AK Parti milletvekilleri ile kuliste, bahçede sık sık görüşüyor, özel düzenlenen toplantılarda defalarca nabız yokluyor. Kimseyi ihmal etmemeye özen gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemini içeren anayasa değişikliği teklifinin ikinci tur oylamalarında, teklifin en kritik maddelerinden cumhurbaşkanının partiyle ilişkisinin önünü açan 7. Madde önceki gece 340 oyla kabul edildi. Böylece paket için en önemli eşiklerden birisi daha aşıldı. Paketin bugün gece yapılması beklenen tümü üzerindeki oylamada da referandum için gerekli 330 oya ulaşılması halinde Türkiye hükümet modeli sistemi için en erken 26 Mart’ta en geç ise 16 Nisan’da referanduma gidecek. Referandumun bu tarih aralığında hangi pazar günü yapılacağı konusunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın değişiklik teklifini onaylayacağı gün belirleyici olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 22 Ocak’ta başlayacağı Afrika ziyareti öncesinde teklifi onaylaması halinde, referandumun 26 Mart’ta yapılabileceği, Afrika ziyaretinden döneceği 25 Ocak’tan sonra onaylaması halinde referandumun Nisan ayına kalacağı belirtiliyor.

İşte bu ince hesaplar yapılırken Başbakan Binali Yıldırım’la, anayasa değişikliği paketinin ikinci tur oylamaları sırasında TBMM’deki odasında bir araya geldik. Yıldırım, ikinci turda AK Parti – MHP ittifakında referandumun altında kalacak bir tablonun çıkmasını beklemiyor, oldukça rahat ama herhangi bir sürpriz yaşanmaması için de tabiri caizse işi sıkı tutuyor. AK Parti milletvekilleri ile kuliste, bahçede sık sık görüşüyor, özel düzenlenen toplantılarda defalarca nabız yokluyor. Kimseyi ihmal etmemeye özen gösteriyor. Başbakan ince ve zarif jestlerle gönül alıyor, muhalefet partilerinin genel başkanları ve milletvekilleri ile de görüşmek için adeta fırsat yaratıyor. Yıldırım, yüksek gerilim hattındaki siyasete adeta nefes aldırıyor.

Başbakan Binali Yıldırım, gazete ve televizyonların Ankara temsilcilerinin gündeme ilişkin sorularını yanıtlarken, önemli mesajlar verdi. Başbakan’ın açıklamaları şöyle:

GÜZEL GİDİYOR

*Anayasa değişikliğinin ikinci tur oylamalarında ortaya çıkan sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? Birinci turdaki oy ortalamasıyla uygun gidiyor. Güzel gidiyor.

TOPLUMSAL KUTUPLAŞMAYA VE HUSUMETE DÖNÜŞMEZ

*MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüştü, bu görüşmeye nasıl bir anlam atfediyorsunuz?

Ben, Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun ne konuştuğunu bilemem ancak aşağı yukarı tahmin ediyorum. Devlet Bahçeli, konuşacaklarının ipucunu kamuoyuna iki gün önce duyurdu. O çerçevede konuşma olmuştur herhalde… Sınırlı yansımalar da bunu doğruluyor herhalde.

*Bu görüşme, MHP seçmenini referandumda meydanlarda etkilemeye dönük, “üzerime düşeni yaptım ama ikna edemedim” gibi bir taktik hamleyi içeriyor mu sizce?

Doğrusu bir taktik hamlenin, MHP seçmeni üzerinde etkisi olmaz. Böyle bir taktik hamle olacağı kanaatinde değilim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu değişikliğe karşı olma anlamında demokratik kurallar içerisinde neler yapılabileceğini kendi tabanına göstermesi gayet doğal. Dikkat ederseniz ilk zamanlardaki sert söylemlerini daha bir demokratik şekilde dillendirmeye başladı. Daha demokratik hukuk devleti çerçevesinde sürdürüyor. Bu iyi bir gelişme. Gayet tabii ki herkes, her konuda anlaşamaz, ama Meclis süreci tamamlandıktan sonra söylemler kampanyaya dönüşecek. Vatandaşın kararını etkilemeye yönelik söylemler demokrasinin bir güzelliğidir. Herkes derdini anlatacak. Siyasi rakiplerimizde de benzer ikili bir yapı ortaya çıkıyor. Bahçeli, “Oyum evettir, referandumda da tutumum aynı olacak” dedi. AK Parti, MHP olarak meydanlarda anlatacağız. HDP ve CHP de aleyhte, karşı kampanya yapacaktır. Bu kampanyadaki ayrışmanın vatandaşın vereceği oyla bire bir örtüşeceğini düşünmüyorum. Toplumsal kutuplaşmaya ve husumete dönüşmesi söz konusu olmaz. Demokratik yollarla 19. kez anayasa değişikliği yapıyoruz. Yönetim şeklinde köklü bir değişiklik getiriyor. Ufak tefek şeyleri dışarıda tutarsak, gayet demokratik sınırlar içerisinde geçti. Böyle görmek lazım.

AVRUPALILAR İSTİRAHATTE

*Sizce vatandaşın tavrında ne belirleyici olacak ?

Çok önemli ve zor bir soru. Bu soru ile karşı karşıya kalacağız. Türkiye gündeminin şu anda iki konusu var. Terör ve ekonomi. Sıralama yaparsak bazen biri, bazen biri öne çıkıyor. Nihai kertede, terörün ülkemiz için ekonomimizden çok daha hassasiyet arz ettiğini görüyorum. Vatandaş da bunu görüyor. Devlet terörle mücadele ediyor. Vatandaş görüyor. Terörle mücadeleye destek yüksek. Türkiye genelinde de, Güneydoğu’da, Doğu’da da kayda değer ölçüde destek var. Bizim için önemli bir güç kaynağı. Bu destek, verdiğimiz mücadelenin anlamlı ve yerinde olduğunu gösteriyor. Orta ve uzun vadede, Türkiye’nin terörle mücadelede gücüne güç katacak. Bir değişiklik, istikrar ve güçlü bir yönetim olacak. Zamanı etkin kullanacak. Ekonomideki dalgalanma konjonktürel. Dünyada da belirsizlikler var. Avrupalılar hazırdan yiyorlar, istirahatteler. Büyüme yok, eksi düzeyde. Birkaç ülkede seçim olacak. 2017 bakımından durgunluk buralarda devam edecek. Tabii ki bu durum, Türkiye’yi de etkileyecek. ABD, 8 Kasım’dan beri dünyanın hesaplarını bozdu. Dolar tırmandı, gelişmekte olan ülkeler etkilendi. Bizim ilave risklerimizi koyarsak bu dalgalanmanın normal izahı var. Darbe girişimi yaşandı. PKK, uzantıları, DEAŞ ve FETÖ ile mücadeleyi yürütüyoruz. Aynı anda bu kadar örgütle mücadele yapan başka bir ülke yok. Bu şer ittifaklar, çeşitli algı operasyonlarıyla ülkemiz üzerinde etki etmeye çalışıyorlar. Biz mücadelemizi sürdürüyoruz. Her türlü olumsuzluğa rağmen, makroekonomik göstergeler açısından, Türkiye birçok ülkeye göre daha sağlam. Bankalar iyi durumda, cari açığımız da iyi durumda. Her türlü olumsuzluğa rağmen ülkemiz büyümeye devam ediyor.

TÜRK EKONOMİSİNİN TEMELLERİ SAĞLAM

*Türkiye ye ekonomik operasyon mu çekiliyor?

Bu şartları kullananlar oluyor. Türkiye bunları hak ediyor mu ? Etmiyor. Maksatlı operasyon çekenler FETÖ’cüler, PKK. “Türkiye ‘de güvenlik yok, hukuk da sorun var, gelmeyin, gitmeyin , yatırım yapmayın, başınıza şu gelir, bu gelir” gibi söylemlerde bulunuluyor. Merkez Bankamız konusuna hâkimdir. Elindeki araçlarla gereken tedbirleri alır, almaya da devam ediyor. Türk ekonomisinin temelleri, makroekonomik göstergeleri sağlamdır, dalgalanmalar gelip geçicidir. Biz hükümet olarak gereken tedbirleri alıyoruz. Döviz borcu olan hava limanı işletmelerinin, döviz borcunu erteledik, yeniden yapılandırıyoruz. Aşırı kur farkından kaynaklanan olumsuzlukları gidermeye yönelik, işletmelerle ilgili de tedbirler alıyoruz. İşletmelerde canlı kredilerin devam ettirilmesi, sicil affından tutun da başka araçlara kadar, sektörlerin etkilenmeyeceği tedbirler alıyoruz. Bankalar KOBİ’lere bir hat açtılar, onu genişleteceğiz. Tüm bunlar için bütçeye ilave kaynaklar aktaracağız.

ANKETLERİ KENDİM YAPARSAM İNANIRIM

*Referandum konusunda anketler ne diyor?

Ben anketleri kendim yaparsam inanırım .

*Sizin anketiniz ne diyor ?

Bir sıkıntı yok.

*Referandum sürecinde terörle mücadele nasıl gidecek?

Terörle mücadele birinci önceliğimiz. Asimetrik saldırılara karşı tedbirlerimizi alacağız, alıyoruz. Daha da sıkılaştırarak alacağız.

*Referandum sürecinde tehdit olursa, mitingler yapılır mı ?

Tehdit her yerde var. Hiçbir ülke güvenli değil. Avrupa’dakilerin rahat mı olduğunu düşünüyorsunuz ?

*MHP ile birlikte miting yapar mısınız ?

Bunları konuşmadık, konuşmadığımız bir şey hakkında fikir yürütmemiz olmaz.

ABD YÖNETİMİNİN SURİYE, IRAK POLİTİKALARINDAKİ OLUMSUZ TUTUMUNUN DEĞİŞECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

*Trump ile yakında temas oldu mu ?

Sayın Cumhurbaşkanımız seçildikten sonra kendisiyle görüştü. Dışişleri Bakanımız tören için gitti. Danışmanım İhsan Durdu’yu da tören için davet ettiler.

*Trump, Obama’dan daha mı olumlu olacak ?

Verdiği mesajlar öyle, bekleyelim, vaziyeti görelim ama mesajları olumsuz değil. Tarzın değişeceğini düşünüyorum. ABD yönetiminin Suriye, Irak politikalarındaki olumsuz tutumunun değişeceğini düşünüyorum. Bölgedeki varlığının etkisizleştiğini söylüyorlar. Bu bölgedeki gelecek politikalarda, Türkiye ile daha yakın çalışacağını söylüyor. Bunlar güzel şeyler.

ABD’NİN ÜÇ SOMUT ADIM ATMASI GEREKİYOR

*Yeni yönetim Gülen’i iade eder mi?

Yeni ABD yönetiminin, Türkiye ile ilişkilerini düzeltmesi için üç somut adım atması gerekiyor.

1-İlişkilerimizi olumsuz noktaya getiren FETÖ terör örgütünün başını bize iade etmesi lazım. Hukuki süreci hızlandırmalı.

2-PYD, YPG ile işbirliğini, silah vererek desteklemeyi bırakması lazım. Bir terör örgütü ile bir diğer terör örgütü yok edilemez. Devlete uygun bir iş değil. ABD yıllardır NATO’da ortağımız. Terörle mücadele yapacaksa yanlış muhataplarla yapmamalı, Türkiye ile yapması lazım. Yeni yönetimin bu düşüncede olduğunu işitiyoruz.

3-Türk halkının ABD konusunda çok olumsuz bir algısı var. 15 Temmuz’da derinleşen bu olumsuz algıyı düzeltmek için gözle görülür adımlar bekliyoruz.

PYD konusunda gök kubbe de söylenecek ne kadar laf varsa söyledik. Artık, “bilmiyoruz” diyecek halleri yok. ABD son zamanlarda Fırat Kalkanı ve DEAŞ ile mücadele konusunda daha olumlu yaklaşıyor. Türkiye, Rusya ve kısmen İran’ın aldığı inisiyatifi desteklemek konusunda bizimle birlikte hareket etmek istiyorlar. Bu da önemli bir şey.

*İngiltere El Bab’ı vurdu ?

Rusya ile kapsamlı askeri angajman sayılacak anlaşma yaptık. Hava harekâtları için, tatsız bir olay yaşanmasın diye. Diğer koalisyon ülkeleri ve ABD için de benzer çalışmalar yapılıyor.

EMNİYET GÜÇLERİ TERÖRİSTİ KONUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR

*Reina saldırganının arkasında bir istihbarata örgütü, yabancı gizli servis var mı ?

Soruşturma devam ediyor, bunun için şu anda erken. Emniyet güçlerimiz yakalanan teröristi konuşturmaya çalışıyor.

FETÖ’CÜLERİN SIYRILMA GAYRETİ VAR

*Rus Büyükelçisi’ne yönelik suikast ile ilgili yeni bir gelişme var mı ?

Bir takım şeyler var. FETÖ’cüler bunu, El Nusra’nın yaptığını göstermeye çalışıyor. Ama ilk günden El Nusra açıklama ile bunu yalanladı. FETÖ’cülerin bu işten sıyrılma gayreti var.

*Fethullah Gülen’in suikastlar düzenlenebileceği ile ilgili sözleri var, ek önlem alıyor musunuz?

Öyle gizemli laflar ediyor. Şifreli konuşmayı seviyor.

TÜRKİYE, KIBRIS BAKIMINDAN AB’YE GİRMİŞ GİBİ MUAMELE GÖRMELİ

*Tuğrul Türkeş Cenevre’ye gitti, Cenevre’de ne oluyor?

Görüşmeler devam ediyor, özellikle birleşme olursa, ekonomik boyutunda iki taraf arasındaki farklılık nasıl giderilir, detayları olacak. Şu anda görüşmelerde birbirlerini yokluyorlar. Olgunlaşma olursa, görüşmeler daha üst düzeye taşınır. Sorun görmüyoruz, bizim görüşümüz çok net. Kıbrıs’ta 60’lı 70’li yıllardaki duruma dönülmemesi için Türkiye’nin etkin garantisi ve güvenlik konusu tartışma dışındadır. Yönetimin adil olması, topluluklarının haklarının teminat altına alınması, dörtlü özgürlüğün sağlanması. Diyelim ki çözüm üretildi, Bütünleşik Kıbrıs’tan bahsediyoruz, bu anlaşma sağlandığı zaman Türkiye, Kıbrıs bakımından AB’ye girmiş gibi muamele görmeli.