Ülkede işsizlik oranı yüzde 70, kişi başına düşen millî gelir 200 dolar civarında ve halkın yüzde 80'i eğitim, sağlık ve yeterli beslenme imkânından mahrum.
Yoksulluğun adı: Afganistan
Devletsizlik ile devlet yoksunluğunun yaşandığı ülkede Taliban yönetimi halkın beklentilerini karşılayabilecek mi?
Ülkede işsizlik oranı yüzde 70, kişi başına düşen millî gelir 200 dolar civarında ve halkın yüzde 80’i eğitim, sağlık ve yeterli beslenme imkânından mahrum. Okuma-yazma oranı ise yüzde 28’ler civarında. Erkeklerin yüzde 43’ü, kadınların yüzde 12’si okuma-yazma biliyor. Ülkede 1.420 tane ortaöğretim ve meslek okulu, 5 tane yüksek okul var. Sağlık durumu da içler acısı... 70 tane hastane, 3.000 doktor, 2.300 hemşire tam 30 milyon insana hizmet veriyor. Ülkeden kaçmaya çalışan gençlerin ve okumaya gidenlerin yüzde 95’inin bir daha Afganistan’a dönmeyi düşünmüyor.
Devlet dışı aktörlerin illegal alandan ülke yönetimine geldiği Afganistan’da güçler hem çatışıyor hem de alan gerçekliği üzerinden çalışıyor. Yoksulluk ve yoksunluğun hayatın olağan akışı olduğu ülke açlık riski altında. Son yılların en kurak yazını yaşayan ülkede gıdaya ulaşamayan binlerce aile var. 4 milyon 500 bin nüfuslu başkent Kabil binlerce iç sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Yüzlerce aile parklarda, çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Ülkede binlerce yetim çocuk bulunuyor. Afganistan’dan çekilen ABD'nin sivilleri hedef aldığı müdahalesinde, ardında yüzlerce yetim bıraktı. İşgalden kaçan mültecilerle birlikte Pakistan'a ve diğer ülkelere sığınan kimsesiz yetimler insan kaçakçılarının hedefi oldu. Savaş ve işgaller sebebiyle istikrarın yıllardır sağlanamadığı, sanayinin neredeyse yok olduğu, tüketim malzemelerinin tamamına yakınının ithal edildiği, okul çağındaki çocukların yüzde yirmisinin eğitim alamadığı ve yedi bin kişiye bir doktorun düştüğü Afganistan’da, kalkınmayı sağlayabilecek tek yol, sahip olunan doğal kaynakların ülke yararına kullanılarak gençliğin eğitilmesinden ve değerli bir neslin yetiştirilmesinden geçiyor. Fakat çatışmalar, altyapı eksikliği, eğitimsizlik ve fakirliğin oluşturduğu kısır döngü, Afgan halkının mevcut şartlar altında bu sürekli yoksunluğu kırabilmesi mümkün gözükmüyor.
Raporlarda ise ülkedeki yolsuzluk ise içler acısı. 2002 yılından bu yana Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası’ndan gelen 103 milyar doların yüzde 95’inin liderler, bakanlar, vekil ve bürokratlar tarafından paylaşılarak iç edildiği tespit edildi, ABD’den gelen yardımın sadece yüzde 5’i sağlık, ulaşım ve altyapıya harcandığı. ABD, Afganistan’a yapılan yardımların kontrol edilemediğini ve yolsuzlukların önüne geçilemediğini itiraf etti.