Yaşamımız artık çok bölümlü bir öyküye dönmüş durumda.

Yaşamımız artık çok bölümlü bir öyküye dönmüş durumda. En zor olanı ise, bölümleri birbiriyle ortaklaşacak birlikteliğine ulaştıramayacağımız. Bir yandan pandemi sürecinde yaşamı zorlayan bu son gelişmeler sonrasında nelerin olacağı konusunda kafamız iyice karmakarışık durumdayken, son günlerde iyice karabasan gibi üzerimize çöken zamları düşünmeden de yapamıyoruz.

Dışarıda sıfır ile beş derece arasında seyreden, İstanbul için oldukça soğuk bir havanın olduğu bir ortamda; doğal gazı, olması gerektiği kadar tasarruflu harcamak durumundayız. Benim evimde kombi var. Oturduğum apartmanın giriş katında, oldukça korunaklı bir dairede yaşıyorum ve kombiyi olabildiğince idareli bir derece olan 45-50 derece ayarında yakıyor olmamıza karşın, üşümeyecek şekilde tasarruf etmeye çalışıyoruz.. Buna rağmen bu zamlarla yüklü olarak gelen olan faturaları merak etmeden geçemiyoruz.

Düşündüğüm sadece doğal gaz değil. Kombi yanarken elektrik harcaması da neredeyse iki misli artıyor..

Son haftaların gündemi ve hep konuşulanı elektrik ve doğal gaz zamları ve gelen faturalardaki bedeller. Nasıl konuşulmasın ki. Bu ayki elektrik faturasına bir süredir aklıma geldikçe bakıp bakıp duruyorum. Bundan birkaç ay önceki fatura ile yanyana koydum, neredeyse iki misline yakın. Üzerine yazan fiyatla da fiyakasından geçilmiyor. Neyse, bu ayki faturayı bir şekilde ödedik. Ama aynı rahatlıkla bir sonrakini ödeyebilir miyim bilemiyorum.. Faturada yazan rakam 800 TL’ye yakın. Merak ediyorum, evin bir bölümünde kaçak mı var acaba. Evde sanki küçük bir atölye işletiyor gibiyiz.

Oturduğum ev 28 daireli bir apartmanda, zeminin biraz üzerinde bir giriş katı, 135-140 metre kare boyutunda, bina olarak çok korunaklı ve en soğuk havalarda bile insanın içini donduracak kadar soğuk olmuyor. Bunu etraftan duyduklarımla kıyasladığımda gelen doğal gaz faturalarından anlayabiliyorum. Bana gelen doğal gaz faturasındaki rakam 650 TL civarlarında. Elimizden geldiğinde tasarruf etmeye çalışıyoruz. Şimdiye kadar en soğuk havalarda bile kombinin yanma derecesin 50’nin üzerine çıkarmadık pek. Aslında gerek de duymadık. Dediğim gibi evimiz fiziki yapı olarak mantolama izolasyonlu olmasııyla gerekende çok daha fazla korunaklı. Isı kaybı neredeyse yok gibi.

Elektriğin o kadar çok yüksek gelmesinin en önemli nedenlerinden birinin yanan kombinin o süreçte harcadığı eklektrik olduğunu söyledi elektrik mühendisi arkadaşlarım. Başka bir izahı olmuyor zaten. Evdeki tüm ampuller led ampul, gerekmedikçe çok fazla fırın ve elektrikli mutfak aleti kullanma alışkanlığımız da yok. Gerçi evimiz mini bir bilgisayar laboratuvarı gibi ama evdeki elektronik araç yükümüz taa eskiden beri aynı.

Evde sürekli yanan ve otomatik ateşleme sistemi olan doğal gazlı kombiler kış aylarında elektriğin ayarını kaçırması için en önemli etkenmiş.

Kısacası elektrik ile doğal gaz kardeş gibi birinden biri ile tasarruf planlaması yapabilmek için o planın temelinde ikili tasarrufu düşünmek olmalı mutlaka. Görünen o ki, elektrik ve doğal gaz, toplamda bir kira parasını bulmak üzere. Pandemi derken yaşamın bu çok bölümlü parçalarında işimiz daha da zorlaştı. Dayan yüreğim dayan!

Daha çarşı-pazar için topladığım bilgilerdeki son gelişmeleri buraya aktaramadım.

Onları da, çarşı pazardan edindiğim yeni bilgilerle birlikte anlatmaya devam edeceğim..

Tabii ki haftaya.

BİR TUTAM TEBESSÜM

PATRONUN SEÇİMİ

Ünlü holding patronlardan biri şirketlerinden birine yönetici konumunda birini alacakmış. Holdingin insan kaynakları ön görüşmeleri yapmış. Seçtikleri adayı patrona bildirmişler. Holding patronu son görüşmeyi yapıp adamı işe alacakmış.

Görüşme için kendi restaurantlarından biri ayarlanmış. Ünlü patronla, yeni yönetici adayını sözkonusu yemekte buluşturmuşlar.

Başlangıç olarak ikisi de çorba istemiş. Adam tadına bakmadan çorbaya tuz koymuş.

Bunu gören ünlü patron bunun üzerine "Ön yargılı bir yöneticiye ihtiyacı olmadığını" belirterek masadan kalkmış.