesine neden oluyor doğal olarak. Türkiye de duyarlı birey odaklı bir su politikası geliştiremese de (atık su arıtma tesisleri-yağmur sularını ayrıştırma sistemi-israfı önleme yasaları vb) baraj yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Ve bu barajlar güç kazandırsa da Türkiye’ye, bazı kesimler tarafından da bir tehdit malzemesi olarak görülüyor!
Terör örgütünün ve destekçilerinin uzun zamandır fısıltı gazetesine yaptığı “Türkiye barajlarına yönelik saldırılar” söylemleri hızla büyüyor…
Onlarca yıldır yaratılan güvensizlik ortamı ile genleri dezenformasyona uğrayan Ortadoğu’da insanların önüne sadece iki seçenek sunuyor emperyalizm; Ya Şehit Olmaları Ya Hain!
Böylesi bir coğrafyadan nemalananlar elbette ki huzuru ve refahı istemeyecek bunun için de elinden gelen tüm karanlık iş birliklerini kullanacak…