Marmara Bölgesi'nin bitki örtüsü, ekolojik yönden Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri ile bu bölgeler arasındaki geçiş bölgesi olan Marmara Geçiş Bölgesi olmak üzere üç bölgeye ayrılır. Bölgenin Karadeniz kıyıları Karadeniz Bölgesi, Biga Yarımadası'nın batı ve Gelibolu Yarımadası Akdeniz, Bursa'nın da içerisinde bulunduğu geriye kalan bölgelerde Marmara Geçiş Bölgesi içerisinde yer alır.

Marmara Bölgesi’nin bitki örtüsü, ekolojik yönden Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri ile bu bölgeler arasındaki geçiş bölgesi olan Marmara Geçiş Bölgesi olmak üzere üç bölgeye ayrılır. Bölgenin Karadeniz kıyıları Karadeniz Bölgesi, Biga Yarımadası’nın batı ve Gelibolu Yarımadası Akdeniz, Bursa’nın da içerisinde bulunduğu geriye kalan bölgelerde Marmara Geçiş Bölgesi içerisinde yer alır.

Güney Marmara

Bursa’nın içerisinde bulunduğu Güney Marmara’da, yüksek dağların kuzeye bakan yamaçlarının alt seviyesinde geniş yapraklı ormanlar, üst kısımlarda ise sıcaklığın düşmesine bağlı olarak iğne yapraklı ormanlar yaygın duruma geçer. Bu konuda Bursa’da en zengin ormanlar Uludağ-Domaniç ve Samanlı Dağları’nda görülür. Marmara Deniz’i kıyılarında ve tektonik kökenli olukların alt kesimlerinde çoğunlukla Akdeniz kökenli çalı (maki) toplulukları hâkimdir. Tabansuyu seviyesinin yüksek olduğu kesimlerde ise nemcil bitkiler yetişir. Bölgenin bitki örtüsü ekolojik özelliklere bölümlere ayrılır.

cicek

Longoz Ormanları

Güney Marmara akarsularının büyük bölümünün birleşmesiyle oluşan Susurluk Irmağı’nın Marmara Denizi’ne döküldüğü delta bölgesi Karacabeyliler tarafından ‘Boğaz’ veya ‘Kocaçay Deresi’ adıyla anılmaktadır. Burada Poyraz, Dalyan ve Arapçiftliği isimli üç adet lagün gölleriyle göçmen kuşların Güney Marmara’daki konaklama merkezlerinden ‘Longoz Ormanları’ (subasar-bataklık) yer almaktadır. Tatlısu ve deniz balıkların yaşayabildiği lagün gölleri yaklaşık 20 yıl öncesine kadar Meksika’dan Türkiye’ye göç eden yılan balıklarının üreme merkezi durumundaydı. Başta Nilüfer Çayı olmak üzere Susurluk Irmağı’nda bu süre içerisinde yaşanan aşırı kirlilik ve kimyasal atıklar nedeniyle lagün gölleri ve Kocaçay Deltası’nda ekolojik sistem önemli ölçüde tahribata uğramıştır.

kurbaga

Sukuşlarının yuvası

Deltanın batı yarısında, toplam alanı 194 ha olan ve Maliç Deresi tarafından beslenen Dalyan ve Poyraz gölleri, 600 ha alan kaplayan sazlıklar, 730 hektarlık bir alana yayılmış dişbudak, kızılağaç ve söğütlerden oluşan subasar ormanlar ve çok çeşitli floraya sahip geniş bir kumul bandı bulunmaktadır. Deltada üreyen türler arasında Karaleylek, Pasbaş patka, Bataklıkkırlangıcı, Akça cılıbıt, Küçük balaban, Gece balıkçılı, Alacabalıkçıl, Küçük akbalıkçıl, Gri balıkçıl, Kuğu, Yeşilbaş, Çıkrıkçın, Macar ördeği, Elmabaş patka, Akkuyruklu kartal, Sakarmeke, Poyrazkuşu, Sumru, Küçük sumru ve pek çok Ağaçkakan türü sayılabilir. Ayrıca göç esnasında Küçük karabatak, Ak pelikan, kışın ise Sakarmeke başta olmak üzere büyük sayıda sukuşu bulunur.

leylek

Korunacak Sulakalan

Kocaçay Deltası, bütün bu özellikleriyle doğaseverlere, hem kuş gözlemciliği yapma hem piknik yapma hem de arkalarına güzel bir doğa manzarasını alarak, denize girme olanaklarını sunuyor. Longoz ormanlarının bitişiğindeki Kocaçay Deltası ‘Korunacak Sulakalan’ statüsüne alınmış, ancak nehrin deltasındaki aşırı kirlilik sudaki oksijeni de yok ettiğinden halen burada canlıların üremesi ve barınması özlenen düzeye ulaşamamıştır. Bölgenin Ramsar Sözleşmesi’ne alınması için çaba harcanmaktadır. Çok sayıda canlı türünün gözlendiği longoz ormanları ilçenin Boğaz Köyü ile Bayramdere (Yeniköy) arasındadır.

longoz ormani ve nilufer ANA FOTO

Koruma Öncelikli Orman

Karacabey, Türkiye coğrafyasında sulakalanları, ırmakları ve verimli topraklarıyla ön plana çıkarken, günümüzde bunları koruma şemsiyesi altına alacak projeler üretilmeye başlanmıştır. Longoz ormanları ile çevresindeki lagün göllerinin sürdürülebilir turizm doğrultusunda Karacabey’in ve ülkenin gelecek nesillerine tüm değerleri ve güzellikleriyle doğal miras olarak kalması hazırlanan projelerin asıl amacıdır. Projeler hayata geçirildiği takdirde, longoz ormanları ile söz konusu doğal zenginlik bölgesi ‘Koruma Öncelikli Orman’ ve ‘Milli Park’ haline getirilecektir.

nilufer cicegi

Nilüfer çiçeği

Ülkemizde longoz ormanları, Bursa Karacabey dışında Kırklareli İğneada’da ve Sakarya Acarlar da bulunuyor. Karacabey Boğaz’da da yetişen ve Latince ismi Nymphaea ola nilüfer çiçeği, İkiçenekliler sınıfının Nilüfergiller familyasından çok yıllık otsu bir bitkidir. Ilıman ve tropikal bölgelerde tatlı sularda yetişir. Yaprakları kalkan biçimindedir. Uzun saplı yaprakları su üzerinde, parçalı yaprakları ise suyun içerisindedir. Büyük, uzun saplı ve gösterişli çiçekleri su yüzeyinde açar. Çanak ve taç yaprakları ayrı; çanaklar çoğunlukla yeşil, taç yapraklarsa beyaz ya da sarı renklidir. Yaklaşık 40 türü vardır. Bu türler genellikle bol besinli balçık topraklar üzerinde yetişirler. Tanınan türleri beyaz nilüfer Avrupa ve Asya’nın tatlı sularında yetişir.

nilufer

Türkiye’de de birçok göl ve geniş su birikintilerinde bulunur. Su yüzeyinde açan çiçekler büyük, uzun bir çiçek sapının ucunda tek olarak bulunurlar. Renkleri duru beyaz, bazen pembeye yakın beyazlıktadır. Sarı nilüfer yuvarlak yaprakları, parlak, salkımlı meyvesi olan bir türdür. Türkiye’de iki cinsi ve iki türü yetişir. Başlıca türleri; beyaz nilüfer, sarı nilüfer, Mısır lotusu, Hint lotusudur. Güzel kokulu ve gösterişli çiçeklerin olması nedeniyle açık hava ya da sera havuzlarında ve bahçe düzenlemelerinde çokça kullanılır.

yusufcuk