Bir atasözümüz der ki, "Damlaya damlaya göl olur." Ne güzel söylemişler vallahi atalarımız...
Bir atasözümüz der ki, “Damlaya damlaya göl olur.” Ne güzel söylemişler vallahi atalarımız...
Bazı maçlar vardır; kritik olur her iki takım için de… Geride olsan da, önde olsan da… İşte, bu tarz maçları küçük detaylar belirler. Bu küçük detaylardan biri çok gizlidir. Maçın kaderini doğrudan değil, dolaylı yoldan önemli ölçüde etkiler. O detayın adı faul atışları.
Rusya ve Sırbistan mağlubiyetleri için birçok sebep sıralayabiliriz. Hakem hataları, jenerasyon değişimi… Sırala, sırala, sırala… Ben faul atışları diyorum. O faul atışlarında kaçan bir sayı bile kazanılacak bir maça mâl olabiliyor. Bir sürü örnek sayarım size. Biz konumuza geri dönelim.
İlk olarak Rusya karşılaşmasını ele alalım. 76-73’lük skorla kaybettiğimiz ilk maçta 23’te 16’lık bir serbest atışı isabetimiz var. Faul atan 4 oyuncumuz var. Cedi Osman, Semih Erden, Kenan Sipahi ve Furkan Korkmaz. Cedi 15’te 13, Semih Erden ise 4’te 3 faul isabeti ile oynadı. Bu oranları doğal karşılıyorum. Lâkin Kenan ve Furkan’ın kaçırdığı serbest atışlar, işin rengini değiştiriyor. İkisi de 2 atış kullanmış ve kaçırmışlar. Bu sayıları kaçırmasalardı, maç 77-76’lık bir galibiyetle tamamlanacaktı. Sırbistan karşılaşmasında ise, 26 serbest atışın 17’sini sayıya çevirmişiz. Sinan Güler serbest atış kaçırmayan tek oyuncumuz iken, Furkan Korkmaz 1 (4/5), Cedi Osman 2 (4/6), ve Semih Erden 6 serbest atış (5/11) kaçırmış. Burada da Semih Erden’in kaçırdığı serbest atışlar dikkat çekiyor. Ufak bir matematik hesabı yapacak olursak, Semih Erden’in ilk maçtaki serbest atış isabeti %75. Bu yüzdeyi Sırbistan maçında da tuttursaydı, 11’de 8,25’lik bir serbest atış isabet oranı olacaktı. Küsurat olmadığı için sayıyı yuvarlıyoruz; 11’de 8’lik bir faul isabeti ortaya çıkıyor. (“Biraz iyimser yaklaş Bertan.” diyenler için ise, 11’de 9’luk bir isabet.) Her iki durumda da maçın dengesini sağlayabilmek için tek hücum yeterli oluyordu. İşin rengi nasıl da değişiyor. Öyle değil mi? Hem sayısal, hem de psikolojk olarak etkisi çok büyük bu faul atışlarının.
Bunun haricinde kadronun jenerasyon değişimiyle gençleşmesi, Milli Takım’a enerji getirmiş. Cedi Osman, hem içeriye penetre ediyor, hem de dışarıdan şutu gönderiyor. Hücumdaki katkılarıyla birlikte savunmada da önemli işler çıkarıyor. Rusya maçındaki 7 top çalması da bunun somut bir kanıtı. Keza, Furkan Korkmaz da, atletizmiyle ve oyuna yansıttığı karakterle, bu turnuvada önemli işler çıkarıyor. Kenan Sipahi ise, faul problemlerini düzelttiği takdirde, enerjisiyle birlikte daya iyi katkı sağlayacaktır.
Melih Mahmutoğlu için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Rusya maçında olmasa da, Büyük Britanya ve Sırbistan karşılaşmalarında topu elinden çıkarırken kıvılcım çıkarmıyor; bildiğiniz ateş saçıyor etrafa. Üçlüklerine çok ihtiyacımız olacak.
Önümüzdeki Letonya maçı çok ama çok kritik. İyi bir sırada tamamlamak istiyorsak, kazanmaktan başka çaremiz yok. Şu faul atışlarının kıymetini de bilelim. Bir sayının bile önemi çok büyük. Ellerinize kuvvet beyler!