SINAV SORULARINI ÇALMAK GÜNAH DEĞİL Mİ?

Alican DEĞER 12 Ağu 2016

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Kafam karıştı. Belki de bilgi eksikliğimdendir. Bu terör örgütü, yapmadık şey bırakmamış. İftira atmış, adaletle oynamış, kamu malı çalmış. Yapmış da yapmış

Kafam karıştı. Belki de bilgi eksikliğimdendir. Bu terör örgütü, yapmadık şey bırakmamış. İftira atmış, adaletle oynamış, kamu malı çalmış. Yapmış da yapmış. Bu arada sınav soruları da yürüyüvermiş. Yani baştan sona kul hakkı yemiş. Bu durumu İslami inanca nasıl sığdırmışlar bilemiyorum. Çünkü baktığım kaynaklar kul hakkı yemenin en büyük günahlardan olduğunu söylüyor. Bir ifadede, güya askeri okul sınavına girerken çalıntı sorular eline verilen bir aday, “Bu kul hakkı yemek değil mi?” diye sormuş. Cevap olarak: “Bunu biz yapmazsak yerimizi başkaları alır. O yüzden değildir.” diyerek mızrağı çuvala sığdırmaya çalışmışlar. Ben de İslam Ansiklopedisine başvurdum. Bakın ansiklopedi kul hakkı ile ilgili olarak neler diyor:

” Belli bir kişiye verilen zararlar yanında zimmet, irtikâp, karaborsacılık, fitne, idarî baskı ve zulüm gibi ammenin maddî ve mânevî haklarına ve menfaatlerine, huzur, güvenlik ve refahına zarar verme sonucunu doğuran her türlü faaliyet de çeşitli âyet ve hadislerle diğer İslâmî kaynaklarda kul hakkına tecavüz sayılıp yasaklanmıştır. Öte yandan kul haklarına dair hükümler aynı zamanda Allah’ın koyduğu hükümler olduğundan bunlar da geniş anlamda hukūkullah içinde görülmüş ve bu hakların gözetilmesi Allah’ın emrine saygı olarak değerlendirilmiştir... Birçok âyette insanların haklarına saygı gösterilmesi istenmiş, bu haklara saldırı mahiyetindeki tutum ve davranışlar yasaklanmıştır.”

Bununla da kalmıyor;

“Bir kimsenin, her ne şekilde olursa olsun kendisine ait olmayan bir şeyi haksız yoldan elde etmeye kalkışması kul hakkına tecavüzdür. Nitekim insanların hırsızlık, ölçü ve tartıda hile yapma, emanete hıyanet, kumar, tefecilik, zimmet, irtikâp vb. gayri meşrû yollarla birbirlerinin mallarını yemeleri canlarına kıymaları iftira, alay, arkadan çekiştirme, kötü lakap takma, suizan, kusur arama, gıybet gibi tutum ve davranışlarla başkalarının mânevî şahsiyetlerine zarar vermeleri inançları, dinî tercih ve yaşayışları üzerinde baskı kurmaları onları yurtlarından yuvalarından uzaklaştırmaları Kur’an’ın yasakladığı kul hakları ihlâlinin örnekleridir. Kul haklarını ihlâl mahiyetindeki tutum ve davranışları hem toplu olarak hem tek tek veya grup halinde zikrederek yanlışlığını, kötülüğünü, dünya ve âhirette doğuracağı zararları anlatan pek çok hadis vardır.”

İslam Ansiklopedisi devam ediyor:

“Kul hakları açısından ilke mahiyetinde olan bazı hadislere göre Müslüman Müslümanın kardeşidir; ona yalan söylemez, ihanet etmez, kötülük yapmaz, onu aşağılamaz, kötülük edebilecek birinin eline bırakmaz. Hiç kimse kendisi için beğenip istediğini din kardeşi, komşusu için de istemedikçe, olgun bir mümin olamaz. Kul haklarını ihlâl eden kimseyi “müflis” olarak niteleyen Hz. Peygamber bunu şöyle açıklamıştır: Bu kişi âhirette namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerini yerine getirmiş olarak Allah’ın huzuruna gelir. Bununla beraber öyle günahlarla gelir ki kimilerine sövüp saymış, kiminin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine iftira etmiştir. Bu durum karşısında onun ibadetlerinden elde ettiği sevaplardan alınıp hak sahiplerine dağıtılır. Eğer ibadetleri ve iyilikleri bu hakları ödemeye yetmezse hak sahiplerinin günahlarından alınıp hak yiyenin günahlarına eklenir. Böylece sevapları elinden gitmiş, günahları ise daha da artmış, dolayısıyla müflis durumuna düşmüş olan bu kişi cehenneme atılır.”

Viskili nargile

Boğazda bir mekanda “Akvaryumlu nargile” lafı ortalığı ayağa kaldırdı. Özellikle hayvan severler, “Nasıl olur?” diye bağırıp durdular. Haklılar tabii. Sonra işletmeci bir açıklama yaptı. Meğer nargilenin şişesi içinde iki ayrı cam bölme varmış. Birinde balıklar duruyormuş, diğerinde nargilenin suyu. Balıklara bir zararı yokmuş falan. Bu haberin hayvan sağlığını ilgilendiren kısmıydı. Bu haberin bir de görgüsüzlük kısmı var. Niye içinde balık olan bir nargile ile keyif yapmak istersiniz ki be adamlar. Neyin havasını atıyorsunuz. Bu da incelenmesi gereken bir sosyolojik fenomen.

Bildiğiniz gibi kapalı mekanlarda sigara içmek yasak. Ağır da cezaları var. Nargileciler bu yasaklardan muaf olmalı ki ortalık nargileci doldu. Her biri üç paket sigara tütünü dolu nargileler pöfür pöfür içiliyor. Geçenlerle bir dostumla boğaz hattında bir nargilecide buluştum. Ben nargile içemem. Ağır gelir. “Bari bir sigara yaksam mı” diye düşünürken garson atıldı: “Beyefendi sigara içmek kesinlikle yasaktır.” Nasıl yani? Gerçekten öyleymiş. Onlarca nargilenin tüttürüldüğü, dumanaltı mekanda sigara içmek yasakmış. Niye? Çünkü yasa böyle. İnanabiliyor musunuz? Evet sigara sağlığa zararlı. Ya nargile yararlı mı? Komiklikler bununla da bitmedi. Nargilecide bir de menü vardı. Envai çeşit nargile. Elmalıdan başlayıp tüm bir manav tezgahını donatacak nitelikte meyveliler, çukulatalılar vs. Sonra bir rakam dikkatimi çekti. 500 lira. “Bu ne yahu” dedim. “500 liraya nargile mi olur? Altın mı sarıyorsunuz içine?” Cevap gecikmedi. “O viskili nargile beyim” O zaman öğrendim. Meğer nargilenin içine su yerine viski koyuyorlarmış. Viskinin markasına göre de fiyatı değişiyormuş. Bir yandan sigara bir yandan alkol. Ohhh.

İçen ne “hava atıyordur” kimbilir?

Nargilenin kültürel alt yapısının olması beni ilgilendirmiyor. Ona bakarsanız sigaranın da kültürel alt yapısı var. Birini serbest bırakıp diğerlerini yasaklamak böylesi görmemişliklere ve abukluklara neden oluyor. Uygulanmaya çalışılan yasanın ruhuna aykırı.