Gençlerimiz ve çocuklarımızın teknolojiye ilgisini arttırmak için ülkemizin kapsamlı ve büyük bilim ve teknoloji müzelerine ihtiyacı var.

Bilim ve teknoloji tarihinin tanıtılması öğrenciler için ufuk açıcı bir şeydir. Kendi medeniyetimizin ürettiği değerleri aktarmak için de bu tür müzelere ihtiyaç duymaktayız. Biz Fârâbî’yi, Biruni'yi, Uluğ Bey’i, Ali Kuşçu’yu, Oktay Sinanoğlu'nu, Aziz Sancar’ı da çocuklarımızla buluşturmak mecburiyetindeyiz.

Aslında ülkemizde Batı'daki bilim ve teknoloji müzelerine benzeyen ancak binaları, fiziki şartları ve koleksiyonları görece zayıf müzeler bulunmaktadır.

İstanbul’da İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Koç Müzesi, Ankara’da ODTÜ Bilim ve Teknoloji ve MKE Sanayi ve Teknoloji müzeleri var. Ama bilim ve teknoloji müzeleri dediğimizde bunlardan çok daha kapsamlı ve büyük müzeleri kastediyor olmalıyız.

Bu tür müzelere Berlin (Deutsches Technikmuseum) ve Viyana’daki (Technisches Museum Wien) teknik müzeleri örnek verebiliriz. Bu müzelerin demiryolları, havacılık, deniz teknolojisi, deney merkezi, karayolları, bilgisayar, kimya endüstrisi, matbaa ve yayıncılık, radyo ve televizyon teknolojileri, ev teknolojileri, uzay teknolojileri, robotik ve astrofizik gibi farklı alanlarda geniş koleksiyonları bulunuyor.

Bu zikrettiğimiz müzeler hatırı sayılır miktarda ziyaretçi ve turist cezbediyor. Ziyaretçilerin büyük bölümü de bilim ve teknoloji müzelerini ilgiyle gezen ve buralarda birçok yeni şey öğrenen öğrencilerdir.