BELKİ DE RAKKA'YA GİTMEMEMİZ DAHA İYİ

Alican DEĞER 08 Mar 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Görünen o ki, bir sürü konuda birbirlerini boğazlayan Amerika ve Rusya, Rakka konusunda anlaşmışlar.

Görünen o ki, bir sürü konuda birbirlerini boğazlayan Amerika ve Rusya, Rakka konusunda anlaşmışlar. Bizi oralarda istemiyorlar. İstemiyorlar ama bizden de vazgeçemiyorlar. Malum İncirlik falan. 

Hepsi birden PYD’ye yatırım yapmışlar. Amerika silahlandırıyor, Ruslar önlerini açıyor, Rejim güçleri enseye tokat vaziyette. Hep birlikte Rakka’ya yürüyecekler. 200 binin üzerinde nüfusu olan bir kent. Her sokağı mayınlanmış, her köşesinden canlı bomba çıkan DEAŞ’ın son kalesi.

Belli ki buradaki savaş çok kanlı geçecek. Rakka operasyonu her ne kadar Türkiye’nin güvenlik algısı için önemliyse de kamuoyu sınırdan bu kadar uzak topraklardan gelecek şehit haberlerine hazır değil. (Kaldı ki hiç bir şehit haberine hazır değil)

Türkiye’nin akıllıca müdahalesi ile Kürt kantonlarının birleşmesi engellendi. Yani fiili bir durum ortadan kalktı. Şimdi Amerika ve Rusya Rakka’yı hedef almak istiyorsa bırakalım alsınlar. Ama anlaşılan kafalarında, “Türkiye ile PYD’yi ortaklaşa hareket ettirme” umudu var. Ama bu da mümkün değil. Hal böyle olunca bırakalım kendilerileri savaşsınlar. 

EN İYİ YATIRIM ZAMANI

Ekonomist kimdir? “Ne zaman yatırım yapmalıyız?” sorusunu düşünüp düşünüp “Dün” diye yanıtlayan kişidir. Tabii ki sözüm hepsine değil. Ama önemli bir kısma yönelik.

Başlangıçta bir ekonomi yazısı yazayım dedim. Amacım okunduğunda bir anlam taşımayan ve şartlara bağlı olarak her sonucu karşılayan bir yazı olacaktı. “Amerika faiz artırırsa dolar çıkar, ama bu sırada Japonya durgunluktan çıkarsa şu olur, petrol fiyatları böyle olur” türünden bir yazı. Bu yazının kesin doğru çıkacağını iddia edecektim. Ki bu gerçekti. Çünkü bütün olasılıkları yazacaktım. Sonra işin inceliklerini anlatmaya karar verdim. İşte size, “İyi bir ekonomi yazısını nasıl anlarsınız?” yazısı.

Bu noktada okuyucuların dikkat etmesi gereken ön önemli ve tek husus herhangi bir yazının “Zaman ve miktar” içerip içermediği olmalıdır. Eğer bir yazının içinde ne zaman gerçekleşeceği ve ne kadar gerçekleşeceği yer almıyorsa o yazı palavradır. En azından temenni boyutundadır.

Piyasada Amerikan kökenli bolca kriz “Kâhini” var. Bütün işleri güçleri, “Kriz çıkacak” diye bağırmak. Ne zaman olacağı belli değil. Ne büyüklükte olacağı, piyasaları ne kadar etkileyeceği anlatılmıyor. Ama adam, “Kriz çıkacak” diye bağırınıyor. Derken her 40 açıklamasından biri de tutuyor. Zaten piyasa ekonomisi ile kriz kardeş. Elbet bir yerde tutacak. Biri tuttu mu da al sana adamın adı “Kâhin”e çıkıveriyor.

Türkiye’de de durum bu. Herkes bir yanından tutuyor. “Şöyle olursa” diye başlayan bir sürü tahmin. Bunlar ekonomik tahlil falan değil. Düpedüz fal açma.

İşin en temelinde, Türkiye 80 milyon kişilik bir ülkedir. Kendi başına bu bile önemli bir ekonomik güç olmasına yeterlidir. Eğitim kalitesi, alt yapısı, ticari bağlantıları, geçmişi, gelecek umutları ve bunlar gibi onlarca özelliği gelecek için umutlu olmamız için yeterlidir. 

Aksayan yönler yok mu? Tabii ki var. Ama yürüyen yönleri de çok fazla. O yüzden karamsarlığa kapılmaya gerek yok.