Her zorlukta olduğu gibi Kovid 19 pandemi süreci de durumu doğru yöneten kahramanları yaratacaktır.

“Kürtlerle oynamayın diye balkondan bağırıp küçücük çocuklarına ayrımcılığı aşılayan Türklerden birlikte halaylar çekip Kürtçe şarkılar söylediğimiz Türklere gelmiştik...Yeterli miydi derseniz yetersizdi derim ve daha iyi olması için onlarca maddeyi anında size sıralayabilirim çünkü Ispartalı bir amcayı halâ Diyarbakır’a korktuğundan dolayı getiremiyorsam yetersizdi...”


Son günlerde yeniden konuşulmaya başlanan ‘huzur sürecine’ dair düşüncelerimi aktarmıştım geçen hafta. Olmalı çünkü hepimiz huzur istiyoruz fakat doğru şartlar, doğru adımlar, doğru insanlar eşliğinde olmalı. Yoksa yeniden ters teperse ülkeyi otuz kırk yıl öncesi kaosa döndürmeye niyetli pusudakiler hemen devreye girecektir!
Bu arada küçük bir hatırlatma da fayda görüyorum; lütfen bu konuyu ekranda konuşacak isimlere dikkat edilsin! Evlat olsa sevilmeyecek isimler ekrana çıkıp ‘Kürtleri ve huzur sürecini’ konuştuğu an inanıyorum ki benim gibi herkes suratını buruşturup ’huzurdan’ bile soğuyordur!
Her zorlukta olduğu gibi Kovid 19 pandemi süreci de durumu doğru yöneten kahramanları yaratacaktır. Ki bu durumun kahramanı Türkiye oldu. Ülke içinde alınan güçlü yollarla birlikte destek köprülerini de dünya ülkelerine kurduk. Bu süreçte burnundan kıl aldırmayan ülkeler bile Türkiye’den yardım talep etti. Sonra da bu ülkelerin uyguladığı kapitalizme karşı vatandaşları sosyal devlet yapısına sahip olmak istiyorum diye isyan bayraklarını çekmeye başladı. Ve çok yakında da ‘yemişim uzaya yolladığın roketi, uyduyu, robotu, silahı beni zerre kadar virüse karşı koruyamadıysan’ öfkesiyle bu ülkelerin sokaklarının kaosa gebe olduğunu düşünüyorum! Dengeler değişecek anlayacağınız. Sadece ekonomik açıdan değil empati ve yürekler üzerinden ilerleyecek dünya! Şimdi İtalya, İspanya unutur mu Türkiye dışında sırtını dönen diğer ülkeleri? Ya da birbirinin solunum cihazını, maskesini, ilacını, gıdasını gasp eden ülkeleri? Unutmaz! Ve tabi ki Türkiye’nin Hızır misali kurduğu destek köprülerini de unutmaz!
Tam da şimdi Türkiye sırtındaki terör dahil tüm sorunları ve asalakları cesurca söküp yok etmek zorunda! Bunun en önemli basamağı da ‘BİZ olmayı başarmaktan’ geçiyor...
Burada Japonya desem size. Savaş ve atom bombasının dibi gösterdiği Japonya sükunetle on yılda dipten zirveyi gördü. Kovid 19 da tıpkı Japonya gibi şunu gösterdi bize; dünya etnik bölünmeler üzerinden yürütülen çatışmalarla veya aç gözlü bencilliklerle değil dayanışmalar üzerinden yükselecek ülkeleri istiyor artık! Japonya gibi etnik kimliğin ön planda olmadığı, vatana aidiyet duygusu ve huzur içinde yaşama arzusu ile ilerlemek...
2.Dünya Savaşı sonrasında sergiledikleri dayanışma ve gönüllülük ruhuyla süreci kendi lehine kullandı Japonya.
Şimdi gelelim güncele... Türkiye dostluklar ve yürekler üzerinden oldukça başarılı bir ivme yakalamışken terörün iş birliği ile ortadan kaldırılması konusunda da komşu ülkeleriyle sağlam köprüleri inşa etmesi ve bu köprülerden samimi geçişlerin sağlanması gerekiyor. Irak ve IKBY ile tam yeri tam zamanı demekle birlikte aman dikkat diyorum!