Dünya; siyasetten ayrışma yoluna girmiş ilerlerken biz o yoldan ellerimiz boş, yüreklerimiz yaralı, zihinlerimiz ise aldığımız sayısız darbe ile akıllanmış bir şekilde dönüyoruz.
Geçmişe dair skorboardumuzda Kürt-Türk, Doğulu-Batılı, sağ-sol, örtülü-açık, dindar-laik haneleri fazlasıyla yer almadı mı? Aldı! Parça pinçik olana kadar ayrışmadık mı? Ayrıştık!
Peki ne oldu? Şehitler, ölümler, işkenceler, idamlar, kaçanlar, hasretler, hayatı kararanlar, gözü yaşlı analar, yetimler, öksüzler.
Son yıllarda Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde seçim sandıklarında çıkan ‘uçta milliyetçilik’ akımının yükseliş trendine şahit oluyoruz.
Ülkeler birer birer aşırı sağ eğilimli partilerin zaferlerine merhaba derken Türkiye’de sahanın nabzını yokladığımız zaman tam aksi durumların yansımalarına şahit oluyoruz!
Benim şehirlerden, sokaklardan ve gözlerden okuduğum şu; vatandaş artık hiçbir başlıkta ayrışmak istemiyor! Vatandaş yorgun! Vatandaş bıkkın! Vatandaş mutsuz!
Dil, din, ırk, görüş, mezhep, tarikat, aşiret ve daha aklınıza gelebilecek benzeri tüm başlıklarda hiçbir söylem işitmek istemiyor artık vatandaş!
Sen-ben-o değil, huzurla ‘biz’ olmak istiyor Türkiye!
Uzun zamandır yazıp dile getirdiğim ‘ülke olarak siyaset fesadından koma sürecini yaşıyoruz’ tespitimin ülke üzerindeki varlığını her yeni gün ile daha da iyi görüyorum.
İçte ve dışta yaşadığımız sıkıntılar eşliğinde art arda karşımıza çıkan seçim sandıkları, siyaset meydanlarında hep aynı isimlerin hep aynı söylemleri zikretmesi vatandaşın siyasilere olan inancını ve güvenini yitirmesi ile sonuçlandı.
Vatandaş siyasete arkasını dönmüşken şimdi de ‘seçim sonrası Abdullah Gül ve ona yakın isimlerin desteklediği Ahmet Davutoğlu öncülüğünde yeni bir parti kurulacak’ açıklaması tekrar ısıtılıp kamuoyuna servis yapılıyor. Bu pilavın tadı fazlasıyla kaçtı!
Sizdeki etkisini bilmem ama bana pek reel gelmiyor bu durum. Çünkü Abdullah Gül’ün ne isminin ne fikrinin ne de zikrinin bırakın kabulünü tam aksine negatif etkisi var vatandaşta.
DSP’nin yeniden güncellenmesi de konuşulan başlıklardan biri olmakla birlikte çok zor diyorum. Fakat mevcut muhalefet partilerinin 31 Mart sonrasında bir şekilde birbirini kombinleyeceğini söylemek mümkün. İlerleyen günlerde bu yönde çarpıcı cümleler yazacağım.
Veee hepsi bir yana sahada daha güçlü bir şık görüyorum desem!
‘Demokrat Parti’ ismini daha sık, daha güçlü, daha genç, daha geniş mecrada ve yeni misyon anlayışı ile göreceğiz gibi geliyor bana.