Haftalardır Fenerbahçe futboldan çok psikolojik bir mücadele veriyor bu sezon diyorum ki; gerçekten de olan bu.
Bu takım için pozitif kelimeler kullanmak oldukça zor.
Beklenen Ersun Yanal etkisi de olmadı.
Yanal geldiğinden bu yana çıktığı resmi maçlardan sadece birini kazanan sarı-lacivertlilerin üstündeki baskıyı, ruhsuz hali atamadığını görüyoruz.
Dün de aynı ruh haliyle başladılar.
El freni çekilmiş araç gibiydiler.
Hücuma çıkmakta zorlanırken, rakip takım ataklarında da bir o kadar telaşlıydılar.
İlk 45 dakika 0-0 bittiğinde tehlike çanları çalmaya başlamıştı.
İkinci 45 dakikanın başlarında kalesinde yüzde yüzlük iki gol tehlikesi yaşayan Fenerbahçe sonrasında kazanmak adına ufak gayretler göstermekten öteye gidemeyince son dakikalarda kalesinde golü gördü ve bir alt ligdeki rakibi karşısında ilk maçta aldığı tek farklı yenilginin altından bile kalkamayan takım hüviyeti ile kupaya veda eden taraf oldu.
Yazılacak çok şey var ama yerimiz dar bitirelim.
Sarı-lacivertliler kupanın ilk ayağında Ümraniyespor’a yenilince maç yazımın sonunda “Fenerbahçe kaybetmesine rağmen bu maçın rövanşında yeni bir Pendik vakasına fırsat vermez belki ama, gelecek adına hiç de ümit vermediği bir gerçek.” yorumunu yapmıştım ancak görünen o ki Fenerbahçe sezon bitene kadar taraftarını üzmeyi sürdürecek ve gelecek adına ümit de vermeyecek.
Son bir söz de Ümraniyespor için edelim.
1.Ligde üst sıraları zorlayan İstanbul temsilcisi ilk maçta aldığı tek farklı galibiyetin üzerine yatmadan, cesurca mücadele etti ve rövanşta da kazanarak kupada çeyrek finali fazlasıyla hak etti.