Dünyadaki 2 numaralı petrol rezervinin Musul ve Kerkük civarında olduğu bilinen bir gerçek. Enerji sahalarındaki rezervlerin parasal değeri 4 trilyon doların üzerinde.
Dünyadaki 2 numaralı petrol rezervinin Musul ve Kerkük civarında olduğu bilinen bir gerçek. Enerji sahalarındaki rezervlerin parasal değeri 4 trilyon doların üzerinde. Diğer yandan Kuzey Irak’taki doğalgaz rezervi Türkiye’nin 300 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte. 50’nin üzerinde uluslararası enerji şirketinin çalışma yaptığı Musul ve Kerkük’te çıkarılan petrol Türkiye üzerinden dünya açılıyor.
Türkiye - Çin arasındaki yaklaşık yüzde 70 olan petrol yataklarının anahtarı Türkiye’de.. Bunu bilen ve bu anahtarı elimizden almaya çalışan bir koalisyon dış güç var.. Ve bu güçlerin piyonları. Irak’taki DEAŞ’a bakıyorsunuz yüzde 90 Arap, Suriye’deki DEAŞ’a bakıyorsunuz yüzde 10’u Arap.. Bu size ne anlatıyor? Tek eksik İngiltere’nin bu oyuna dâhil olmasıydı.. Bu vesileyle Rusya ile masaya oturarak Ortadoğu’da yer almaya başladı. Şimdi saflar netleşti.
Ülkemizi ekonomi alanında darboğaza sokmaya çalışan dış güçler öncelikle komşularımız ile ilişkilerimizi bozdu. Sonra? Sonrası malum, ticaret ile ilişkilerimizi sonlandırdı. Son olarak turizm gelirlerimizi parçalamaya dönük planlar yapıldı. Bu başlıkların altını sizler istediğiniz gibi “gerçek, acı” yaşanmışlıklarınızı ekleyebilirsiniz. Üzerine şehitlerimizi de eklemeyi unutmayalım lütfen.
Hatırlarsanız (ki asla unutamam); 2016 kanlı bir yıl olarak unutamayacağımız günler bıraktı hafızlarımızda. 2017 yılın ilk dakikalarında gelen terör saldırılarının bizi hem ruhsal, hem ekonomik, hem de sosyal olarak yaşamımızdan, alışkanlıklarımızdan vazgeçirmek için, ülkemiz içinde yaşayan halkı yıldırmak için yapılmış bir plan olduğu aşikar.
Tüm bunlara inat, sosyal medya teröristlerinin sahte ihbarlarına inat ben yine tiyatroya, sinemaya gideceğim.
Yine dışarıda arkadaşlarımla buluşup, yemeğe gideceğim.
Geleneklerimizden vazgeçirmeye çalışanlara karşın; ben yine kına gecelerine gidip, ertesi gün düğün halayına katılacağım. Soframızın bereketini, işimizi aşımızı kesmeye çalışanlara karşın ben yine metroda seyahat edip, gazeteme, TV kanalıma, mesaime gideceğim.
Eğitimi kesmeye çalışanlara karşın, ben yine çocuklarımı okullarına göndereceğim, büyük kızım üniversite sınavına girecek yine aynı heyecan ile sonuçları bekleyeceğim.
Yine tatile, alışverişe gidip, kışın kestane, yazın karpuz yiyeceğim.
Yine annem tarhana kaynatıp “kış için birebir kızım” diyecek.
Babam, “sana bal hazırladım kızım, sabahları ihmal etme” dediğinde özlemime yenik düşüp Karadeniz’in yolunu tutacağım.
Ve her sabah, inadına yine, yeniden diyerek güzel ülkemde bir güne daha “merhaba” diyeceğim.
Vazgeçmeyeceğiz.. Yıldırılamayacağız…
Bu cennet vatanı bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğiz.
Katma değeri yüksek ürünler üretip, kaliteli tüketim ile yaşantımızı sürdüreceğiz.
Teröre asla boyun eğmeyeceğiz.
En önemlisi içine çekilmek için uğraş verilen petrol savaşlarının bir parçası asla olmayacağız.
Şimdi sıra içeride uyuyan terörde…
Dede Korkut’un dediği gibi; “Kahpe içerden olunca, kapı kilit tutmaz oğul! Halk içinde bozgunluk yapan haindir oğul!”