Işıl ışıl parlayan, gergin ve pürüzsüz bir cilde kavuşmak için kozmetik ürünlere servet harcamak gerekmiyor. Çünkü sağlıklı bir cildin sırrı bol su içmek, yeterli vitamin almak ve tempolu yürümek gibi basit ama etkili yöntemlerde saklı!
Kış aylarındaki cilt bakım rutini ile yaz mevsimindeki bakım farklıdır. Kışın soğuktan korumanız gereken cildinizi bu kez güneşten korumanız ön plana çıkıyor.
Uzun ve soğuk geçen kış aylarından sonra cilt ışıltısını kaybediyor, pütürlenmeler ve bazen sivilceler ortaya çıkıyor. Çünkü hava ısısının düşmesiyle birlikte cildin yağ salgısı artmaya başlıyor. Klima ve diğer ısıtıcılar kullanıldığında havanın nemi azalıyor.
Yağ dengesinin değişmesi ve havanın kuruması gözenekleri sıkıştırıp üzerlerinde tıkaçlar oluşturuyor. Bu durum da cildin beslenmesini olumsuz yönde etkiliyor. Bunun aksine havanın ısınmasıyla birlikte güneşin de kendini göstermesi dolaşımın hareketlenmesini ve cildin ışıldamasını sağlıyor.
Siz de basit ama etkili hazırlıklar yaparak ışıl ışıl ve pürüzsüz bir cilde sahip olabiliriz.
•Bol bol su ve antioksidan
Cilt ne kadar nem kaybı yaşarsa o kadar kırışır. İnce çizgiler halinde ortaya çıkan bu kırışıklıkların önüne bol su içerek ve antioksidan bakımından zengin besinler tüketerek geçebilirsiniz.
•Yeşil Yapraklı Sebzeler Cildin Nem Dengesini Korur
Kusursuz bir ten için cilt bakım ürünleri ve uygulanan bakımlar kadar tüketilen yiyecekler de oldukça önemlidir. Nem dengesini korumak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için ilk kural doğru beslenmeye dikkat etmektir. Sağlıklı bir cilt için; vitamin ağırlıklı beslenmek, taze sebze ve meyve tüketmek, yeşil yapraklı sebzeler tüketmek bütün bunlara destek olarak A, C ve E vitamini almak daha güzel ve sağlıklı görünmeye yardımcı olacaktır.
•Saçlara gelince
Yaz mevsimi saçlarda da nem kaybına yol açtığından saçlarınızı her yıkadığınızda mutlaka saç kremi kullanmalısınız. Fakat saçlarınızı her gün şampuanlamaktan kaçınmanız gerekir çünkü bu uygulama saçlarınızın nem kaynağı olarak görev yapan doğal yağları azaltabilir. Saç kremini ise özellikle saçlarınızın uç kısımlarına ve nem kaybının yaşandığı bölgelere uygulamalısınız.
•Ayaklarınızı unutmayın!
Kuru cildiniz varsa problem hep kapınızdadır. Ciltten kaynaklı çatlaklar, topuk ve ayak tabanlarında sıkça karşılaşılır. Aslında sebebi de özellikle ayaklar yıkandıktan sonra kurulamadan, yalınayak gezmekten ve küçük ayakkabı giymek gibi sizce önce sorun olarak görünmeyen nedenlerden kaynaklıdır. Salisilik asit içeren vazelin ile yapacağınız bakım fayda sağlayacaktır. Bunun için önce ılık su ile yıkanmalı sonrasında iyice kurulanmalıdır. Sabah, akşam yapılacak düzenli tekrarlar ile tedavi çabucak fayda gösterecektir. Her banyodan sonra ponza taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizlemek gereklidir. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremlemeli ve kapalı ayakkabı giyilmelidir.
GÜNEŞTEN KORUNUN
• OZON tabakasının delinmesi güneşin zararlı ışınlarının cilt üzerindeki yıpratıcı etkilerini de artırdı. Cildin erken yaşlanmasına neden olan güneş ışınlarından yazın mutlaka korunmalıyız. Bronzlaşmak için cilt sağlığınızı tehlikeye atmayın ve unutmayın sağlıklı şekilde de bronzlaşabilirsiniz. Güneşe çıkmadan önce yüksek koruma faktörlü güneş kremi ya da yağı kullanılması gerekir. Ve bu ürünleri alırken cilt tipi ve hassasiyetine uygun seçilmesi gerekir. Bunun dışında yaz aylarında cilt sağlığı için daha çok su içmenizi, koyu renkli gözlük takılmanızı ve şapka takmanızı öneririz.
•Cildinize uygulayacağınız makyaj ürünlerinin içeriği de önemlidir. Vitamin ve mineral içeren, su bazlı, nemlendirici özellikli ürünleri seçebilirsiniz. Ayrıca ince yapılı fondöten ya da bb krem gibi renklendiricileri kullanırsanız cildiniz daha iyi nefes alacaktır.
•Uyku düzeninize dikkat edin. Genç görünümlü ve sağlıklı bir cilt için yeterli uyku almanın büyük önemi vardır. Bu noktada gözaltı bakımı da unutulmamalı ve düzenli olarak nemlendirici kremler uygulanmalı, maskeler yapılmalıdır.
BUNLARDAN KAÇININ
•Alkol ve kafeinden uzak durun: Aşırı alkol tüketimi cildin su kaybetmesi, bunun sonucunda da kuruyup kırışmasına yol açıyor. Ayrıca kılcal damarlarda genişleme ve çatlamalar yapıp, kızarık bir görüntü oluşturuyor. Bunların yanı sıra B vitaminlerinin kaybına neden olabildiği için cilde zarar veriyor. Özellikle çok fazla kafein stres hormonlarına benzer etki yapıp cildin beslenmesini bozuyor. Tüm bu olumsuz faktörler nedeniyle sağlıklı bir cilde sahip olabilmeniz için alkol ve kafein kullanımından mümkün olduğunca kaçının.
•Şeker ve rafine gıdalara ambargo koyun: Çok yağlı ve şekerli besinlerin fazla tüketimi gün içinde kan şeker düzeyinde ani iniş çıkışlar yapıp, cildin sıkılığını sağlayan bağ dokusunda bozulmalara zemin hazırlıyor. Ayrıca, ciltte sarkmalar ve lekelenmelerin oluşmasını da hızlandırıyor. Hücre yapısını bozan serbest radikallerden korunmak için kızartmalardan, yağlı, beyaz şekerden yapılmış tatlı ile kurabiye gibi gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın.
•Solaryumdan kaçının: Kısa süreli uygulamalar bile olsa ciltte leke yapması, kırışıklıkları artırması ve benlerden kanser gelişmesi riskini artırması nedeniyle solaryuma girmeyin.”
Kışın, üzerini kapattığımız cildimiz yazın göz önüne çıkacaktır. Bu hem avantaj hem de dezavantajdır. Kişiliğimizin bir parçası haline gelmiş cildimiz parlak ve canlı yapısıyla bizim için önemlidir. Görüldüğü üzere çok önemli hazırlıklar yapmamız gerekmiyor. Sadece doğru ve sürekli yapılacak küçük emeklerimizle yaza hazır hale geleceğiz.
İyi haftalar…