Hiç bir dış operasyona etkin olarak katılmazlar. Sahada olmak yerine daha çok geride durmayı tercih ederler. Ama her tarafta da sözleri geçsin isterler. İşte Almanya'nın durumu bu.
Hiç bir dış operasyona etkin olarak katılmazlar. Sahada olmak yerine daha çok geride durmayı tercih ederler. Ama her tarafta da sözleri geçsin isterler. İşte Almanya’nın durumu bu. Almanya’nın İncirlik Üssünde 240 askeri ve Tornado uçakları bulunuyor. Geliş nedenleri DAEŞ ile savaşmak ve keşif yapmak. Alman vekiller de aylardır buraya gelip askerlerini “Ziyaret etmek” istiyor. Kebabı sevdiklerinden değil tabii. Bir anlamda “Denetim” yapacaklar kendilerince. Türkiye’de Alman Parlamentosu’nun aldığı Ermeni Soykırım kararını protesto ettiği için bu vekillere izin vermiyor. Biz izin vermeyince de kıyamet kopuyor. “Vay efendim Türkiye nasıl izin vermezmiş de, bu nasıl olurmuş da? Alman askerler eğer hoş karşılanmazsa geri gelirlermiş de.” Eeee. Sanki 240 asker ile Türkiye’yi kurtardılar, DAEŞ’in kökünü kuruttular. Olsa ne olur olmasa ne olur? Çok da “Tınn”.
Alman vekiller, eğer askerlerinin durumunu merak ediyorlarsa açarlar cep telefonlarını görüntülü konuşmaya olanak sağlayan bir sürü uygulama var. Bol bol konuşurlar. Eğer amaç gelip üssü denetlemekse bu mümkün olamıyor maalesef. Sebebini de çok iyi biliyorlar. İsterlerse askerlerini, kendilerinden sonra soykırım yapan ikinci ülke ilan ettikleri Türkiye’de tutmasınlar. Maazallah başlarına bir şey gelir sonra. Bazı Alman Milletvekilleri de tribünlere oynamayı seviyor. Bir Hristiyan Demokrat Parti Milletvekili Christian von Stetten Türkiye'nin yasağına rağmen İncirlik'te bulunan Alman askerlerini ziyaret için Türkiye’ye bile geldi. Tabii ki yanına gazetecileri de almayı ihmal etmedi. Sonra ne oldu dersiniz, bir Türk Milletvekili Almanya’da, bir Alman askeri üssünün kapısına davetsiz gittiğinde ne olacaksa o oldu. Geri çevrildi. Ne yani “Adamcağız uzak yoldan gelmiş ayıp olmasın” denilerek içeri mi alınacaktı? Bunun böyle olacağını bilmiyor muydu? Bilmez olur mu? Ama gol atamayan futbolcunun tribünleri provoke etmesi gibi, o da kendi tribünlerine oynuyor işte.
Hiç şaşırmam
Son iki aydır yaşadıklarımıza bakarak bir süre önce şaşırabileceğim ama artık beni hiç şaşırtmayacak şeylerin listesini yapmaya karar verdim:
-
Türkiye’nin her köşesinde aranmasına rağmen bulunamayan firari FÖTÖ’cüler bir yabancı elçiliğe sığınmışsa,
-
Amerika kendisine sığınan FETÖ’cülere ve Fetullah Gülen’e siyasi sığınma hakkı verirse,
-
Fetullah Gülen’in yaptıklarının arkasından “Tanıdık, bildik” bir ülke çıkarsa,
-
Rus uçağının düşürülmesi olayı başka ülkelerde masa başından planlandıysa,
-
Kürt barış süreci kimilerinin, “Biz size destek veririz, ne yapacaksınız barışı falan. Türkiye sizle baş edemez aslanlarım” gibi laflarla gaza gelinerek bitirildiyse,
-
Siyasi cenahta çok önemli isimler FETÖ bağlantılı çıkarsa,
-
Suriye’ye ne kadar cani ruhlu adam varsa sızmasını sağlayıp sonra da Türkiye’yi suçlayanların isimleri açıklanırsa,
-
Bazı Avrupalı ülkelerin darbeye açık desteği görülürse,
-
Amerika ve Avrupa, Suriye harekatımız yüzünden bize adı koyulmamış bir silah ambargosu başlatırsa,
-
“İran ile ticaret yapma”, “Rusya’dan doğalgaz alma” diye yaygara koparanların kendileri bu ülkeler ile ticaret yapmak için en önde koşarsa,
-
Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bazı ülkelerden “Telkin” aldığı anlaşılırsa,
-
Kimi ülkelerin kimi “Milli” bankalarının borsa’da spekülasyon yaptığı ortaya çıkarsa.
-
Suriye’deki savaşın bilerek uzatıldığı görülürse,
-
Turizmi baltalamak için kimi örgütlerden medet umulduğu belirlenirse,
-
Türkiye’deki iç savaştan kimlerin karlı çıkacağı hesaplanıp, kimlerin ellerinin böğründe kaldığı fark edilirse,
-
FETÖ bağlantılıların, şimdiye kadar ortaya çıkanlardan daha gazla olduğu görülürse,
-
FETÖ’cülerin hesapları incelenip, 5 liralık şeyin 50 liraya alındığı belirlenince bunun örtülü bir rüşvet olduğunun altı çizilirse.
-
Kamu ihalelerinde FETÖ’nün kayırılması için özel ekipler kurulduğu belirlenirse,
-
Darbecilerin her ilin sıkıyönetim komutanını belirleyip, olası bakanlar kurulu oluşturmadıklarına inanan biri ortaya çıkarsa,
-
Darbecilerin Bakanlar Kurulu listesinde çok iyi tanıdığımız isimler görülürse,
-
FETÖ’cülerin akılları bulandırmak için bir çok kişiye bu FETÖ’cü diye çamur attığı anlaşılırsa,
-
Dinlemeler ve izlemelerle sağlanan özel hayat verileri ortalığa saçılırsa.
-
Sevgili Münir amca
Daha önce yazmıştım. Gazetemize bir “Güzin abla” köşesi gerekiyor diye. Ama maalesef ne sayın Özgürel, ne de sayın Sarıkaya bu çağrımı dikkate almadılar. Ben de “İş başa düştü” dedim ve “Güzin abla” muadili “Münir amca” ya köşemin bir bölümünden feragat edip pay verdim. Münir amca bu köşede sorunlarınıza çözüm bulacak. Münir amcayı tanıtmak isterim. O, emekli bir 657’li. Yani devlet memuru. Okumaya, öğrenmeye, küçüklere yol göstermeye pek bir meyilli. Kendi başından çok geçmemiş de olsa çevresinde yaşananlardan ders çıkarmayı bilen biri. Gönül işlerinde mahir, ekonomide usta, güvenlik konusunda uzman. Spor konusunda tam bir otorite. Gece hayatı, eğlence dünyası ve magazinin içine girememiş olsa da herşeyi okuyan biri. Yani bilgi sahibi. Ama birazcık ters. Aksi. Neyse kendisine hayırlı olsun.
-
Sevgili Münir amca. Ben bir gençle görüşüyorum. Bana aşık olduğunu söylüyor. Zaman zaman görüşüp el ele tutuşuyoruz. Ama o ileri gitmek istiyor. Bu arada bir başkası da Instagram’da her paylaştığım resmi hemen beğeniyor. Profilini inceledim. Çok yakışıklı. Ama aklım zaman zaman Twitter’den bana DM atana kayıyor. Bana sürekli iltifatlar ediyor. Snapchat cephesi ise duygu dünyamı karma karışık ediyor doğrusu. Orada yakınlık duyduğum iki-üç kişi var. Bana sürekli görüntülü mesaj atıp hayranlıklarını anlatıyorlar. Ama Facebook var ya Facebook. O ise tam bir facia. Ortaokuldan eski arkadaşım beni buldu. Bana küçücükten beri aşık olduğunu söylüyor. Arada bir beni “Dürtüyor.” Tek çarem sensin. Söyle bana ne yapayım?
-
- Sevgili kızım. Sen “Motor” olmuşsun da haberin yok. Hem de öyle pancar motor falan değil. Dört silindirli, tam zamanlı. Senin elindeki o telefonu alıp kafanda kırmak lazım. Anca o zaman adam olursun. Senin yetiştireceğin çocuklardan ne vatana hayır gelir, ne millete. Annen baban da seviniyordur, “Namuslu” kızımız var diye. Bi daha bana yazma. De git... Cinlerimi tepeme çıkarma. Bari motorluğun gizli kalsın.