Ekonominin sürekli dalgalı bir ivmedeki seyri, geçim endeksini de oldukça zora soktu. Döviz kurundaki bu hızlı yükseliş trendinin yaşattıkları ve ekonomimize etkileri 2018'in 2019'a bıraktığı en kötü miras olduğu söylenebilir.
Öylesine bir 2018 yılı ikinci yarısı yaşadık ki, zaten ucu bize fazlaca dokunan global ekonomik kriz, ekonomizi iyice rayından çıkmış gibi zikzaklar çizdirmeye başlamıştı. Ekonomi uzmanlarına göre, buna neden; 2018’in son aylarında iyice etkin olmaya başlayan döviz kurunudaki hızlı yükseliş gösteriliyordu.
2018 Ağustos ayında başlayan döviz kuru krizi, özellikle imalat sanayindeki daralmanın hızını arttırdı. İmalat Sanayi Satınalma Yöneticisi Endeksi (PMI) 2019 Şubat ayında yüzde 46,4’e yükselerek son altı ayın en yüksek seviyelerine çıktı. Bu dönemlerde sektördeki daralma bir miktar hız kaybetse de devam ettiğini gösterdi. Böylece imalat sanayiindeki daralma onuncu ayına girdi. Veriler, üretim ve yeni siparişlerdeki daralma da, ivme kaybetmesine karşın sürdüğünü gösterdi.
İmalat sanayiindeki bu daralmanın en çok hissedildiği illerin başında hiç şüphe yok ki İstanbul geliyordu. Zaten iyice daralan ekonmik olanaklar, Geçim Endeksi üzerindeki ağırlığını iyice hissettirmeye başladı. 2018 yılında şartları giderek zorlaşmaya başlayan; dar gelirli, işçi, memur, üretim konusunda finansal sıkıntıdan, üretim ham maddesi, araç gereç sıkıntısı çeken köylü, çifçi, üretim konusunda iyice sıkıntı çekmeye başlamıştı. Birçok temel tüketim maddesinin üretimi, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği giderek en az seviyelere indi. İthalat kalemleri arttı.
Onyedi milyonu aşan yerleşik nüfusuyla ekonomik dalgalanmalardan en çok etkilenen İstanbul, 2018 sonunda ve 2019 başında yürürlüğe giren, artık geleneksel hale gelen zamlarla iyice zorlanmaya başlamıştı. Bunu yanı sıra; nedeni ve nasıl olduğu hala tam olarak açıklanamayan, bir süre kontrol edilemeyen sebze-meyve fiyatlarındaki aşırı artışlar, son aylardaki döviz kur artışından dolayı zaten iyice dayanılmaz olan geçim endeksini iyice karmaşık hale getirdi.
Son aylara iyice konu olan ve temel tüketim maddelerinin mutfak için gerekli olan bu sebzeleri, bir süredir durağan seyreden enflasyonu bile etkilediği gözlendi.
Sebze-meyvede yaşanan şuanki öyküyü dünkü yazımda ayrıntılı olarak anlattım. Oraya tekrar dönmeyeceğim ama İstanbul’da basına yansıyan bir başka önemli konu ile ilgili istatistiki bilgileri buraya aktarmak istiyorum.
2019 Şubat ayında İstanbul’da perakende fiyatlar yüzde 0,98 artmış. İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre toptan fiyatlar ise; yüzde 0,95 artış göstermiş. Veriler; kentte şubat ayındaki fiyatlar, bir önceki yılın aynı ayına göre; perakende fiyatlar yüzde 18,37, toptan fiyatlar ise yüzde 23’e yükselmiş.
Şubat Perakende Fiyatları, bir önceki aya göre; sağlık ve kişisel bakım harçamalarında yüzde 3,6, kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 1,79, gıda da yüzde 1,45, konutta yüzde 0,68, ev eşyası harcamalarında ise yüzde 0,34 artarken, giyimde yüzde 1,27, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 0,03 azalmış. Diğer harcamalarda ise fiyat değişimi olmamış.
Dünyanın en büyük metropolerinden biri olan İstanbul, ekonomik tüm veriler için ülkenin görüntüsünü en iyi yansıtan illerimizin en önde geleni. Ekonomimizi yönlendiren, vergi gelirlerinde en büyük katkıyı yapan merkez illerimizden biri.
Vergi gelirlerinde, ekonomide, sanayide ülkemizin aynası olmasına karşın geçim sıkıntısının en yoğun hissedildiği bir ilimizdir İstanbul.
BİR TUTAM TEBESSÜM
KIZARTMA YAPIN!
Bizim Temel karakolda başkomiserdir.
Bir gün bir kadın gelir:
- Komiser bey komiser bey! Kocama tavuklu bezelye yapacaktım. Ben onu haşlayana kadar kocamı markete bezelye almaya gönderdim. Gidiş o gidiş gelmedi. Ben ne yapacağım?
Komiser Temel, kadına hiç bakmadan:
- En eyisi siz o tavuğu kızartma yapın.