Yeni sistemde halkımız Cumhurbaşkanını seçtiği zaman hem devlet başkanını ama hem de yürütmenin başını seçiyor. Yani ülkeyi Cumhurbaşkanı hükümetini kurarak yönetecek. Böylelikle koalisyon tehdidi ortadan kalkıyor ve istikrar garanti altına alınıyor…

Yani halk yürütmenin başını ve eski düzendeki başbakanını kendi doğrudan seçiyor…

Ama aynı zamanda halk TBMM’de yasa çıkaracak ve Cumhurbaşkanını denetleyecek milletvekillerini de seçiyor. İşte burada eskiden olmadığı kadar CHP ve MHP avantajlı bir konuma geliyor…

Geçmişte halkımız AK Parti iktidarda kalsın, istikrar bozulmasın diye bu partiye oy veriyor ve böylelikle tek parti hükümeti bizi idare ediyordu.

Ama bundan sonraki seçimlerde eskiden AK Parti’ye oy veren bazı kesimlerin, MHP’lilerin, hatta Saadet Partisi’ni destekleyenlerin istikrar uğruna bu partiye oy vermesi gerekmiyor.

Zaten 7 Haziran’da AK Parti’nin kan kaybı ve ondan sonra 1 Kasım’daki başarısı da bunu göstermiyor mu?

İşte o zaman MHP’ye oy vermek isteyen ama istikrar için AK Parti’ye oy verenler de artık başka türlü oy kullanabilecekler.

Böylelikle daha dengeli bir Meclis aritmetiği ortaya çıkacak. Yani partiler bir araya gelip anlaşarak kanun çıkarabilecekler. Meclis’in seçeceği yargı mensupları ve diğer bürokratlar da bu anlayışla seçilecek.

Yani bu iş CHP’ye ve MHP’ye yarayacak… Ama CHP’liler hala bunu anlamış görünmüyorlar…