​CİSİMLER AYNADA GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA YAKINDIR

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Amerikan arabalarının aynalarında, cisimler aynada göründüğünden daha yakındır diye yazar.

Amerikan arabalarının aynalarında, cisimler aynada göründüğünden daha yakındır diye yazar. Bunu yazma sebepleri dikiz aynasında görünen arabaların uzaklığını yanlış hesap edip kazaya mahal vermemektir. Ne kadar faydalı olduğunu tartışabiliriz. Sonra İngiltere kaldırımlarında sola bak, sağa bak gibi yazılı ifadeler vardır. Hatta solun hangi taraf olduğunu da ok işaretiyle gösterirler. Maksat kazalar azalsın. Londra metrosunda boşluğa dikkat edin der. Bıkmadan usanmadan, tabelalarda da hoparlörde de... Bu ikazlar insanların daha iyi bir hayat sürmeleri için düşünülmüş ayrıntılardır. İstenir ki, görünen tehlikelere karşı herkes gözünü dört açsın, kurallara uysun ve ağzımızın tadı kaçmasın. 

Bizde de vardır benzerleri: Arkalara doğru ilerleyelim beyler diye bir ses duyarız otobüste veya “sonraki durak Zincirlikuyu, Zincirlikuyu bu yöndeki son istasyonumuzdur” der Metrobüs hoparlörü. İşte tüm bunlar geleceğe hazırlanmamız içindir. 

Bir sabah uyandığımda aslında bu ikazların bambaşka anlamlara da gelebileceğini düşünmeye başladım. Cisimler aynada göründüğünden daha yakındır derken kastedilen meğer Trump’ın gelişiymiş. Hillary Clinton Beyaz Saray’ın perdelerinin rengine bile karar verecek kadar yakında görüyordu başkanlığı. Ama Trump’ı uzakta zannetti. Sonra çarpışma ve Amerika yaralı vaziyette nerede hata yaptığı düşünüp duruyor. Boşuna yazmadılar o yazıyı. Haydi ehliyetin yok diyelim kahve kartonunun üzerindeki sıcaktır, yanarsın ikazından da mı ders çıkarmadın. 

Gelelim Londra’ya. Kaldırımlara yazıp durdukları sağa bak sola bak ikazlarını vatandaşın nabzını tutmak olarak algılamayan yönetim de bir trafik kazası geçirdi. Aman efendim, olmaz olsun yerüstü biz güvenli olanından gidelim. Metro ile yolculuk yapalım dediler. Trenin raydan çıkmayacağından eminlerdi ama tren ve istasyon arasındaki mesafeyi hesap edemediler. Brexit adı verilen kazanın yorumu da işte budur. 

Kural kuraldır ve o kadar ikaz yapıldıysa bunu ciddiye almalısınız. Sabah kalkıp gözünüzü ovuşturarak hazırlandınız ve dünyanın bundan sonraki halinin ne olacağını merak ediyorsunuz. İstanbul’da yaşayan birisi olarak elektronik kartınızı basarak Metrobüsü beklemeye başladınız. Geldi ve o ikazı işittiniz: Sonraki durak Zincirlikuyu. Aslında aktarma yapabilecekken ikaza uydunuz ve o durağı son durak bellediniz. Tabelalara bakarak ilerlediniz. Kaldırımlarda sağa bak sola bak işaretleri olmadığı için sizi yeterince zeki bulduğunu düşündünüz bu şehrin. Sonra bir baktınız ki Zincirlikuyu Kabristanı’na ulaşmışsınız. Kapıda yine bir ikaz beliriyor: Her canlı ölümü tadacaktır. Ali İmran suresinden... 

Evet, işte gündelik hayatımızda her şey göz göre göre üzerimize geliyor. Bilmeme ihtimalimiz yok, görmeme, duymama ihtimalimiz yok. Bana bir şey olmaz, bize bir şey olmaz umursamazlığı ve kibri dünyada insanları ve milletleri yok etmeye devam ediyor. Oysa trafiği düzenlemek için riayet ettiğimiz kuralların başka anlamlara da gelebileceğini düşünsek, daha kolay ve anlamlı bir hayata erişebiliriz. Biraz dikkat daha iyi bir geleceğe kavuşmamızı sağlayabilir, dünyada ve dünya sonrasında.