Turizm ile meşgul olduğum yıllar..

Turizm ile meşgul olduğum yıllar..

1985 yılının Mayıs ayında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından temeli atılan Dedeman Antalya’nın, 1989 yılında bu kez dönemin Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal tarafından açılışında davetli olan şanslı kişilerdendim..

Açılışında Dedeman Antalya, Ortadoğu ve Balkanların en yüksek kapasiteli sahil oteli olarak anılan bir tesisti.. Gerçekten görülmeye değerdi..

Ofo Otel, Kulüp Sera, Talya..

Tam on yıl sonra 1999..

Bu kez MNG tarafından açılan WOW Topkapı Palace.. Ardından 2000 yılında, Xanadu Resort Belek..

Her birinin açılışı olabildiğince görkemli ve şatafatlı oldu.. Oldukça ses getiren açılışlardı..

Her birinin o muhteşemlikleri görülmeye değerdi..

Yıllar sonra 2015’te yeniden geldiğim WOW Topkapı Palace ve hemen yanındaki Kremlin benim için tam bir hayal kırıklığı oldu..

O muhteşem tesisler gitmiş, yerine eski ve bakımsız birer yapı gelmişti..

Bir kaç kişi ile yaptığım kısa sohbetten sonra anladım, asıl durumu..

Başbakan Binali Yıldırım grup konuşmasında dün, benim Antalya’da o gün duyduğum endişeli sözleri tekrarladı ve Antalya turizmi açısından önemli bir müjde verdi..

Başbakan, rahmetli Özal tarafından üst kullanım hakkı ile 49 yıllığına tahsis edilen tesis yöneticilerinin, 'acaba bu süre dolunca biz ne yapacağız, elimizden mi alacaklar, devam edecek miyiz?' endişesine değindi sözlerinde.. Böylelikle de pek çok insanın bilmediği neden yatırım yapılmadığına da bir anlamda açıklık getirmiş oldu.

Başbakan, tesislerin kira süresini tekrar 49 yıl artıracakları müjdesini verirken, bununla da yetinmeyeceklerini, isteyenlere satabileceklerini de ifade etti.

Bu hem Antalya, hem Türkiye açısından çok çok önemli bir adım..

***

Konuşmayı dinlerken zihnimde, şöyle bir geriye gittim..

“Belek bir mucizenin adıdır..”

Bu ifade, bu mucizeyi oluşturan dönemin başbakanı Turgut Özal’ın -rahmetli Yener Süsoy’un ifadesiyle- “sağ kolu”, gazeteci büyüğümüz Can Pulak’a ait.. Okuduğum bir röportajdan aklımda kalan sözler..

Can Pulak, Turgut Özal’ın, başbakanlığı döneminde basın baş danışmanı, Cumhurbaşkanlığı döneminde ise turizm ve çevre baş danışmanı..

Pulak’ın sözlerinde olduğu gibi gerçekten de bir mucizenin adı..

Bir bataklığı böylesi görkemli bir alana dönüştürmek..

Vizyon böyle birşey..

Can Pulak, Turizm Dünyası dergisinde Yılmaz Keleş’e verdiği mülakatında, Özal ve Belek bölgesine ilişkin anılarını aktarırken şu ifadeleri kullanıyor:

“Antalya, Kemer ve Lara bölgelerinde otel yatırımları daha yeni yeni başlamıştı. Helikopterle Belek üzerinden geçerken, “Bu bölge bataklık, burayı golf yatırımlarına açabiliriz” dedi.”

Belek, o gün 17 kilometre uzunluğunda sahil şeridindeki sazlık bir alan..

Devam ediyor Pulak:

“Belek’in doğuşu Özal’ın vizyonu, bürokratların katkıları ve sonra da yatırımcıların inanılmaz gayretleri ile gerçekleşmiştir. Ankara çeşitli dönemlerde kararlar almıştır, ama bu kararlar bürokrasiyi aşmak için bazen yeterli olmayabilir. Çünkü bürokrasinin kendine has bir defansı vardır…Fakat özel sektörün dinamizmi ve gayreti daha ayrı bir öneme sahip. Bu gayret beklenen süreden önce bu tabloyu, bütün engellere rağmen yarattı. Arazilerin tahsisi devlet tarafından yapılmıştır, ama bu kadar görkemli bir tablonun yaratılması özel sektörün eseridir. Golf, Türkiye için çok yeni bir şeydi. Dünyanın en iyi golf sahası mimarları getirildi. Her saha için ayrı bir mimar ile çalışıldı. Bu durum bile özel sektörün bu yatırımlara ne kadar değer verdiğini ve altyapısına ne kadar emek harcadığını gösterir.”

İkinci bir mucizeden daha bahsediyor sözlerinin devamında:

“Belek’te bir mucize daha oldu… Belek’teki turizm yatırımcıları hiçbir turizm bölgesinde görülmeyen bir bilinç ve şuurla bir araya gelip BETUYAB’ı kurdular. Bu birlik, bölgenin altyapısı, yolları ve peyzajı için inanılmaz paralar harcadı. Belek’in bugünlere gelmesi için müthiş bir mücadele verildi. Burada yapılan otelleri, tahsisler üzerinde gerçekleşen bir yapılaşmadan ibaret göremeyiz. Özel sektör kendisine tahsis edilen arazinin üzerine dünyanın en iyi tesislerini kurdu. Bu aynı zamanda Türk turizmi için bir kazançtır. Bunun için Türkiye’nin özel sektöre teşekkür borcu vardır. Bunu turizmin geneli için de söyleyebiliriz, ama Belek için özellikle söylüyorum.”

Aynısını Portekiz Faro kentinde yaptı. İçine de bir havalimanı inşa ettiler ve bugün golf turizminde önemli bir yere geldiler…

Bugün, Antalya da dünyanın sayılı önemde turizm kentlerinden biri..

Sadece, Belek'te birbirinden farklı alanlarda uzmanlaşmış ve ödüllere sahip, 47 farklı otel var; 47 farklı dünya...

Bunu geliştirmek daha ileri götürmek herkesin, hepimizin görevi..

Hükümet üstüne düşeni yapıyor/yaptı..

Ne diyelim, sıra yatırımcıda..