Yıllarca feryat eden doğunun mazlumların sesini duymayan SÜPER güçler şimdi bir çare durumdalar.

İnsan maddi ve manevi iki kanatlı bir kuş misali bir yaşam sürer. Zor günlerde bir değerlendirme yapabilecek miyiz?

Evlerimizde kaldığımız şu günlerde insanlığımıza dair neleri eksik yaptığımızın hesaplaşmasını yapalım. Hz. Yusuf’un kuyuda yaşadıklarını anlayabilir miyiz? Hz. Yunus’un balığın karnındaki sabrına sahip miyiz? İki cihan kurtarıcımız Hz. Muhammed’in Hira mağarasındaki Ebu Bekir Sıddık ile yoldaşlığını anlayabiliyor muyuz?

21. asırda tükenmişliklerle yaşarken asrısaadet zamanlarında Peygamber Efendimizle yokluklar içinde kızgın taşlarda işkence gören o ilk Müslümanların iradesine sahip miyiz?

ZOR GÜNLERDEYİZ

Şimdi bir virüs belası sınırları aşarak mutlu Batı’nın sokaklarında. Yıllarca feryat eden doğunun mazlumların sesini duymayan SÜPER güçler şimdi bir çare durumdalar. Duyulmayan sessiz çığlıklara görmeyen etkin devletler şimdi sessiz bir virüse karşı kendi feryatlarına şahidiz. Endülüs’te asırlardır okunmayan ezan “ALLAH BÜYÜK” nidaları tekrar yükseldi. Endülüs’ün yetim minareleri için umut oldu şu kara günlerde. İtalya’da Vatikan sokaklarında secde eden insanlar gördük iman etmeseler de “ALLAH”a dua eden.

Kapkaranlık zamanlarda aydınlık bir çıkış arıyor İNSANLIK. “O” asırlar öncesi “CEHALET VİRÜSÜ”ne bir güneş yakan PEYGAMBER efendimizin öğretilerini kendimize rehber edeceğiz mi?

Ya da bu da gelir geçer yine o yalancı dünyamıza mı geri döneceğiz?

Bekleyip göreceğiz.