"Ruh dolunca, dilin zembereği debisi yüksek kelime nehirlerine doğru boşalırmış..."
Son süreçte ne çok yazıyorum huzuru, güveni, düzeni, birliği, içimize derin nefesler çekmemizi
sağlayan durumları ve vesile olan isimleri.
Yazarken öncesini anımsatmaya da özen gösteriyorum. Öyle ya; öncesini unutanın geleceğini
kim bilir?
Evet Güneydoğu’nun geçmişten bu yana yareleri çok ve derin! Evet Güneydoğu’nun acılardan
yana yaşanmışlık sicili çok kabarık! Evet Güneydoğu çok ağladı! Evet Güneydoğu çok yoruldu!
Evet Güneydoğu’dan çok fazla eve şehit ateşi düştü!!
Ve evet; geçmişi ile ’Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlıktı Güneydoğu’
Uzun yıllar yaşanan sıkıntılardan sonra bölge insanı terör, uyuşturucu ve korku perdelerinin
kaldırıldığı süreci önce şaşkınlıkla izledi, sonra güven hissini aldı ve bu rehabilitasyonu canı
gönülden destekledi.
Şimdi yazacaklarım belki de bu sürecin can damarı! Pekçok kişinin “acaba menfaatlerime bir şey
olur mu” düşüncesi ile yazıp dile getirmeyeceği cümleler!
Şu an neyin tam zamanı biliyor musunuz? Çıkıp; “evet yetmişlerden bu yana bölgede istenmeyen
durumlar yaşandı haklısınız kabul ediyorum, sizlerden temsil ettiğim ‘Devlet’ adına af diliyorum
ve yüreklerdeki travma tedavisi için varım” deme zamanı....
‘Devlet’in ana şefkati ile kucaklayıp geçmişin travmalarını tedavi zamanı’.
Devlet, vatandaşını göğsüne sımsıkı basmalı ve içindeki acı hatıraların biriktirdiği gözyaşı
nehirlerini Fırat misali akıtmasını sağlamalı ki yürekler huzurun taaa dibine vursun!
Bu millet; Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Antep’te, Urfa’da Vatan ve Millet uğruna yek beden
olmuştu. Sonra ne oldu da ayrıştırıldı sorusu yok artık zihinlerde. Çünkü herkes bunun sebeplerini
tiksinerek ve lanetler getirerek biliyor ve devletini sahipleniyor!
‘Askerin, polisin, valinin, kaymakamın sevgisi bu kadar zirveye ulaşmışken anaların
yüreğindeki onlarca yıllık travma tedavisi acilen başlamalı’.
Şu an bölgedeki idari kadro; zekasıyla, insani ilişkileriyle, cesaretleriyle ve muhteşem yürekleri
ile gerçekten alkışı hak ediyorken... Devletini layıkıyla temsil ediyorken...Büyük dualar alıyorken...
Vatandaşa doğru sağlam köprüler kuruyorken...
Uzun lafın özetiyle; Güneydoğu insanı bu kadroya hayranken acil olarak kalıcı ‘travma tedavileri’
konuşulmalı ve başlatılmalı Devlet tarafından!
Böylelikle bölgedeki idari kadroların hem yükü azaltılacak hem de kendi vicdanları ile belirledikleri
başarılı yol haritası yasalarda yer alarak daimi olacak.
Ve vatandaş şundan emin olacak; şimdi yaşanan huzur ve güven veren ortam geçici değil daimi!
‘Şimdi ekilecek travma tedavisi tohumları ile hem geçmişin ahını atacağız üzerimizden hem de
ileriye doğru kaybedecek başka nesilleri olmadan birlikte daha fazla güç bulacağız’