Yıllardan beri kendi eli ile yarattığı TV programı var..
Yıllardan beri kendi eli ile yarattığı TV programı var..
Gerçekten zor durumda insanlara her türlü yardım eden, samimi, içinde oyun olmayan olduğu gibi bir program yapıyor.
Yıllardır, insanların güvenini üst üste koyarak, biriktirerek bugünlere geldi.
Müge demek güven demek.
Sırtında koca bir küfe güven var.
Haliyle insanların, iltifatı ile sabah saatlerinin reyting kraliçesi oldu.
Yani, samimi, güvenilen bir program yaptı, tırnakları ile kazıya kazıya buraya geldi.
İnsanlara yardım etti, sorunlarını çözdü.
Müge'yi tanırım, hayatımda tanıdığım, en dürüst kadındır.
Müge'yi tanırım, hayatımda tanıdığım en merhametli kadındır.
Zor günde, o aklı başında haliyle yanında olur.
Şahane bir evlat, şahane bir annedir.
Benim için, uzakta da olsa varlığı yeterlidir.
Müge'm var benim dersin.
İnsan ilk ekmek yediği fırının kokusunu unutmazmış...
Müge'de öyle..
Onu öpersin, güven veren kokusunu hiç unutmazsın.
Müge olmak zor, tatlişkolar.
Onun stüdyosunun dekorunun aynısını yapmak, Müge gibi vücut diline sahip olmak, gidip mağdura sarılmak, onu taklit etmek hiç olmadı.
Baktılar, yakasında etiketle koca bekleyen kadın programları, sabah magazin masaları iş yapmıyor.
İş yapan ne Müge.
Atladılar üzerine.
Yer gök, tüm kanallar, sabah, akşam hatta aynı kanalda üst üste 3 mağdur programı koydular.
Eski, yeni haberci kadınları aradılar.
Başladılar sezona.
Kıran kırana.
Ekranlarda kıyamet kopuyor, bağıran, çağıran, kadınlar erkeklerle doluverdi.
Şimdi ne oldu?
Ülkemizde aydınlanmamış ne kadar çok cinayet var, emniyet güçleri hiç birini yakalayamamış, bir anlamda işlerini yapmamışlar.
Ülkemizde ne kadar çok ensest var, küçücük kızlar evlerinden, ablalarının kocaları ile kaçıyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Ülkemizde nereye baksan ahlak zaafı var.
Ve emniyet teşkilatı zaafı var.
Böyle bir şey olabilir mi?
İnsanlara sabah akşam, bu, böyle düşündürülür mü?
İnsanlara bu anlayış, reyting uğruna empoze edilir mi?
Hem ekran kirliliği oldu, hem de taklit ettiniz ve ama başaramadınız oldu.
Olmaz tatlım olmaz.
Sonuç ne oldu?
Yarısı döküldü, bitti gitti.
Yaratıcı olun, başka programlar yaratın,
Ve dahası..
Samimi kadınlar bulun.
O seçtiğiniz kadınları, kadınlar hiç sevmiyor.
Aklınızda olsun.
Funda'ya takılanlar...
... BehzatÇ dizisinin senaristi, Emrah Serbes gecen hafta araba kazası yapmış. Arabası ile çarptığı, diğer arabada bir baba ve 16 yaşındaki genç kızın ölümüne sebep olmuş.. Anne ise ağır yaralı tedavide. Kazayı arabadaki arkadaşı Kenan üstlenmiş. Kenan tutuklanmış. Bu ise birdenbire sosyal medyasından, kazayı kendisinin yaptığını, itiraf etmiş. Ben BehzatÇ hiç seyretmedim. Senaristini Gezi parkı zamanı yazdıklarından ve Tolga Cantaş'ın programındaki sert, zart zurt sevimsiz sözlerinden hatırlıyorum. Herkes birbirine girdi. Bravo saklanmadı itiraf etti, yok haysiyetsiz yakalanacağını anladı, yersen yaptı diyenler var.. Benim ne adam umurum ne yazılanlar ne söylenenler, ne de linç ortaklığı.16 yaşında genç bir kızın ömrünü elinden almışsın.
BehzatÇ imiş.. Senin ömrün olsa ne olur olmasa ne olur.
... Yeni tanıştığım, sanki yüz yıldır dostum gibi hissettiğim bir adam var Engin.
Bodrum'da tanıştık.. Son yıllarda tanışma kotamı ve insanlara güven kotamı doldurduğum zamana denk geldi.
Genç adam Engin 40 yaşlarında. Çalışkan, sorumluluklarını haddinden fazla bilen bir adam...Kibar, herkese bey diyor, bayan diyor... Bir zaman sonra, ona, boş ver şu adamlara bey deme diyorum.. Tanıdıkça, iş yaptıkça bey olmadıklarını anlayacaksın diyorum.
Bilmiş bilmiş haksızlık ediyorum ona... Bey yok, diyorum. Ne diyeyim diyor, haklı Engin.. En azından hıyar çıkana kadar bey diyeyim demek istiyor. Tanıdığım hiçbir adam, sonradan bey olarak kalmadı diyorum. Hayat tecrübemden ve Engin'den utanıyorum.