‘Kaht-ı rical..’ Devlet adamı kıtlığı manasında eski bir tabir.. İçinden geçtiğimiz sıkıntılı dönemlerde daha bir önem kazanıyor, hatırlatıyor kendini.. Sadece Türkiye’de değil dünyada da siyaset sahnesinde öne çıkanlara bakıldığında bazı insanların önemi daha bir artıyor.
Deniz Baykal’ı yıllar öncesinde tanıdım. CHP’nin en sıkıntılı hesaplaşmalarının, 12 Eylül gibi fırtınaların içinden geçip siyaset çizgisinde kırılma olmaksızın yürüyüp gelmiş bir isim. Sadece bu kadar da değil. Türkiye’nin kritik dönemeçlerinde ne partisinin genel tavrına ve duruşuna ne de basit siyasi hesaplara bakmaksızın sağduyunun sesi olarak elini kaldırıp ‘ Ben varım..’ diyebilmiş biri. Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyerinde önem arzeden 2003 başındaki ara seçimin hangi şartlarda gerçekleştiğini hatırlamakta fayda var. Deniz Baykal o gün siyasetin normalleşmesine katkı verdi ve düğüm çözüldü..
Dün Deniz Bey’i arayıp başkanlık sistemi, tartışmalarıyla ilgili ne düşündüğünü öğrenmek istedim: ‘Sistem kaçınılmaz noktaya gelince bunu değerlendirmek gerekir diye bakıyorum. Bu kadar sıkıntıyı yaşadığımız bir dönemin şartları içinde değerlendirmemiz gerekir başkanlık sistemini’ dedi…
Baykal, paralel devlet tartışmaları ve terörün siyaseti çok fazla yıprattığı bu olaylar karşısında güven veren sağlam bir duruş sergilemenin hem güçleştiği ama aynı zamanda büyük önem kazandığı kanısındaydı.
‘CHP bu konuda özündeki, kökündeki projeye sahip çıkan bir anlayışla parti kamuoyunun önünde iddialı bir şekilde yer tutabilmeli. Ben inanıyorum ki başkanlık rejimi partimiz için önemli önemli bir yer tutacak.’
Baykal’a göre başkanlık sistemine dayalı bir siyasi rekabette CHP’nin şansının yüksek olduğu görmezlikten geliniyordu. Yanı sıra altını çizdiği diğer hususlar da gözardı edilir gibi değildi:
‘Tartışırken meselenin özünü kaçırmamak lazım… Terörle mücadelenin neresindeyiz? Terörle mücadeleye destek veriyor muyuz vermiyor muyuz? Bunun neresindeyiz? Paralel devletle mücadelenin neresindeyiz? Sonra dış politika sorunları.. Siyasette dürüstlük, ahlak konuları.. Kısacası bu konularda güven veren, inandırıcı bir siyasi duruşu partimiz gerçekleştirebilse inanıyorum ki, başkanlık rejimi partimiz için önemli bir yer tutacak..’
Deniz Baykal konuyu muğlak bırakmak da istemedi: ‘Bu makamın gerektirdiği niteliklerde bir adayla çıkabilirsek inanıyorum ki çok ciddi bir sıçrama yapabiliriz. Makamın gereklerini yerine getirebilecek bir adayla çıkabilirsek rekabet edebilecek duruma gelinebilir. Partinin bahsettiğim zafiyetleri karşılandığında rejim değerlendirilebilir.’