İngiltere’de darbe üzerine darbe… Önce referandumla halk AB’den ayrılma kararı aldı… Sonra İskoçya ve Kuzey İrlandalılar AB’den ayrılacaklarını açıklamaya başladılar… Her alanda darbe kendini sporda da gösterdi… Küçücük İzlanda Avrupa futbol şampiyonası finallerinde favorilerden İngiltere’yi eze eze eledi ve ülkede kıyamet koptu. Ama sular durulmadan bir de kötü haber 2. Körfez Savaşı’nı resmi olarak inceleyen Chilcot komisyonundan geldi… Rapor Tony Blair’in Britanya halkına yalan söylediğini, İngiliz istihbaratının Irak’ın kitle imha silahları olduğunu abarttığını, Irak’ın gayri hukuki bir şekilde ABD ve Britanya tarafından işgal edildiğini, ABD Başkanı George W. Bush ve Blair’in bütün dünyayı yanılttığını, işgalden sonra ne yapılacağına dair Britanya’nın en ufak bir planı ve öngörüsü olmadığını ve bir ülkeyi göz göre göre yok ettiklerini, milyonlarca insanın kanına girdiklerini ve hala devam eden bir rezaletin baş mimarlarının ABD ve Britanya olduğu neticesine varıyor.

Bu rezaletin bilançosu ise ortada: Paramparça bir Irak, DAEŞ’in temellerinin atılmasına meydan veren bir ortam, İran’ın uydusu haline gelmiş bir Şii istibdadı, her gün hala terör saldırılarında ölen düzinelerle insan. Ve “bir Saddam gitti bin Saddam geldi” diyen bir halk… 1997’den 2007’ye kadar o bölgede aralıklarla bulunmuş bir gazeteci olarak Saddam’dan sonra Irak’ın girdiği girdabı şahsen yaşadım. Bağdat ve diğer bölgeler terör ve şiddet belasından bugüne kadar kurtulamadı. Yani oralarda demokratik ve sağlam bir Irak inşa etmek ABD ve Britanya’nın yarattığı olumsuzluklarda imkânsızdı. Ama barışın hüküm sürdüğü Kuzey Irak Kürt bölgesinde gayet rahat bir demokratik düzen, bir sağlam yapının oluşmasında bilhassa ABD öncü olmalıydı ama bunu bile yapmadılar… Enerji santralleri ve sanayii alt yapısını oluşturmadılar… Bugün Kürt bölgeside allak bullak…

Bir de olayın bütün Orta Doğu’yu ve bilhassa Suriye’yi nasıl istikrarsızlığa sürüklediği gerçeği var. Ama daha kötüsü Türkiye’ye on üç yıldır yaşattığı ciddi olumsuzluklar… Darmadağın olmuş bir Irakla ticaret yapmak, ekonomik ilişkiler yürütmek imkânsız gibi bir şey. Irak’tan kaynaklanan PKK belası, Irak’taki rezaletten türeyen ve Suriye’yi de yutan DAEŞ belası, bunlar hep Türkiye’nin kâbusları ve bütün bunları Bush-Blair ikilisine borçluyuz… Ama zamanımızın Bushları ve Blairleri de onlardan aşağı kalmıyorlar. İyi ki başımızda Recep Tayyip Erdoğan var. Bir de bizi satacak bir lider olsa vay halimize!