​SATIŞLAR ASLANIN AĞZINDA!

Ahmet ÇELİK 17 Tem 2017

Ahmet ÇELİK
Tüm Yazıları
Otomotiv sektöründe ilk 6 ayı devirdik.

Otomotiv sektöründe ilk 6 ayı devirdik. Rakamlar ve sıralama gösteriyor ki bu yıl  rekabet ve satışlar tam tabiriyle aslanın ağzında. Filo ve perakende satışlarıyla büyük bir rekabet yaşanıyor. Herkesin dilinde aynı söylem: “Daralan pazarda pazar payımızı artırmak istiyoruz”. Kim bu daralan pazarda pazar payı kaybedecek merak ediyorum. Yan tarafta bu tarz haberleri göreceksiniz. Renault toplam pazarda birinci ama Egea da en çok satan model. Geçtiğimiz iki hafta Egea ve Megane arasındaki bu soluk soluğa süren rekabeti sayfalarımıza yansıtıyoruz. Gerçi bu satışlar, birincilikler ve pazar payları nihai alıcı, yani tüketici için bir şey ifade etmiyor. Bu haberler ve rakamlar marka yöneticilerini tatmin ediyor o kadar. 

Tüketicinin satın alma kriterleri başka bildiğiniz gibi. Marka imajı, fiyat avantajı, kullanım sorasındaki ekomomisi ve satış anındaki kolaylığı kısaca alım kriterlerini oluşturuyor. İşte sadece binek otomobil sıralamasına bakacak olursak:

1.   Renault: 48.779

2.   Volkswagen: 36.707

3.   Fiat: 26.652

4.   Hyundai: 22.532

5.   Opel: 18.790

6.   Ford: 18.597

7.   Dacia: 17.154

8:   Toyota: 15.568

9:   Honda: 12.753

10: Peugeot: 12.714

Binek ve hafif ticari toplamında ise sıralama değişiyor:

1.   Renault: 54.947

2.   Volkswagen: 48.786

3.   Fiat: 48.713

4.   Hyundai: 23.990

5.   Dacia: 20.183

6.   Opel: 18.790

7.   Ford: 18.597

8:   Toyota: 17.622

9:   Peugeot: 16.685

10: Honda: 12.753

İlk üçün mücadelesi ilginç…Ama bana göre geçen yılın üçüncüsü Opel Türkiye yeni ürün gamına ragmen şu anda ilk beşte ve Ford hemen ensesinde…  Yıla iddialı giren Toyota, Peugeuot ve Honda’nın rekabeti de çok şeylere gebe. Son üç aya girdiğimizde “iyi olan” kazanacak sanırım.

BASIN TOPLANTILARI VE PROJELER

Daha önce de yazmıştım. Ama geçen hafta gerçekleştirilen Nissan Türkiye basın toplantısında konuşulduğu için tekrarlamakta yarar var. Bazı markalar son yıllarda basın toplantılarını “gövde gösterisine” çeviriyor. Mantık “ne kadar çok ‘gazeteci’ gelirse basın toplantısı o kadar iyi geçer” şeklinde işliyor. Oysa nicelik değil nitelik önemli. İşte Nissan Türkiye geçen hafta yaptığı basın toplantısını  “kalabalık” bir gazeteci topluluğuna yaptı. Ama ben “yansımalara” kalitenin yansımadığı düşüncesindeyim. “Gelsin de herkes gelsin” diye çağırılan basın toplantılarından sonra istenilen ilan ve test otomobili “taciz mesajları”ndan herkes şikayet ediyor. Konuya bir de bu taraftan bakılmalı.

Hazır laf “taciz”e gelmişken 1-2 cümle de o konuda edeyim. Özellikle aylık otomobil dergilerinde “proje” genel adıyla markalara “özel haber-advertorial” baskısı yapıldığından da çok konuşuluyor. Bu “tacizi” yapanların da kimler olduğu belli. Ama markalar yine de “verelim de sussun” diyerek yapılan ısrarlı tehditvari isteklere ne yazık ki boyun eğiyorlar. Bu tavizi de bir kere verince, diğer dergilerle de gerginlikler yaşanıyor. Bunu önlemenin yolu “elmalarla armutların” markalar ve ajanslar tarafından iyi olarak ayarlanması. Satış rakamlarının, tirajın ve erişimin çok abartıldığını herkes biliyor. Sadece bunu yapanlara “hayır” diyerek; bu anlamsız taciz ve israrlara göğüs germeleri gerekiyor.