Türk futbolunda altyapıdan A takımına yeterli sayıda ve kalitede oyuncu yetiştiremediğimiz bir gerçek. Bu uzun vadede hem para hem zaman kaybı demek oluyor.
Türk futbolunda altyapıdan A takımına yeterli sayıda ve kalitede oyuncu yetiştiremediğimiz bir gerçek. Bu uzun vadede hem para hem zaman kaybı demek oluyor. Türkiye’deki futbol kulüpleri dışarıdan oyuncu transfer etmek için her yıl yüksek meblağlarda paralar harcıyor. Dünyadaki en başarılı futbol takımlarının oyuncularının çoğunun altyapıdan yetiştiğini ve oyuncuların uzun yıllar beraber oynadığını görüyoruz. Altyapıdan futbolcu yetiştirememenin takımı birçok yönden olumsuz etkilediği aşikar. Ancak ben burada altyapıdan futbolcu yetiştirmenin futbolcu ve takım açısından olumlu psikolojik etkilerinden bahsedeceğim. Takım altyapıdan yetişen futbolcular için para, zaman ve emek harcar. Oyuncuya maddi ve manevi yatırım yapar. Futbolcu bu yatırımın farkındadır. Böylece altyapıdan yetişen futbolcu ile kulüp arasında sıkı bir bağ oluşur. Bu bağ altyapıdan yetişen oyuncularda takıma aidiyet duygusunu arttırır. Aidiyet duygusu futbolcunun hedefe daha kolay yönelmesini sağlar. Takıma kendini ait hisseden ve takımıyla bütünleşen futbolcu, takımın başarısını canı gönülden ister.
Futbolcu, takımı için değerli olduğunu hisseder. Bu yüzden kendisini takımına ispat etmek için yerinde olmayan riskler almaz. Böylece takımdaki sakatlık oranları azalır. Futbolcu futbolu daha güvenli bir ortamda oynadığı için kendine güveni yerindedir. Böylece topla rahat ve esnek bir şekilde oynar. Güvenli ortamda futbolcunun stres oranı azalacağı için kas koordinasyonu artar. Takımdaki birçok futbolcu aynı takımın altyapısından yetiştiği takdirde takım içi futbol uyumu üst düzeyde olur. Birbirini uzun zamandır tanıyan oyuncular zaman içerisinde birbirlerinin ne hissettiğini ve ne düşündüğünü kolaylıkla anlayıp bunun sonucunda topu nereye göndereceğini öngörebilecek duruma gelir. Örneğin, arkadaşının kafa atışlarında yetenekli olduğunu bilen futbolcu topu ona yukardan yollayıp başarılı bir vuruşa sebep olabilir.
Futbolcular ne kadar profesyonel olursa olsun futbolcuların maç esnasındaki davranışları bazen kişiselleşir. Örneğin, takım arkadaşına kırgın bir futbolcu bu arkadaşına asist yapıp gol atmasına aracı olmak istemeyebilir. Bunu aklen istiyor olabilir ancak bilinçdışında istemiyorsa o top bir şekilde arkadaşına gitmez. Çünkü bilinç dışında istemediğimiz bir şeyi -ne kadar mantıklı olursa olsun- davranışlarımıza aktarmamız oldukça zordur. Ancak altyapıdan beraber yetişmiş takım arkadaşları arasında yılların ve deneyimin getirmiş olduğu bir iletişim kolaylığı vardır. Birbirlerini iyi tanıdıkları için, kırgınlıklarını da sevinçlerini de paylaşabilecek ve birbirleri ile daha çok empati yapabilecek kıvama gelirler. Dolayısıyla futbol esnasında birbirlerinden kaynaklanan psikolojik içerikli problemler azalır.