Yeni Türkiye ama eski Trabzonspor. Mazisini bu kadar hatırlatan kulüp çok azdır.
Tam bitti, tamam, daha ileri gidemez dedikleri anda, 1-0’dan, 2-1 yapıp yeniden lige tutundular.
İlk ve ikinci yarıdaki en temel anlayış, önde basmak, önde kalmak olarak tanımlanabilir. Yani, Alanya öne geçtikten, maç sonuna kadar Trabzonspor genel olarak oyunun hakimi oldu. Buna rağmen pozisyonlar verdi kalesine. Onur, eski maçlara inat, kalesinde görevini yaptı. Onur’un kurtardıkları dışında, Sosa’nın hem enerjisi hem de paslarıyla maçta öne çıktığını ifade edebilirim. Bunun yanında Rıza Çalımbay’ın, ikinci devre yaptığı değişikliklerle maçı oradan, buraya aldığını belirtmek lazım.
Trabzonspor taraftarı Yusuf’u yuhaladı ama ikinci golün öncesinde Yusuf’un çalımının etkisi büyük. Yusuf’u kaybetme lüksü yok Trabzon’un. Abdülkadir, Yusuf, Sosa ile maç kazanılıyor mu? Evet. O halde, ikisi bir arada oynamaz klişesi nereden çıktı?
Trabzonsporlu yorumcular, yerel medya şimdi Rıza Çalımbay için ne yazacak merak ediyorum? Öyle ya, ‘Rıza Çalımbay’la olmadığını ima eden, vurgulayanlar şimdi şunu diyecek, ‘bir maç kazandı’. Rıza Çalımbay, ligdeki diğer hocalar kadar hatalı ve en az onlar kadar da başarılı.
Kısır bir oyun olmadı, iki taraf da güzel oyun için sahadaydı. Burak kart görmese ve cezalı duruma düşmese, Trabzonspor açısından harika bir bitiş olacaktı. Keşke Rıza hoca onu 80’de dışarı alsaydı.
Aytemiz Alanya, sezonun ilk yarısında Wagner Love ile, 3-0’dan, 4-3 yaptı ki, bu futbol tarihinde çok az olabilecek bir andı. Trabzonspor, geriye düşmesine rağmen maçtan kopmadı ve 2 gol atarak, yönetim ve teknik adamını kurtardı.
Abdülkadir, golü neredeyse çizginin dışından atacaktı.
Bu hırs diğer tüm oyunculara lazım.