Bir süredir, sadece dar gelirlinin değil çoğunluk kesimin kara kara düşünmeye şimdiden başladığı konu; zamların nereye varacağı ve en zor dönem olan kış aylarında temel tüketim maddelerine nasıl ve ne oranda yansıyacağıdır.
Kış dönemini en hızlı ve etkili bir şeklde zora sokacak zamların elektriğe ve doğal gaza yapılan zamların olacağını söylemeye gerek yok. Kısa bir süre önce elektriğe yapılan yüzde 9’lık konut zammı, daha şimdiden faturalara yansımalarıyla nasıl bir yörüngede olacağı herkesin ama öncelikle dar gelirlinin en çok merak ettiği bir konu.
Her ne kadar, yıl başına kadar doğal gaz ve elektriğe zam yapılmayacağı açıklaması, iki temel tüketim maddesindeki zamların yaraatacağı ilk şoku biraz hafifletse de, bu zamların etkisinin ne olacağı konusunda pek de rahatlatıcı olamadı.
Bilindiği üzere; özellikle büyük şehirlerde yakıt ve aydınlatma konusunun yarattığı zorlanmanın etkili olduğu aylar, ocak ile mart ayının ortalarına kadarki dönemlerdir. Yüklü faturaların tüketiciye yansıdığı dönemler bu aylardır. O nedenle yılbaşına kadar doğalgaz ve elektriğe zam yapılmayacağı açıklaması tüketiciye yeterince umut vermedi.
Bir süre önce iyice çıldıran döviz, özellilkle dolardaki kur artışları, yeterince olmasa da birazcık aşağılara inmiş, biraz sakinleşmiş olsa da, eskisi kadar değildi. Doların biraz sakinleşmesi sonrasında, ürkütücü zam oranında, ufak da olsa bir indirim beklentisi vardı ama bu olamadı maalesef ki. Bu biraz hayal kırıklığı yarattı.
Daha kaloriferler yanmadı, doğalgaz ve elektrik tüketiminin faturalara yansıması yaz aylarındaki oranlarda. Ekim ayının yarısına geldik ve İstanbul’da günlük sıcaklık yirmi derece civarlarında ve bu sıralarda yine sağanak beklentileri var.
Havalar böyle giderse kasıma varmadan yavaş yavaş kaloriferler yanmaya, elektirik tüketimi hızla artmaya ve bu artışlar faturalara yansımaya başlayacak. Kışın nasıl ve ne şiddette geçeceği konusunda şu sırlar pek de net veriler yok. Elektrik ve doğalgaz faturalarındaki artışlar yılbaşına kadar sürekli yükselecek ve neredeyse mart ayının yarısına kadar yüksek seyredecek. Dar gelirlinin kabusa dönen beklentisi kışın en yoğun geçeceği aralık, ocak ve şubat aylarında yüzde dokuz zamların neler alıp götüreceğidir.
Zamlar her zaman gündemdedir. Çarşı pazardaki mevsimlik zamlar ve artık bunlarla kıt kanaat yaşamaya alışan dar gelirli.
Bir başka zam yansımasından etkilenen kırmızı et. Artık sofraların lüks tüketim maddesine dönüştü. Kırmızı et alamayanlar et yeme ihtiyaçlarını giderebilmek için tavuk etine yönelmişlerdi ki, orada da zam sürprizi ile karşılaştılar. Son zamanlarda tavuk eti ve yumurta olması gerekenden çok daha pahalandı. Kımızı et alamayanlar tavuk etiyle eksiklerini gidermek isterken, oradaki zamlar da zorlamaya başladı. Şimdi kulağımıza gelenlere gore; bu eksikliklerini gidermek isteyenler, av mevsiminin başlamasıyla bollaşan balığa yöneldiler. Özellikle palamut mevsimi olması nedeniyle oldukça ucuz fiyatta seyreden balık, et konusundaki cankurtaran gibi.
Bir başka kafaları karıştıran zamlarıyla hem de farklı fiyat uygulamaları ile gündemi oldukça meşgul eden, olmazsa olmaz, önemli bir temel tüketim maddesi ise ekmek. Diğer zamlardan en çok etkilenen gibi görünen ekmeğin öyküsü ise bir başka. Ekmek zam almıyor gibi görünse de çaktırmadan giderek küçülüyor. Bu gidişle çok yakın zamanda büyük sandiviçlerle aynı boya yaklaşacak gibi.
Ekmek tartışmasına sona erdirmek konusunda teşvik çalışmalar yapılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin unu düşük fiyattan satışa çıkararak piyasa fiyatını aşağı çekmeye yönelik adımı, ekmeğe zam yapmadan devam etmeye çalışan esnafa nefes aldıracak gibi görünüyor.
Durum böyle.
Bizleri zamlı, zor bir kış dönemi bekliyor.
Umarım cebimizde oluşacak az hasarla atlatırız.