Dünya, toplum mühendislerinin kurguladığı hayatı yaşıyor aslında. Tüm sistem algı ile yönetiliyor. İnsanoğlunun bin yıllarda getirdiği uygarlık birikiminin ortaya çıkardığı kültürel değer ve davranışlar her gün sistematik olarak yok ediliyor.

İnsanlığın her hareketi kontrol altında. Kullanılan ilaçlar, kişisel harcamalar, yakıt harcamaları, tüketim alışkanlıkları, siyasal görüşler, sosyal medyadaki hareketler, üye olunan dernekler ve cemiyetler yani tüm insanı eylemler…

Kontrol mekanizması
Coğrafyalarda kontrol altında. Madenler, su kaynakları, toprak ve tohum, insan çeşitliliği, dinsel inanışlar yani coğrafyanın ve inançların tüm özellikleri…

Denge politikaları
Bu sistemde en dibe çakılmak veya en üste çıkma olanağın yok. Sistem insanları ve ülkeleri hep bir yerde tutuyor. Çünkü dibe çakılan nesne fırlar, yükselen bir nesli de asla bir daha tutulmaz.

Her şey satılık


Yaşadıkça öğreniyor, deneyimliyoruz. Dünyanın, pek tabii ki de ülkemizin geldiği durum ortada. Dünya büyük bir pazar olmuş ve bu pazarda her şey satılık…

Öğrenilmiş çaresizlik kuramı


‘Öğrenilmiş Çaresizlik Kuramı’, Martin Seligman tarafından 70’li yıllarda ‘öğrenme deneyleri’ sonucunda ortaya çıkmış bir kuram. Bu kuramı ortaya çıkaracak deneylerde köpekler kullanılmış. Öğrenilmiş çaresizlik deneylerinde, denek olarak kullanılan hayvanlar yaşamları yitirmişler.

Modern yaşam sorunlarla dolu


HES’ler, nükleer santraller, çöpler, anlamsız yollar, fosil yakıtlar, GDO’lu ürünler, zehirli paketlenmiş ürünler, sahte üretilmiş gıdalar, sahte alkollü içecekler, kirli havalar, suyun ticarileşmesi, kadın cinayetleri, trafik kazaları, iş kazası denen cinayetler vs tüm bu sorunlara ilk başlarda karşı koymaya çalışıyoruz.

Çağımızın hastalığı; depresyon
Karşı durup sorunları çözemeyince bir süre sonunda çaresiz olduğumuza ve tüm bu olumsuzlukları engelleyemeyeceğimize inanmaya başlıyoruz. Bu his tüm yaşama isteğimizi alıp götürüyor. İşte bu durum insanoğlunda depresyon yaratıyor. Depresyon öğrenilmiş bir çaresizliktir. Depresyon, geleceğe dair umutlarımızın tükendiği, yaşamdan beklentilerimizin kalmadığı son nokta…

Öğrenilmiş iyimserlik
Martin Seligman, ‘Öğrenilmiş Çaresizlik Kuramı’nı ortaya çıkardıktan sonra ‘Öğrenilmiş İyimserlik’ kitabını yazmış. Kitapta; tüm zorlukları başarmanın mutlaka bir yolu olduğuna inanmak ve bu yönde davranmak gerektiğini anlatmış. Tüm bunları aşmanın yolu sosyal bir insan olmaktan geçiyor diye de ilave etmiş.